Şırnak’ın Cizre İlçesinde Eğitim Bir-Sen Şırnak Şube Başkanlığı tarafından “Sözleşmeli istihdam bitmeli, aileler birleşmeli” adı altında düzenlenen basın açıklamasında sözleşmeli öğretmenler kadro ve eş özrü hakkı için seslerini duyurmaya çalıştı.
Şırnak’ın Cizre ilçesinde “Sözleşmeli istihdam bitmeli, aileler birleşmeli” sloganı adı altında düzenlenen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın katıldığı basın açıklamasında sözleşme öğretmenler kadro talebi ve eş özrü hakkından yararlanmak için seslerini duyurmaya çalıştı.
Cizre Sanat Sokağında düzenlenen ve Memur-Sen Bünyesinde faaliyet gösteren 11 sendika üyelerinin de katıldığı “Sözleşmeli istihdam bitmeli, aileler birleşmeli” basın açıklamasında Türkiye genelindeki sözleşmeli Öğretmenler adına açıklama yapan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın:”Sözleşmeli öğretmenler için eşit özlük hakları ile kadro talebimizi dile getirmek, parçalanmış aileleri kavuşturacak bir düzenlemenin yapılması çağrısında bulunmak için burada bir araya geldiklerini ifade etti.
Bugün bu alanda, sözleşmeli öğretmenlerimizle birlikte, Adalet ve hakkaniyete, insan hakları ve çalışma ahlakına aykırı bir uygulamaya son verilmesi talebimizi haykırmak için toplandıklarını belirten Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın;” Geleceğin nesillerini yetiştirmenin övüncünü yaşamak isteyen kamu görevlisini, Ailesinden ayrı, çocuklarına hasret bırakan sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının mağduriyetlerine “Dur!” demeye geldik.Kamu hizmetlerinde kalite, süreklilik, kapsayıcılık ve güvenlik kadar, Kamu görevlilerinin istihdam şekli, çalışma şartları, mali, sosyal ve özlük hakları da önemlidir. Kamu görevlilerinin genellik, adillik, eşitlik’ ilkelerine uygun hükümlerle muhatap olması,“saygın iş” anlayışının bir gereğidir. Sözleşmeli öğretmen istihdamı gerek sözleşmeli eğitimciler, gerek istihdamı gerçekleştiren kurumlar, gerekse de farklı statüdeki personelden aynı kamu hizmetini alan öğrenci ve ebeveynler açısından ciddi sorun oluşturmaktadır. Sözleşmeli öğretmenlik, kabul edilmiş hatanın tekrarı, geçmiş sıkıntıları unutmanın, aynı kısır döngüyü yeniden kurup, birçok değeri heba etmenin adıdır.”dedi.
Türkiye’nin 2006–2011 tarihleri arasında sözleşmeli öğretmen istihdamı deneyimini yaşadığının altını çizen Yalçın,”Bu tarihler arasında 70 bin civarında sözleşmeli öğretmen istihdam edilmiştir. Ancak, kurum içi çalışma barışının bozulması, Öğretmenlerin verimliliğinin düşmesi, Millî Eğitim Bakanlığı’na ve eğitim politikalarına olan güvenin azalması. Sözleşmeli ile kadrolular arasındaki farklılıklardan doğan dava yükü Ve de hukuki karmaşa gibi sebeplerden dolayı Eğitim-öğretim faaliyeti olumsuz etkilenmiş 2011 yılında sözleşmeli öğretmenliğe son verilmiştir.Peki, aradan geçen zaman zarfında ne değişti de bugün sözleşmeli öğretmenlik dayatmasında ısrar ediliyor?Kimse bunun cevabını kamuoyuna ve eğitimcilere veremiyor.Ama bu sorun can yakmaya, mağdur etmeye devam ediyor. Aynı vazifeyi yapan kamu görevlileri arasında hak ve ücretlerde eşitsizlik kabul edilemez. Aynı sınıfta aynı dersi anlatan aynı okulda aynı isim ve vasıfla görev yapan öğretmenler arasında ayrımcılık olmaz, olmamalıdır. Aksi hâlde çalışma barışı yara alır, iş verimi azalır.Haklı taleplere, geçerli mazeretlere duyarsız yanlış istihdam politikası Öğretmenlerimizin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemekte, eğitimde verimliliği düşürmektedir. Kadrolu öğretmen mevzuatın verdiği güvenceyle aile bütünlüğünü sağlarken, sözleşmeli öğretmen ailesine kavuşacağı gün için şafak saymaktadır. Eğitimciler işi ile eşi arasında tercihte bulunma çelişkisinden kurtarılmalı, Anasından babasından ayrı büyüyen çocukların aile hasretine son verilmelidir. Öğretmenin zihnini ailevi sorunlarla meşgul eden aynı işi yapanlar arasında sosyal hiyerarşi üreten, Hak ve ücretlerde haksızlıklara fırsat veren sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilmelidir.”dedi.
Yalçın,”Eğitim-Bir-Sen olarak diyoruz ki Türkiye’nin gücü ve tarihi birikimi sahip olduğu inanç ve medeniyeti insan, insan onuru, aile ve emek konusundaki güçlü hassasiyeti, güvencesiz istihdamı kamuda terk etmeyi aile kurumunu muhafaza etmeyi zorunlu ve mümkün kılmaktadır. Bizler, Türkiye’nin gerek malî gerekse fikrî gücünün en kısa süre içerisinde sözleşmeli öğretmenleri kadroya taşımaya Sözleşmeliliği tarihte kötü bir anı olarak bırakmaya yeteceğine inanıyoruz.Yetkililerden, Sözleşmeli öğretmenlerimizin aile hasretine son verecek, onları ailelerine kavuşturacak adımı atmalarını,ara tatilde tayin hakkı vererek mahzun yüzleri güldürmelerini istiyor ve bekliyoruz.”diye konuştu.
Sanat Sokağında geniş bir katılımla düzenlenen basın açıklamasında sözleşmeli öğretmenler ve aileleri ”Bizi kadrosuz bırakma Reis”,“Eşim Orada,İşim Burada”,”Ailemi istiyorum”,”Sözleşmelilik Bitmeli”,”zorunlu hasrete son”,”Sözleşmeli Çözüm Bekliyor”,”Sözleşmeliye Kadro Hayal değil gerçek olsun” pankart ve dövizleri açıp sloganlar eşliğinde seslerini Ankara’ya duyurmaya çalıştılar.