DEVA PARTİSİ GENEL BAŞKANI ALİ BABACAN, PARTİSİNİN ŞIRNAK İL KONGRESİNE KATILDI

DEVA PARTİSİ GENEL BAŞKANI ALİ BABACAN, PARTİSİNİN ŞIRNAK İL KONGRESİNE KATILDI
Partisinin Şırnak 1.Olağan Genel Kurul Toplantısı için Şırnak'a gelen Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan,Kapalı Spor salonundan düzenlenen kongrede halka hitap etti. Şırnak...

Partisinin Şırnak 1.Olağan Genel Kurul Toplantısı için Şırnak'a gelen Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan,Kapalı Spor salonundan düzenlenen kongrede halka hitap etti.

Şırnak Şerafettin Elçi Havalimanına gelen ve Cizre'deki ziyaret ve temasların ardından Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan ve beraberindeki heyet partisinin il kongresine katılmak için Şırnak'a geldi.

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin il kongresine katılmak için geldiği Şırnak'ta ilk önce Şırnak'ta görev yapan ulusal ve yerel basın temsilcileri ile görüştü. Şırnak Şehri Nuh otelde yapılan görüşmeye Şırnak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İdris Mir, Şırnak'ın bazı sorun ve taleplerini içeren bir rapor sundu.

Ardından Babacan ve beraberindeki heyet, Kanaat önderleri ve Sivil Toplum kuruluş temsilcileri ile bir toplantı gerçekleştirdi. Babacan bölgenin kanaat önderlerin sorularını cevaplandırırken, taleplerini de dinledi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Şırnak Kapalı Spor Salonunda yapılan İl Kongresinin önünde, davul zurna ile karşılandı. DEVA Partisi Şırnak 1. Olağan kongresine, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve eşi Zeynep Babacan, Eski bakan Sadullah Ergin, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda partili katıldı.

DEVA Partisi İl Başkanı Guhdar Zeyrek'in açılış konuşmasının ardından DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Bugün sizleri; El cezeri'nin, Aşıklar diyarı Mem U Zin'in şehrinden, Cudi dağının yamacından, Saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Dün Cizre'deydik, bugün Şırnak il kongremizi gerçekleştiriyoruz. Yarın inşallah batman programımızdan sonra Kozluk ilçe kongremizi gerçekleştireceğiz. Ülkemizin her yerinde aynı sıcaklığı hissediyoruz. Aynı heyecanı görüyoruz. Türkiye'nin her bir köşesinde umutla, güler yüzle, mutlulukla karşılanıyoruz. Bunun anlamı çok açık. Bunun anlamı çok güçlü. Bunun anlamı çok derin. Çünkü Türkiye'nin demokrasi ve atılıma ihtiyacı var. Çünkü Türkiye'nin deva Partisi'ne ihtiyacı var. Görüyoruz ki şu anki kötü yönetim, ülkemizi kutuplaştırmaktan başka hiçbir iş yapmıyor. Bakın, sokağa bile çıkamıyorlar. Onlar ayrıştırıyor, kutuplaştırıyor; deva partisi birleştiriyor. Onlar ötekileştiriyor, susturuyor; deva partisi soruyor, dinliyor. Onlar sorunları çözmemek için bahane uyduruyor; deva partisi çözümü anlatıyor. İşte bu yüzden biz durmuyoruz, durmayacağız. Çalışıyoruz, çalışacağız. Çünkü biz emaneti teslim almaya, en güçlü şekilde demokrasi ve atılım demeye, ülkemizi ayağa kaldırmaya geliyoruz. Deva partimizi oldukça zorlu bir dönemde kurduk. Biz bu yola, demokrasimiz tehdit altındayken, öncelikle demokrasimize sahip çıkmak adına koyulduk. Biliyorsunuz, 15 temmuz 2016'da demokrasimize kast edildi. Meclisimiz bombalandı. Ve bu darbe girişiminde 251 şehit verdik. Tüm şehitlerimizi bir kez daha minnetle, saygıyla ve rahmetle anıyorum. Bu darbe girişiminin üstüne yoğun bir olağanüstü hal dönemi yaşadık. Ohal döneminde de maalesef çok sayıda insan hakkı ihlaline şahit olduk. Ve adaletin terazisi şaştı. Khk marifetiyle, çok sayıda suçsuz insanın açlıkla sınandığını gördük. Çok sayıda insanın mağduriyeti, yargıdan aldıkları beraat kararlarına rağmen giderilmedi. Peşinden önemli bir değişiklik de 2017 yılında yaşandı.

