“ Aile,toplum ve yaşadığı coğrafyanın geleneklerinden ahlaki değerlerinden uzaklaşan gençler,sokakları tehdit etmekte toplumun huzurunu bozmaya devam etmektedir.”

Gençlik dünyanın her yerinde milletlerin, toplumların lokomotifi en temel yapı taşlarından birisidir. Yaşadıkları toplumlar için güç ve umudun yegane temsilcileridirler. İnsanlık tarihi boyunca gençler yaşadıkları milletlerin gelişimine ve üretimine büyük katkılar sağlamış büyük bir iş gücüne sahiptir.

Toplum hayatının büyük bir kısmını teşkil eden gençliğin donanımı, eğitim ve öğretimi, toplumun huzuru için büyük önem arz etmektedir. Sosyal hayatta gençlik yaşamı şekillendiren iş yükünü azaltan sayıca da ticari alanda katkıları yadsınamaz. Gençler içinde yaşadığı toplumun bütün sosyal kodlarını öğrenir ve buna göre yaşar. İçinde yaşadığı toplumun sosyal yaşantısını daha erken kavrar, denge politikasını güder ve buna göre pozisyon alır.

Sosyal yaşamın düzenlemesinde ebeveynler kadar gençlerinde katkıları çoktur. Özellikleri açısından toplumun ilerlemesinde, gelişiminde katma değerleri çoktur.

Ancak son bir kaç yıldır gençlerin, toplumun temel insani değerlerinden uzaklaşması, sosyal, siyasal, psikolojik anlamda eksik, etkisiz olmaları gözle görülmekte ve hatta sosyal medyanın da etkisiyle gençlerimiz yukarıda sözünü ettiğimiz temel değerler, etik ahlak kuralarının tersine hareket etmekte sosyal yaşamı olumsuz etkileyen en temel sorunlardan birisi olmaya devam etmektedir. Sosyal kirlilik, sosyal erezyon yaratmaktadırlar. Umudumuz olan gençler; toplumun huzurunu, istikbalini, istihdamını, huzurunu ve hatta şehir yaşantısının altını dinamitleyen en temel sebeplerden birisi oluvermiştir.

“ Aile, toplum ve yaşadığı coğrafyanın geleneklerinden etik ahlaki değerlerinden uzaklaşan gençler sokakları tehdit etmekte toplumun huzurunu bozmaya devam etmektedir.” Bunu son bir yıldır özellikle bölgemizde yaşanan sokak sürtüşmelerinde de daha net görebiliyoruz. Sokaklar bu tür freni patlayan insanlarla dolup taşmaktadır. Güven ve istikrarı bozan, akran zorbalıklarının en bariz görüldüğü bu dönemi yaşamaktayız. Temel değerler, yaş, sınıf, kadın, yaşlı, çocuk dinlemeyen, sokaklarda güveni ve istikrarı bozan bu insanların aileleri tarafından da herhangi bir yaptırım ve caydırıcı cezalara maruz kalmaması onların cesaretlendiren en büyük silahtır. Bu insanların akran zorbalığının önünün alınması elzemdir. Aileler sorunlu gördüğü bu gençleri yakın markaja alıp gerekli psikolojik eğitime tabi tutması gerekir. İnsanların olup olmadık yerlerde kavga edip silahla, bıçakla yaralanma olaylarını sadece anlık öfke ile açıklayamayız.

İnsanların yaşadığı, çocukların okula gittiği, ebeveynlerin işine aşına ekmek parası için gittikleri istikametler, yürüdükleri caddeler, sokaklar, iş yerleri güvenli değilse hiç kimse güvende değildir. Toplum ya da insanlar her güne sürprizlerle uyanmak istemiyor. Gençlerin öfke kontrolü sağlanmalı gerekirse her aile kendi çocuklarını psikoteknikten geçirmeli, akran zorbalığını tetikleyen etkenler üzerinde kafa yormalı, gerekirse gençlerini ( kontrolsüz gençleri ) evlerine hapsetmelidir.

Bu insanlar için en iyi yoldur. Endişelenmek toplumu da aileleri de rahatsız eder.

Cizre kadim ve köklü bir şehirdir. Her güne sokak kavgaları, gençlik sürtüşmeleriyle uğraşmak bu topluma yakışmaz. Gençler enerjilerini sokak kavgalarına değil eğitime, sanata, tarihe, edebiyata ve bilime vermelidir. Bunu başarabilirsek modern bir kent olma ülküsü ile gelişebiliriz.

Bu sebeple Cizre’miz, kriminal bir şehir görüntüsünden derhal çıkartılmalıdır.