Kızıltan, yaptığı yazılı açıklamada, son dönemde gerek bölgesel gerekse küresel anlamda yaşanan olumsuzlara rağmen, Türkiye ekonomisindeki gelişmelere dikkat çekti. Türkiye olarak kendi iç dinamiklerinden de kaynaklanan yanları olsa da daha çok son yıllarda artarak büyüyen küresel ekonomik daralma, artan küresel rekabet, küçülen dünya ekonomisi gibi dış etkenlerin ağırlıklı olduğu bir ekonomik kırılganlık yaşandığını ifade eden Kızıltan, "Dünya ekonomisine tam anlamıyla entegre bir ülke olarak bu büyük resimden etkilenmememiz mümkün değil elbette. Bir de buna güneyimizde Suriye’de yaşanan sosyal ve siyasal sorunlar, terör ve iç savaştan kaçarak ülkemize sığınan milyonlarca sığınmacıya ülke olarak yaptığımız ve hazineye ciddi bir külfet olan maddi destek ve yine güney sınırlarımızda kurulmak istenen terör devletine karşı Türkiye olarak haklı ve hukuki bir tepki olan askeri harekatların ABD ve AB ülkeleri tarafından haksızca manipüle edilmesi, ekonomimizde döviz artışı başta olmak üzere olumsuz sonuçlara neden oldu. Türk reel sektörü kısa ve orta vadeli daralma sorunları yaşadı. Hala reel sektör olarak uzun vadeli projeksiyonlarda zorlanıyoruz. Fakat ülke olarak bu haklı davada ortak bir tavır sergilememiz ve Türkiye’nin kararlı duruşu sonunda ve buna ek olarak Türkiye’nin mültecilerden tutun, bölgedeki barışa verdiği desteğin sonunda bu konudaki haklılığı da ortaya çıkmaya başladı" diye konuştu.
"Üretim ve ihracat seferberliği elzemdir"
Her şeye rağmen üreten, özellikle ocak- temmuz dönemi ekonomik rakamlarına bakıldığında, ihracatını bir önceki döneme göre yüzde 3 arttıran bir Türkiye`nin bulunduğunu söyleyen Kızıltan, " Ve hala bunca baskıya rağmen en büyük ihracat kalemimiz sanayi ürünleridir. Ve en büyük pazarlarımız Asya ile Avrupa gibi gelişmiş ülkelerdir. Tüm bu gelişmeler sonunda bir çok kredilendirme kuruluşunun son haftalarda verdiği olumlu puan artışları da bunun işaretidir aslında. Bir de buna Rusya, Irak, İran gibi komşularımızla olan iyi ilişkiler eklenince, resim daha da umut verir hale gelmektedir. Artık yapmamız gereken şey, içeride yapmamız gereken şeylere odaklanmaktır. Üretime odaklanmak, üretene destek vermek ve bu üretimi ihracata entegre etmek bir seferberlik haline gelmek zorundadır. Kısacası Türkiye’nin her ili ve ilçesi ile üretim ve ihracat seferberliği ilan etmeliyiz. Üreten her firmamızı korumalıyız. Gençlere iş oluşturmaya odaklanmak zorundayız. Ve tüm bunları yaparken mutlaka iş dünyasına, bu işin tabanına sormak, onların düşüncesini öğrenerek bunları yapmak zorundayız. Sorunlarımız var ama ülkemize güveniyoruz. Akılcı ve ortak kararlarla üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yok" ifadelerini kullandı.
"MTSO Meslek Komitelerinden çok şey bekliyoruz"