Yapılan anayasa değişikliğiyle beraber, sayın erdoğan, tüm yetkiyi tek başına elinde topladı. Zaten çok istiyordu, milletimiz de “al bakalım, ne yapacaksın, görelim” dedi. Biliyorsunuz, bu sistemde bir kişi kafasına eseni yapabiliyor. Türkiye'yi tam bir kuralsızlık ülkesi yaptılar. Öyle ki, daha iki hafta önce, tek bir gecede, o tek kişinin imzaladığı bir kararname ile ülke 531 milyar lira fakirleşti. Biliyorum, bu sayılar çok yüksek, hayal etmesi kolay değil. Ama özetle şöyle söyleyeyim arkadaşlar: batırdılar batırdılar. Devleti batırdılar. Tüm ülkeyi tek kişinin keyfine göre şekillendirdikleri için usulsüzlük artık kural oldu. Bakın geçtiğimiz hafta ne oldu? Meclis genel kurulu'na bir kanun teklifi geldi. Meclis'te yapılan oylamada teklif reddedildi. Ha, kanun teklifini getiren parti de iktidar partisi. Tabii insan önce bir şaşırıyor. “Allah Allah, iktidar partisi kendi sunduğu paketi mi reddetti?” Diyor. Pek görülmüş bir şey değil. Meğer yeteri kadar milletvekilleri o gün meclis'te değilmiş. El kaldırıp indirememiş. Tabii, meclis 'in artık yolunu mu unuttular? Ya da, “nasıl olsa meclis ‘in bir anlamı kalmadı” diye işleri iyice mi boşladılar? Bilemiyoruz. Bu teklif reddedildikten sonra ne olması gerekiyordu? İlgili teklifin bir yıl süreyle askıya alınması gerekiyordu. İçtüzük böyle diyor. “bir sene boyunca yeniden gündem edemezsin” diyor. Değil bir yıl değil, bir gün sonra meclis'e yeniden getirdiler. Ağzımız açık bakıyoruz. Türkiye tarihinde bir ilk. E tabii, anayasayı her gün çiğneyen kişiler, meclisi de iç tüzüğünü de çiğnemekten kaçınmıyor. Bir kuralı daha ihlal ettiler. Bir kere daha meclisimizi hukuksuzluğun adresi yaptılar. Peki konu ne? Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kanunu teklifi. Hani şu, kamuda işe alımlarda redderken “senin şu akrabanın şu akrabası terörle iltisaklıymış” gibi gerekçeler öne sürdükleri güvenlik soruşturması. Biliyorsunuz, “irtibat ve iltisak” diye bir şey uydurdular.

Vatandaşlarımız güvenlik soruşturmalarında böyle mağduriyetler yaşadı, yaşıyor. Bu bahaneyle ayrımcılık yapıldı. Hak etmesine rağmen memur olarak atanamayan çok sayıda vatandaşımız oldu. Keyfiyet, şeffaf olmayan raporlar ve geniş takdir yetkisi bu sorunlara yol açtı. Ne yazık ki, işte şu an konuştuğumuz teklif hazırlanırken, bu sorunların da dikkate alınmadığını görüyoruz. Bu konuda anayasa mahkemesi'nin de kararları var. Onlar da dikkate alınmıyor. Elbette devletin güvenliği ile doğrudan ilişkili olan ve gizlilik gerektiren mesleklerde güvenlik soruşturmasından geçilmesi gereklidir.

Buna kimsenin bir itirazı yok. Bu meslek gruplarının açıkça ifade edilmesi gerekir. Keyfiyetin önlenmesi gerekir. Arşiv araştırmasında aranan verilerin kötüye kullanılmasına karşı koruyucu düzenlemeler gerekir. En önemlisi; her şey net olmalıdır. Biz diyoruz ki, hangi suçlar kamu görevine girmeye engel oluşturur? Bunu açık açık yazın. Mesela, vatandaş yargılanmış, beraat almış, takipsizlik kararı almış. Bu kişiler hakkında keyfi uygulamalardan vazgeçilecek mi? Açık açık yazın. Ayrıca suçlar arasında bir ayrım veya derecelendirme de kesinlikle yapılmalı. Biz suçların şahsiliği ilkesi ve masumiyet karinesi gereğince, bu teklifin sorunlu olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca raporları değerlendiren komisyon için şeffaf kriterlerin belirlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Kamuda işe alımlarda önemli gördüğümüz bir diğer nokta ise mülakat sistemi arkadaşlar. Mülakat sistemi birilerini kayırma aracı olmuş. Gençler sınava giriyor, derece yapıyor. 90 alıyor, 95 alıyor. Ama mülakatta eleniyor. Nedeni de belli değil ha, “elendin” deniyor bitti gitti. Böyle bir sistem olur mu? Biz kesinlike bu mülakat sistemini kadıracağız. Çünkü önce adalet diyoruz. Önce liyakat diyoruz” dedi.

Konuşmaların ardından tek liste ile gidilen seçimde GuhdarZeyrek DEVA Partisi Şırnak İl Başkanı seçildi. Daha sonra seçim otobüsüyle kente doğu yola çıkan Babacan, çarşı merkezinde esnafını ziyaret ederek, vatandaşları selamladıktan sonra Şırnak'tan ayrıldı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.