Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Gazze Şeridi’ndeki insani krize yönelik açıklamalarda bulundu. Ghebreyesus, yeni yılın dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insan için iyi bir şekilde başlamadığını belirterek, önümüzdeki pazar günü İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 100 günün geride kalacağına dikkat çekti.
Gazze Şeridi’ndeki durumun tarif edilemez olduğunu aktaran Ghebreyesus, “Gazze nüfusunun neredeyse yüzde 90'ı 1,9 milyon insan yerinden edildi ve birçoğu birden fazla kez yer değiştirmek zorunda kaldı. İnsanlar temiz olmayan az miktarda su ya da yeterli olmayan ekmek için saatlerce kuyrukta bekliyor” dedi.
Gazze Şeridi’nde sadece 15 hastanenin kısmen de olsa çalışmaya devam ettiğini belirten Ghebreyesus, bölgedeki temiz su ve sanitasyon eksikliği ile aşırı kalabalık barınma merkezlerinin hastalıkların yayılması için ideal ortamı oluşturduğunu vurguladı.
“DSÖ, taleplerimiz reddedildiği ve güvenli geçiş güvencesi sağlanmadığı için Gazze’nin kuzeyine planlanan 6’ncı yardım misyonunu de iptal etmek zorunda kaldı”
Gazze Şeridi’ne insani yardım ulaştırmanın çok zor olduğunu aktaran Ghebreyesus, “Yoğun bombardıman, hareket kısıtlamaları, yakıt sıkıntısı ve kesintiye uğrayan iletişim, DSÖ ve ortaklarımızın ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını imkansız hale getiriyor. Malzemelerimiz, ekiplerimiz ve planlarımız hazır. Sahip olmadığımız şey erişim. Son misyonumuzu gerçekleştirdiğimiz 26 Aralık'tan bu yana DSÖ, taleplerimiz reddedildiği ve güvenli geçiş güvencesi sağlanmadığı için Gazze’nin kuzeyine planlanan 6’ncı görevi de iptal etmek zorunda kaldı” dedi.
Gazze halkına insani yardım ulaştırılmasının önündeki engelin erişim sorunları olduğunu belirten Ghebreyesus, “İsrail'i, DSÖ ve diğer ortakların insani yardım ulaştırma taleplerini onaylamaya çağırıyoruz” dedi.
Gazze Şeridi’nde ateşkes çağrısını yineleyen Ghebreyesus, “Ateşkes çağrısında bulunmaya devam ediyoruz, ancak ateşkes olmasa bile insani yardım ve çalışanların güvenli geçişine izin verecek koridorlar oluşturulabilir. Kalan esirlerin serbest bırakılması için çağrıda bulunmaya devam ediyoruz. Tüm tarafları, uluslararası insancıl hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine uygun olarak sağlık hizmetlerini korumaya çağırmaya devam ediyoruz. Sağlık hizmetleri her zaman korunmalı ve saygı görmelidir, saldırıya uğrayamaz ve militarize edilemez” dedi.