Uzman klinik psikolog Özlem Soysal, çiftlerde boşanmaların altında yatan en büyük nedenin aralarındaki iletişimsizlik olduğunu söyledi.
Memorial Dicle Hastanesi`nde görevli uzman klinik psikolog Özlem Soysal, çiftler arasındaki iletişimsizlik ve boşanmalara ilişkin açıklamalarda bulundu. Soysal, son yıllarda boşanmaların altında yatan temel nedenin çiftler arasındaki iletişimsizlik olduğunu ifade etti. İletişim probleminin eşler arasında ister istemez birçok soruna neden olduğunu aktaran Soysal, “Bunlar da genelde çiftler arasında birbirlerini anlayamamaları, birbirleriyle iletişim kuramamalarıdır. İletişimin olmadığı yerde zaten hiçbir şekilde ilişki ilerleyemez. İletişimimiz olmadığı zaman çiftler arası saldırganlık, ama sözcükleri oluşmaya başlıyor. İletişimlerde en çok sorun yaşanan problemlerden biri de kişilerin bir birlerine anlatmak istedikleri doğru anlatamamaları. Çünkü tartışma esnasında genellikle çiftler karşı tarafın ne dediğini değil, kendini nasıl savunacağını düşündüğü için en büyük problemler oluşuyor. Bunun temel sebebi de nedir, karşımdaki bunu söylerken ben nasıl savunabilirim. Nasıl kendimi haklı çıkarabilirim. Ama esas konularımızdan biri haklı çıkartmak olayı olmamalı. Bir birimizi anlamalıyız. O esnada haklı çıkmamız o kadar da önemli değil. O anda yapmamız gereken şey karşımızdakini dinleyip sorunun ana nedenine odaklanmamızdır. Günümüz çiftlerine en çok rastladığımız problemlerden biri de aslında boşanmaların en fazla sıklaştığında yapılan istatistikler sonucuna baktığımızda büyük bir iletişim sorunudur. Akşam evde eşleriyle iyi bir iletişim kuramamaları, iyi bir muhabbet edememeleri, günlerinin nasıl geçtiğini, beraber vakit geçirememeleri. Bunlarda belli bir süre sonra eşler arasına büyük bir soğukluk bırakarak ve bir birlerinden kopmalarına neden olmaktadır. Genelde bu durum daha çok yeni evli çiftlerimizde daha çok sık görünüyor” dedi.
“Evliliğin ilk beş ve yedi yılı risk yılıdır”
Evliliğin ilk beş ve yedi yılının deprem yılı veya risk yılı olduğunu kaydeden Soysal, boşanmaların çoğunun ilk beş ve yedi yılları arasında olduğunu kaydetti. Soysal, “Çiftlerin yaşadığı problemeler, bayanların genelde en çok yakındığı durum ilgisizlik. Erkeğin ilgisizliğinden yakınırlar. Eşim akşam eve gelir ama benimle ilgilenmez, sohbet etmez, ruhsal tatminlik olarak beni doyurmaz. Bu da eşler arasında birçok soruna sebep olmaktadır aslında. Çiftlerimiz genelde ne anlatmak istiyorlarsa eşlerine onu anlatmaları gerekir. Yani direkt anlatım yöntemi önemlidir. Bunları dolandırmadan, bahaneler, triplerle değil, bunu direkt partnerine sorunu söylemede anlatması, ne gerekiyorsa onu söyleyip isteklerini belirtmesi gerekiyor. İkinci bir önerimiz, dinlemeye önem vermeleri gerekiyor. Özellikle ilişkilerde yaşanan tartışmalarda her iki tarafta kendisini ifade etmek ve haklı olduğunu kanıtlamak için birçok yola başvuruyor. Ama öncesinde durup partnerini dinlemeli, yenilgiyi kabul etmek olduğunu düşünürler. Oysa dinleyerek sorunların çözmenin başlıca yöntemleri bir birlerini dinlediği müddetçe sorunun odak noktasını ele aldıklarında bu sorunu çözeceklerdir. Üçüncü bir tavsiyemiz de suçlamak yerine hislerimizi ifade etmek. Dördüncüsü de bir yere varmayacağımız tartışmalardan kaçınmamamız. Bunun temel sebebi de şöyle, bir yere varamayacaksak o tartışmayı uzatmanın bir anlamı yok. Beşinci önerimizde olumlu bir vücut dili kullanmaları. İnsanlar duydukları kadar gördüklerinden de artık çok etkilenirler. Biz karşımızdaki bireyle konuştuğumuzda avuç içlerimizi göstererek konuşmayı tercih etmeliyiz. Bu, seni dinliyor ve önemsiyorum mesajı gönderir karşı tarafa. Çocuk olduktan sonra biraz daha ailelerde şu görülüyor. Kadın çocuğuyla bağlı olduğu için onun bakımıdır, gereksinimidir. Bir yerde onunla ilgilenmemesi, konuşamaması ilgisini görmezden gelebiliyor. Ama çocuk olmadığı zaman bayanın tek ilgi odağı eşi olduğu için bütün isteklerini ondan istiyor” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.