GAÜN`DE "Demokratik Kazanımlar" Konferansı
1920 Cumhuriyetin ilanıyla başlayan ve 29 Ekim 1923`te Türkiye`nin yönetim biçiminin resmen Cumhuriyet olduğu kabul edilen süreç dikkate alındığında, yüz yıllık bir cumhuriyet geleneğine sahip olduğumuzu ifade eden Prof. Dr. Yakup Bulut,Cumhuriyetin belli bir birikim ile kurulduğunu ve Cumhuriyete geçişte meclis geleneğine sahip olmanın önemli bir yer tuttuğunu ifade etti. Özelikle zihni bir alt yapı oluşturan bu meclis geleneğinin, geçiş sürecinde toplumsal kabulleri de içinde barındırdığını vurguladı. Prof. Dr. Bulut konuşmasında şunları söyledi:
"Türk toplumunda var olan meclis geleneği, Cumhuriyet yönetimine geçişte de bir kolaylık sağladı. Ancak toplumsal iradenin yönetime yansıması da kolay olmadı. Demokratik sistemin hayata geçirilmesinde birçok sorun yaşandığı dikkate alındığında demokratik bir sistemin kolay yerleşmediği söylenebilir. Demokratik bir sistemin yerleşmesinde temel bir şart olan siyasal parti örgütlenmeleri, toplumsal iradenin yansımasını ortaya koyan seçimlerin yapılması, çok partili hayata geçilmesi, vesayetçi yapıların bertaraf edilmesi ve demokrasinin yerleşmesi için demokrasi adına bazı bedeller de ödendi. Bu bedeli ödeyenlerden biri de Rahmetli Adnan Menderes`tirki, bir demokrasi şehidi olarak da anılmaktadır. Bu açıdan toplumsal hafızanın muhafaza edilmesi ve bu hafızada demokrasi dışı müdahalelerin topluma nasıl bedeller ödettiği canlı tutulması gerekir. Toplumsal iradenin, Cumhuriyetin kazanımlarının farkında olması demek, bu kazanımların yaşam biçimine dönüşmesi demektir.”
Cumhuriyetin en önemli kazanımlarının çok partili hayata geçişle daha iyi görülmeye başlandığını, demokratik sistemin çıtasının yükselmesi yolunda önemli bir adım olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bulut, bu durum aynı zamanda bir demokrasi mücadelesi ve toplumsal iradenin siyasi ve idari yaşama yansıması anlamına geldiğini ifade etti. Prof. Dr. Bulut konuşmasının devamında, "Türkiye`de farklı zaman dilimlerinde oluşan ve farklı içerik taşıyan darbelere rağmen, demokratik kazanımların toplum tarafından vazgeçilmez hale geldiği artık net bir şekilde görülmektedir.Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişiminde, toplumun kendi iradesine nasıl sahip çıktığı ve demokratik kazanımları artık silah karşısında bile terk etmeyeceğini örnek olarak dünyaya gösterdi. Giderek kan kaybeden batı demokrasileri dikkate alındığında, demokratikleşme alanında toplumsal güvenin oluşmasını hedef koyan bir Türkiye, toplumsal olarak da demokrasi kazanımlarını artırma yoluna gidecek" şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.