Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, dün bir dizi ziyarette bulunmak ve programa katılmak amacıyla geldiği Batman’da, basın toplantısı düzenledi. Türkiye Petrolleri Kristal Park Tesislerinde düzenlediği toplantıda konuşan Şimşek, hükümetin terörle mücadele büyük bir başarı yakaladığını belirterek, “Suriye devlet olma niteliğini kaybetmişti. Bu da bütün terör örgütleri için oldukça verimli bir alana dönmüştü. Bütün terör örgütleri 2015’ten itibaren Türkiye’yi hedef tahtasına oturtmuştu. Türkiye bu terör koridorunu kırdı, yıktı. Net olarak söyleyeyim, Türkiye’nin aktif bir şekilde operasyonları dışarı taşırması, sınırda örülen duvar, teknoloji ve hükümetimizin kararlılığı bir araya gelince oradan gelen tehditler önemli ölçüde bertaraf edildi. Tabi Irak’ta boşluklar var. O boşluğu terör örgütleri kullanıyor. Yine hükümetimiz bu konuda da son derece kararlı ve şuanda Kuzey Irak’ın içlerine kadar terörle mücadele operasyonu söz konusu. Bu konuda kararlıyız. Şunun da altını çizeyim, bizim hükümet olarak, ülke olarak asla ve asla ne Irak’taki ne Suriye’deki Kürt kardeşlerimizle bir sorunumuz yok. Biz tam aksine oradaki Kürt kardeşlerimizin hep yanında olduk. Kuzey Irak’ta DEAŞ terör tehdidi ortaya çıkınca Kuzey Irak yönetimine, Peşmerge’ye en büyük desteği Türkiye vermiştir. Benzer şekilde Suriye’de de bizim Kürt kardeşlerimizle asla bir sorunumuz olmaz” dedi.
“Doların yükselmesinde birkaç faktör etkili”
Doların yükselmesinde birkaç faktörün etkili olduğunu ifade eden Şimşek, “Amerika’da faizler yükseliyor. Amerikan merkez bankası daha önceden bastığı paraları şimdi piyasalardan çekiyor. Yani bilanço küçültüyor. Bunun üzerine Amerika’da bir vergi reformu yapıldı. Aslında vergi reformu demek vergi indirimidir. O da bütçe açığını arttırır. Artan bütçe açığını finanse etmek içinde Amerikan hazinesi daha çok dolar borçlanıyor. Bir taraftan Amerikan merkez bankası dolar likiditesini kısıyor, faizini yükseltiyor, bir taraftan da Amerikan hazinesi daha çok dolar talep ediyor. Bu da küresel dolar likiditesini olumsuz etkiliyor. Birinci konu bu ve nitekim dolar yılbaşından bu yana bütün para birimleri karşısında değer kazandı. Dolayısı ile birinci trend dış kaynaklı bu politika çerçevesinde. İkinci faktörde Türkiye petrol fiyatı artışlarından olumsuz etkilenen bir ülke. Türkiye’nin gerek enflasyonu, gerekse cari açığı artan petrol fiyatları nedeniyle olumsuz etkilendi. Bu da yatırımcı beklentilerine olumsuz yansıdı bu da ikinci husus. Üçüncü olarak da bir seçim arifesindeyiz. Bunun oluşturduğu kısmi de olsa bir belirsizlik söz konusudur. Bu dönemde aslında erken seçim kararı piyasalar tarafından olumlu karşılandı. Biz erken seçim kararı aldığımızda piyasalar ilk anda çok olumlu tepki verdi. Fakat ilginç bir zamanlama ile reyting kuruluşları veya en azından bir tanesi Türkiye’nin notunu düşürünce bu endişeler tabi arttı. Bu piyasayı olumsuz bir havaya soktu. Burada para politikasının duruşuna ilişkin bir takım endişelerde vardı. İşte maliye politikası acaba çok mu gevşer seçim öncesinde diye bir takım endişeler ortaya çıktı. Biz bu endişeleri gideriyoruz. Dış kaynaklı küresel trendler tabi ki herkesi etkiler. Ama Türkiye kaynaklı endişeleri biz giderdik. Merkez Bankası para politikasında bir normalleşmeye gitti. Çok güçlü bir tepki verdi, politikayı sadeleştirdi. Çok net olarak bu şuanda hem içeride hem dışarıda takdir ediliyor. Oradaki endişeler giderildi. Maliye politikasına ilişkin endişelerinde biz çıktık dedik ki bunlar yersiz” diye konuştu.
“Harcamaların kısılması için bakanlık sayısı azaltılacak”
Kamuda tasarruf esas olduğunu anlatan Başbakan Yardımcısı Şimşek, şunları kaydetti:
“Her zaman için o yaklaşım içinde olduk ama özellikle Bakanlık sayısının azaltılması. AK Parti iktidara geldiğinde yanlış hatırlamıyorsam 36 bakanlık vardı. Biz onları azalttık. Başbakan Yardımcıları dahil olmak üzere ciddi bir şekilde 10’un üzerinde bakanlık azalttık. Şimdi tekrar 8-10 bakanlık daha azaltılabilir mi diye çalışma var. Net bir çalışma açıklanmadığı için bir şey söylemek istemiyorum ama eğer gerçekten söylediğimiz gibi bakanlık sayısı azaltılırsa bu her konuda kamu harcamalarının kısılması demek. Buna ilaveten bizim bir gelir vergisi reformumuz zaten Meclis’te bekliyor. Bu reform da vergiyi tabana yaymayı amaçlıyor. Yani bir takım imtiyazlar var, bir takım vergi istisnaları var. Onları kaldırıp verginin tabana yayılmasını sağlayacak mekanizmalar sayesinde kalıcı bir şekilde bu harcamayı telafi edebiliriz. Yani seçim vaatlerini telafi edebiliriz. Bu nedenle dedik ki; kamu maliyesine yönelik endişeler yersiz, para politikasına yönelik endişeleri giderdik. Dış kaynaklı tabi bu şok. O da büyük ihtimalle çok kalıcı olmaz. Şimdi önemli olan seçim sonrasında oturup politika setimizi daha da güçlendirmek. Gerek makro ihtiyati, gerekse kamu maliyetine ilişkin tedbirler, gerekse tabi reform çalışmalarının hızlandırılması.”
“Türkiye şoklara karşı dayanıklılık göstermiştir”
Son 15-16 yılda birçok reformun yapıldığına dikkat çeken Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: