Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Mustafa Aksu iki gün sürecek olan Tarım Gıda ve Beslenme Politikaları Zirvesi’ne katıldı. Programda bir konuşma yapan Aksu, havza sistemli bir yönetim anlayışının uygulanacağını belirterek, ’’Havza sistemi derken Devlet Su İşleri’nin, hayvancılığın, tarımın birleştirilmesiyle bölgelere ayırıp, 15 ayrı bölgeye bölerek, buralarda havza başkanlıkları sistemiyle yöneticilik sistemi düşünüyoruz. Yani buradaki en iyi suyu en iyi miktarda nasıl kullanırız gibi konularda planlama yaparak teşvik sistemlerini ona göre belirleyeceğiz. Geçen yıl 14,5 katrilyon para dağıtmışız. Dağıtmışız diyorum çünkü bunun tam olarak nereye, hangi şartlarda verildiği belli değil. Ülkemizdeki hayvan sayıları da çok net belli değil. Belli bir rakamımız var ama net bir veri yok. Verilerin netleşmesi, bölgelerin netleşmesi, üretimin ve verimliliğin netleşmesi noktasında çok ciddi bir çalışma yapıyoruz’’ ifadelerini kullandı.
’’2021 yılında et ithalatı yapmayacak şekilde bir çalışmamız var’’
Dünya nüfusunun 1970’li yıllardan bugüne kadar iki katına yakın arttığını kaydeden Aksu konuşmasına şöyle devam etti:
’’Dünya nüfusunun 1970’li yıllardan bugüne kadar iki katı arttı. Bu hız aynı hızla devam etmese de ciddi bir hızla devam edecek ülkemiz açısından. Gıda arz noktasında sıkıntılarımız var. Kendi kendine yetebilen bir ülke pozisyonunda değiliz. Eksiklerimiz var. Hayvancılık manasında da eksiklerimiz var. 150 bin ton civarında bir et ithalatımız var. 2021 yılında et ithalatı yapmayacak şekilde bir çalışmamız var. Küresel tarım politikaları ele alındığında hem gelişmiş em de gelişmekte olan ülkelerde birçok tarım politikaları uygulaması benzerlik göstermekte. İlerleyen süreçte baktığımızda bir savunma sanayinden çok daha önemli hale gelecek gıda politikası. Kendi kendine yetebilen bir gıda politikasına sahip olan ülkeler, kendimi idame ettirebilecek noktalardalar. Şu anda savunma sanayisi, bilişim teknolojileri ne kadar önemli olsa da gıda teknolojisi ve bunun güvenliği bir o kadar da önemli olmak durumundadır. 14 bin tane kooperatifimiz var. Bunlarla ilgili çok ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Bunların belli bir noktada birleştirilmesi daha etkin ve yetkili olacaktır. Çiftçilerimiz neyi nereden daha verimli alacağını bilmiyor. Hangi tohumu, hangi gübreyi, hangi miktarda yapacağını bilmiyor. Gerçekten noksanlıklar var. Kendini yetiştirmiş üreticilerimiz de var ama noksanlıkların tamamlanması açısından bir bilgi eksikliği, bilgi kirliliği var. Bakanlıklarımızda da çok bilgili, çok dinamik arkadaşlarımız var. Havza bazlı bölgelerde biz yönlendirme yapacağız. Yani o havzada en verimli ürünü tespit ettikten sonra oranın teşviğini biz belirleyeceğiz, ve teşviklerden sonra dönüşüme kadar bu ürünü takip edeceğiz. Atılan buğday miktarı, ekilen bölgedeki verim, bu ürünün en iyi nerede kullanılabileceği gibi şeyleri takip diyor olacağız. Üretimden tüketime kadar doğal kaynakların ve insan sağlığının korunması amacıyla gıda ve yem güvenliğini sağlamak, kırsal ekonomiyi geliştirmek, kırsal alanların tarımsal, sosyal ve fiziki alt yapısını iyileştirmek, tarımsal üretimde kalite ve verimliliği artırmaya yönelik araştırma geliştirme çalışmalarına devam etmek ve artırmak için çalışmalarımız var.’’
’’Bizim amaçlarımızdan bir tanesi tarımsal çalışmaları gelecek nesiller için yapmak’’