Sabır Nedir? İslam’da sabrın önemi ve çeşitleri

Sabır Nedir? İslam’da sabrın önemi ve çeşitleri
Zorlu bir dünya hayatı geçirmekteyiz. Zenginin zenginliğini koruyabilmesi, fakirin fakirliğin vermiş olduğu sıkıntılara göğüs germesi zor. Hayatın zorluğuna karşı çaresiz miyiz? İşte cevapları…

Bir zorluk varsa, o zorluğa dayanıldığı müddetçe, sabır gösterildiği müddetçe kolaylık elbette vardır. Yüce Allah (c.c.) ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır:

“Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul. Ancak Rabbine yönel ve yalvar.”

Her güçlükle beraber bir kolaylık var ise, o zaman güçlük başımıza geldiği zaman feryat figan etmeden sabır göstermek gerekir. Çünkü sabır, gelen sıkıntı karşısında katlanmak değildir, gelen sıkıntıya göğüs germektir. Sabır gösterilmeyip de kişinin kendisini perişan etmesi ve daha sonra “başa gelene katlanacağım, bana sabır etmekten başka bir şey düşmez” doğru olmayacaktır. Sabır, sıkıntının geldiği anda ona göğüs germekle gösterilir. Sabır gösterilecek ise, zorluk geldiği anda gösterilmelidir. Sabır hayatımızın vazgeçilmezleri arasındadır. Sabır, ahlakımızın olgunlaşması için gerekli olan prensiplerdendir. Sabır, ahlâkî bir kavram olarak, başa gelen musibetlerden dolayı Allah’tan başka kimseye şikayetçi olmamak, yakınmamak, sızlanmamak; nefse ağır gelen ve hoşa gitmeyen şeyler karşısında dünya ve âhiret yararını düşünerek, ruhi dengeyi bozmamak için insanın kalbinde bulunmakta olan sükûnet ve dayanma gücü demektir. Kur’an-ı Kerim’de sabırla ilgili ayet-i kerimeler şöyledir: “Ey iman edenler! Sabredin, sabır yarışında (düşmanlarınızı) geçin!”

“Sabredenlere, felâketlere karşı göğüs gerenlere, mükâfatları hesapsız ödenecektir.”

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَعِينُواْ بِالصَّبْرِ وَالصَّلاَةِ إِنَّ اللّهَ مَعَ الصَّابِرِينَ

“Ey iman edenler! Başınıza gelecek her şeye sabretmekle ve namaz kılmakla Allah’tan yardım isteyin. Allah sabredenlerle beraberdir.”

Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde müminin halini şöyle tasvir etmektedir: “Müminin durumu gıpta ve hayranlığa değer. Çünkü her hâli kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece müminde vardır: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir belâ gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur.”

İnanan insanların başına bela ve musibet gelmesi onlar için bir imtihan vesilesi, hatalarının affedilmesine bir sebep, sabır gösterilebilirse dünya ve ahiret hayatında mutluluğa ulaşılmada bir fırsattır. Sabır, belayı nimete dönüştürür. Nimet sabırla şükre dönüşür. Kalbin içinde bulunduğu hüznü hafifletir. Sabır, hayrı hatırlatır. Bunalımlardan kurtuluş sebebidir sabır. Sabrın sonu selamettir. Selamet yurdu ise cennettir. Sabır, cennete götürür. Sabır kişiyi Rabbine götürür. Sabır dünya ve ahiret huzuruna, mutluluğa götürür".

Kaynak:Haber Merkezi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.