Kanseri yendi, eğitim için mücadele ediyor
14 yaşındaki Seher Karakuş, ailesinin desteği ile de yaşama azminden vazgeçmedi, hastalığına ilk teşhis 2018 yılında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde konuldu. Ardında sırasıyla Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, Ankara Demetevler Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, Gazi Üniversitesi Hastanelerinde yıllarca tedavi gördü.
Kanseri 2022’de yenen Seher Karakuş, halen 3 ayda bir kontrol amaçlı olarak Ankara Bilkent Şehir Hastanesi ve Gazi Üniversitesi Hastanesine gidip geliyor. Kanser hastalığı tedavisi devam eden Seher Karakuş, başkasının desteğini almadan yürümekte güçlük çekiyor. Yakalandığı kemik kanseri hastalığından dolayı sol bacağı sağ bacağından yaklaşık 15 santimetre daha kısa hale geldi. Lise 1’e geçen Seher'in babası Latif Karakuş, evladının eğitimden geri kalmaması için gerekli müracaatları yaptı. Şimdi hem Seher hem de ailesi Seher’in eğitime başlayacağı günü umutla bekliyor.
Bir an önce yaşıtları gibi eğitime başlamak istiyor.
Zorlu yaşam mücadelesi veren Seher Karakuş, eğitim mücadelesi için ayakta durmaya çalışıyor. 10 parmağında 10 marifet olan Seher Karakuş, kendi hayat hikayesini anlatan ‘Seher’in Gözünden Sarkom’ adlı kitabı kaleme aldı. Haziran 2020’de okurlarıyla buluşan Seher’in kitabı 5000 adet baskı yaptı. Usta ressamların tuvallarını aratmayan resimler de çizen Seher, bir an önce yaşıtları gibi eğitime başlamak istiyor.
Ailesinin desteğiyle hem yakalandığı kemik kanseri hastalığın yenen hem de yaşama azmiyle küçük yaşta yazar olan Seher Karakuş, yaşama azmi ve gayretiyle geleceğe emin adımlarla yürümek istiyor. Seher’in gelecekteki hedefi ise iyi bir eğitim alarak avukat veya psikolog olmak. Örnek kişiliğiyle yaşama tutunan Seher Karakuş, psikolog olması halinde ise lösemili çocuklar psikoloğu olacağını söyledi.
Diyarbakır’ın Dicle ilçesine bağlı Pınar Mahallesinde oturduklarını belirten Seher Karakuş’un babası Latif Karakuş, ”Kızım Seher karakuş, 2018’den beri osteosarkom kemik kanserine yakalandı. O zamandan beri Ankara’da tedavisi devam etmektedir. Şu anda hastalıkla ilgili çok şükür durumu iyi. Ama hastalık bacağından çıktığı için bacağını kullanamamaktadır ve eğitimine baya ara vermek zorunda kaldı. Şu anda okula gidemiyor. Lise 1’e başladı. Evde eğitim için bütün müracaatları yaptık. Şu anda sonucunu bekliyoruz. İki haftadır bir türlü öğretmen gelemedi. Devamlı olarak İlçe Milli Eğitim Müdürüyle iletişim halindeyim. Onlar da çaba gösteriyorlar ama normalde bence hiçbir çocuğun eğitim hakkı kısıtlanamaz” dedi.
Seher’in kemik kanseri hastalığına ilk başta Diyarbakır’da teşhisi konulduğunu kaydeden baba Latif Karakuş, “Sözde tedaviyi Diyarbakır’da yapacaktık ama Diyarbakır’dan bizi Ankara’ya sevk ettiler. İlk başta Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ortopedi bölümüne sevk ettiler. Oradan da Demetevler Onkoloji Hastanesine sevk ettiler. Tedavisi hem oradaydı hem Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesindeydi. Onkoloji hastanesinde kemoterapi tedavisi alıyorduk. Ameliyatını Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaptık. Tümür direkt bacağının diz kapağının hemen üstünde çıktı. İlk ameliyatında 35 santimetrelik bir platin taktılar. Bacağı enfeksiyon kaptı, değiştirmek zorunda kaldılar. Tedavisini Gazi Hastanesi’ne aldık. Orada doktorlar ameliyat ederken platini çıkarmakta zorluk çektiler. Üstte kalan kemiği tekrar almak zorunda kaldılar. Şu anda diz altında 10 santimetreye kadar komple platin var, bacağında kemik yok. Platinin altında kemik 2 defa üst üste kırıldı. Bir seferinde buradan okula giderken burada yürüme mesafesi çok olduğu için, servisçiler de gelip kapıdan almadığı için düştü, bacağını kırdı. Bir sefer de Ankara’da kendiliğinden düştü kırdı" diye konuştu.
Kimsenin benim eğitim hakkımı kısıtlamaya hakkı yok.
Seher Karakuş, herkes gibi eğitim hakkının olduğunu söyledi. Karakuş, "Benim de diğer arkadaşlarım gibi herkes kadar normal bir eğitim görme hakkım var bence. Bize evde eğitim için rapor alın, dediler. Rapor aldık ama rapor alalı iki hafta oldu ama bize tam olarak bir şey vermediler. Bir öğretmen yok, dediler; bir servis yok, dediler. Kimsenin benim eğitim hakkımı kısıtlamaya hakkı yok. Şu anda da özel sınıf açacağız, diyorlar. Aslında her okulda bile olmasa, her ilçede de bizleri düşünmeleri çok iyi olur. Bizler için bir sınıf açmaları, önceden daha iyi olurdu” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.