Diyarbakır’da kanser hastaları son nükleer tıp teknolojileriyle şifa buluyor  

Diyarbakır’da kanser hastaları son nükleer tıp teknolojileriyle şifa buluyor  
Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Bölümünde diferensiye tiroid kanseri, prostat kanseri, nöroendokrin tümör ve hipertiroidi hastalıkları...

Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Bölümünde diferensiye tiroid kanseri, prostat kanseri, nöroendokrin tümör ve hipertiroidi hastalıkları tedavi ediliyor.

Her ay yaklaşık 2 bin sintigrafik görüntüleme ve 800 PET/CT görüntülemesinin yapıldığı bölümde, 15 hipertroid tedavisi, 50 civarı troid ca tedavisi, 25 civarı Lutesyum177 tedavisi uygulanıyor.

Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 2010 yılından bu yana hizmet veren Nükleer Tıp Bölümünde birçok hasta radyoaktif tedavisiyle şifa buluyor. Son nükleer tıp teknolojileriyle her türlü sintigrafik görüntülemenin yapıldığı bölümde, kalpten akciğere, karaciğerden kemik ve böbreğe kadar geniş bir alanda teşhis için SPECT/CT, SPECT, PET/CT ve FAPI cihazları kullanılıyor. Bölgenin en büyük etkin nükleer tıp merkezlerinden olan Gazi Yaşaragil Eğitim Hastanesinde 3 doçent doktor ve 5 uzman doktor ile Nükleer Tıp Bölümü hizmet veriyor. Nükleer Tıp Bölümünün sadece sintigrafik görüntülemeden ibaret olmadığını belirten Nükleer Tıp Uzmanı Doç. Dr. Halil Kömek, hastalığın yarısı oranında tedavi ile ilgilenen bir bilim dalı olduğunu söyledi. Kömek, “FDG PET/CT ile onkolojik tüm vücut görüntüleme yapan cihazlarımız mevcut. Prostat kanserleri için 68Ga-PSMA, nöroendokrin tümörleri görüntülemesi için 68Ga (Galyum68)-Dotatate ve ülkemizde birkaç merkezde uygulanan TİTCK (Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu) onaylı olduğumuz FAPI (fibroblast aktivasyon protein inhibitörü) ile kolorektal ve gastointestinal kanserlerinin periton yayılımlarında kullandığımız FAPI görüntülemesi yapmaktayız” dedi.

“Lutesyum 117 tedavisi son bir şans”

Kömek, kanser tedavileri için bölgede tek aktif ünitenin Gazi Yaşargil Hastanesinde olduğunu belirtti. Prostat kanseri ve nöroendokrin tümörlerinde kemoterapi tedavisi görmüş, ek bir tedavi imkanı olmayan hastalara son aşamada Lutesyum 117 tedavisi uyguladıklarını ifade eden Kömek, “Başta tiroid kanserleri olmak üzere bölgede tek aktif ünite bizim kliniğimiz. PSMA ve Lutesyum tedavileri, özellikle nöroendokrin tümörlerde şuanda hiçbir tedavinin ulaşamayacağı ölçüde progresyonsuz sağ kalıma sahip. Lutesyum PSMA geçen yıl içerisinde Amerikan kanser derneği tarafından kılavuzlarına eklendi” ifadelerinde bulundu.

Bölge halkına ilk kanser tedavi hizmeti verdiklerini belirten Kömek, “Biz bu tedavileri Türkiye'de ilk yapan merkezlerden biriyiz. Oldukça deneyimimiz var. Tüm bölge halkına hizmet vermekteyiz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde etkin merkez olarak tek merkez sayılabilecek düzeydeyiz. Van, Hakkari ve Malatya'ya kadar bütün bölge hastaları bize gelmekte. Ayrıca Kuzey Irak ve yakın Ortadoğu ülkelerinden hastalar da hastanemize başvuruyor” diye konuştu.

Hastanede yılda 6 bin hastanın tümör taraması amacıyla PET/BT görüntülemesinin yapıldığını söyleyen Kömek, “Hastanemizde ayrıca tiroid kanseri 300 hastaya İyot tedavisi yapılmakta. Yılda 400 hastaya da Lutesyum tedavileri, prostat kanserlerinin nöroendokrin tümörlerinin ya da ağrı palyasyonu amacıyla uygulanmaktadır. Açılımını yaparsak eğer, radyoaktif madde ile işaretlenmiş bir reseptör bağlacını hastanın vücuduna enjekte ediyoruz ve sadece tümörlü alanları tutup tedavi ediyor. Herhangi bir yan etkisi olmadan sadece tümöre spesifik reseptörlere bağlanarak tedavi edildiği için, hedeflenmiş radyoterapi dediğimiz sistemi kullanıyoruz. Bunun yanı sıra yılda yaklaşık 300 hastanın da hipertiroidi tedavisini yapmaktayız” şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.