Ukraynalı savaş mağduru kadınlar kurdukları dans grubu ile hayata yeniden tutundu
Aydın’ın Kuşadası ilçesinde savaş mağduru Ukraynalı kadınlar, ‘Slava’ isimli dans grubu kurdu. Katıldıkları etkinliklerde Türkiye ve Ukrayna’ya özgü yöresel oyunları sergileyen kadınlar, savaşın yaralarını dans ederek sarıyor.
Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaşta yaklaşık 1,5 yıl geride kaldı. Savaş nedeniyle ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan birçok Ukraynalı kadın, çocuklarıyla birlikte Türkiye’ye sığındı. Ukraynalı kadın ve çocuk sığınmacılara Kuşadası da kucak açtı. Kuşadası’ndaki sivil toplum kuruluşları ve iş adamları, bir tur firmasının öncülüğünde geçtiğimiz yıl aralarında bebeklerin de bulunduğu 97 kişiyi Ukrayna’dan Kuşadası’na getirdi. Ülkelerindeki hayatlarını bırakarak Kuşadası’nda yaşamaya başlayan Ukraynalı savaş mağduru kadınlar, ‘Slava’ ismini verdikleri bir dans grubu kurdu. 10 kişiden oluşan grubun içerisinde piyanist, müzisyen, ressam ve öğretmen olan Ukraynalı kadınlar bulunuyor. Haftanın iki günü kentteki bir spor salonunda prova yapan dans grubu, Kuşadası’ndaki çeşitli etkinliklerde sahneye çıkıyor. Sahnede Türkiye ve Ukrayna’ya özgü yöresel dans figürlerini sergileyen kadınların gösterileri izleyenlerden büyük alkış topluyor. Ukraynalı kadınlar, dans sayesinde savaşın kendilerinde bıraktığı derin yaraları sarıp, hayata yeniden tutunuyor.
"Kadınlar savaşı düşünmek istemez"
Ukrayna’daki savaştan en çok kadın ve çocukların etkilendiğini belirten İevgeniia Çağlar, “Dans grubunu kurma fikri savaş nedeniyle Kiev’den Kuşadası’na sığınan dans eğitmeni Lyudmila Gluşko’nun fikriydi. Bize çok güzel bir dans grubu kurabileceğini söyledi. Böylece çalışmalara başladık. Didim ve Kuşadası’nda düzenlenen etkinliklerde sahne aldık. Grubumuzdaki kadınlar daha önce bir arada profesyonel olarak dans etmedi. Bizim için çok faydalı oldu. Çünkü kadınlar hiçbir zaman savaşı düşünmek istemezler” dedi.
"Artık kendimi daha iyi hissediyorum"
Rusya’nın savaşta saldırdığı ilk kentlerden biri olan Herson’da piyanistlik yapan Maria Sidenko ise, “Daha önce Kuşadası’nda kendimi yalnız hissediyordum. Ama kendi ülkemden olan insanlarla dans etmeye başladıktan sonra bu duygum kayboldu. Artık kendimi güvende ve iyi hissediyorum. Ülkemdeki savaşın bir an önce bitmesini istiyorum” diye konuştu.
Ailesini Kiev’de bırakmak zorunda kalan Natalia Liulka da, Rusya’nın ülkesine yönelik gerçekleştirdiği saldırılara bir an önce son vermesi dileğinde bulundu. Kendilerine kucak açan Türkiye’ye teşekkür eden Liulka, “Annem ve babam Kiev’de kaldı. Bir insanın tanımadığı bir ülkede yaşaması çok zor. Buraya ilk geldiğimde kendi kendime sürekli nasıl bir felaket yaşadığımı soruyordum. Dans grubuna katılmak beni rahatlattı. Bir an önce aileme geri dönmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.