Şırnak İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı personelleri tarafından 11- 14 Eylül 2018 tarihleri arasında İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde çalışan öğretmenlere Otizm Spektrum Bozukluğu, Özgül Öğrenme Güçlüğü, İntihar ve Sorunlarla Baş Etme, Doğru Beslenme ve Beslenme Dostu Okul Programı, Hijyen Kuralları, Beyaz Bayrak ve Ağız Diş Sağlığı konularında eğitim düzenlenmesi planlandı.
İlk eğitim Şırnak Merkez de çalışan öğretmenlere Merkez Çok Programlı Anadolu Lisesi Konferans Salonunda verildi.
Çocuğunuzda aynı yaştaki diğer çocukların davranışlarından farklı davranışlar gözlüyorsanız kaygılanabilirsiniz. Bu davranışların otizm belirtisi olabileceğini düşünüyorsanız otizmin ne olduğunu, sizi ve ailenizi ne şekilde etkileyeceğini bilmek isteyebilirsiniz.
Otizm spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan karmaşık bir nöro-gelişimsel bir bozukluktur. Otizmin, beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlarından kaynaklandığı sanılmaktadır. Bu metinde otizm spektrum bozukluğu için kullanım kolaylığı nedeniyle zaman zaman otizm terimi kullanılmıştır.
Bugün, otizm spektrum bozukluğuna neyin neden olduğu bilinmemekle birlikte genetik temelli olduğuna ilişkin bulgular vardır. Ancak hangi gen ya da genlerin sorumlu olduğu henüz bilinmemektedir. Çevresel faktörlerin de otizme yol açabildiğine ilişkin görüşler vardır. Hem genetik temellerin hem de çevresel faktörlerin etkileri üzerine çok sayıda araştırma yapılmaktadır.
Otizmin çocuk yetiştirme özellikleriyle ya da ailenin ekonomik koşullarıyla hiçbir ilişkisi yoktur; bu nedenle otizm spektrum bozukluğunu her çeşit toplumda, farklı coğrafyalarda, ırkta ve ailede rastlanmaktadır.
Öğrenme; yaşam boyu süren, bilgiyi algılama, organize etme, depolama ve gerektiğinde bu bilgiyi geri üretmeyi içeren kapsamlı bir süreçtir. Öğrenme, sadece yeni bir beceri kazanma ya da akademik bir alanda yetkinleşme olarak görülmemeli; sosyo-duygusal ve kişilik gelişimini de içeren bir kavram olarak düşünülmelidir. Bu süreçte yer alan, bireyin öğrenme deneyimlerinde ortaya çıkan kimi aksaklıklar kişinin tüm yaşam kalitesini etkileyebilmektedir.
Öğrenme süreci sırasında bireyin bilgi kazanımının güçleşmesi ve öğrenme alanlarının etkin bir şekilde işlev görmemesi halinde “Özgül Öğrenme Güçlükleri”nden bahsedilir.
Günümüzde hijyen sözcüğü, sağlığı korumak için yapılan uygulamalar ve alınan temizlik önlemleri olarak tanımlanmaktadır. Mitolojide ise; tıbbın babası sayılan Eskülap`ın kızının adı Hygiea`dır. Hygiea; sağlığı koruyan ve insanların sağlığının bozulmasını engelleyen tanrıçadır.
Kişisel temizlik uygulamalarının yapılabilmesi için öncelikle kişilerin temizlik ve sağlık bilgisi, bilinci, sorumluluğu gelişmiş olmalıdır. Temiz olmak kişiye öncelikle güven ve mutluluk verir.
Temizlik kurallarına uyulmadığında pek çok hastalıkların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Hastalıklardan korunmak için temizlik uygulamaları ihmal edilmemelidir. Dış ortamda sürekli olarak bir şeylere dokunulup, eller ağıza götürülmektedir. Bu nedenle günlük yaşantıda tüm vücut pek çok mikroorganizmayla karşılaşmaktadır. Vücutta bazı bölgelerde bulunan mikroorganizma sayıları yapılan çalışmalarda aşağıdaki gibi bulunmuştur.
Anlaşılacağı gibi tuvalet sonrası temizlenmemiş ellere dışkıdan çok sayıda mikroorganizma bulaşabilir. İnsanların yaklaşık yarısının burunlarında ishale neden olan bir mikroorganizma türünü taşıdıkları bilinmektedir. İnsanların yaklaşık üçte birinin ellerinde ishale neden olan bir mikroorganizma türünün bulunduğu belirlenmiştir. Vücuda ait kişisel temizlik uygun şekilde yapılmadığında ishalli hastalıklar, solunum yolu hastalıkları, cildin mikrobik hastalıkları, paraziter hastalıklar, mantar ve allerjik hastalıklar ortaya çıkabilmektedir.
Ellerde, alında, tükrükte, dışkıda, kafa derisinde vb. bulunan mikroorganizmaların vücudumuzda hastalıklara neden olmasını engellemek için temizlik kurallarına uymak ön koşuldur. Temiz olmak, hijyen kurallarına uymak kişinin kendi vücuduna, sağlığına ve yaşadığı topluma karşı bir görevdir.
El ve tırnak bakımı-temizliği: Bulaşıcı hastalıklar halen dünyada en sık görülen hastalık grubunu oluşturmaktadır. Uygun el yıkama pratiğinin insanlara kazandırılması halinde bu hastalıkların sıklığında önemli derecede azalma sağlanabilmektedir. Konunun önemi hemen herkes tarafından bilinmekle birlikte yine hemen herkes tarafından ihmal edilmektedir. Yapılan bir çalışmada; insanların %32`sinin tuvalet sonrası ellerini yıkamadığı, ayak üstü yemek yenilen yerlede insanların %47`sinin ellerini yıkamadığı, ellerini yıkayanların %58`si nin sadece su kullandığı ve sadece su kullananların ortalama el yıkama süresinin 5sn olduğu, ellerini, su-sabunla yıkayanların ortalama el yıkama sürelerinin ise 10.7 sn olduğu belirlenmiştir.