Son yıllarda Şırnak'ta yapılan ağaç kesimlerine ilişkin, Şırnak Barosu, Şırnak Kesk Platformu, Şırnak Tabip Odası, Cizre bisiklet ve Doğa Derneği, Özgürlük İçin Hukuk Derneği Şırnak Temsilciliği, Şırnak TMMOB ve İnsan Hakları Derneği Şırnak Şubesi tarafından ortak bir basın açıklaması düzenlendi.
Şırnak KESK Platformu il binası önünde yapılan basın açıklamasına Şırnak HDP Milletvekili Hasan Özgüneş, Deva Partisi Şırnak İl Başkanı, Guhdar Zeyrek, CHP Şırnak Merkez İlçe Başkanı Osman Yeren, Gelecek Partisi Şırnak İl Başkanı Nizar Ökten, Şırnak Barosu, Şırnak Kesk Platformu, Şırnak Tabip Odası, Cizre bisiklet ve Doğa Derneği, Özgürlük İçin Hukuk Derneği Şırnak Temsilciliği, Şırnak TMMOB ve İnsan Hakları Derneği Şırnak Şubesi üye ve temsilcileri katıldı.
Şırnak Baro Başkanı Rojhat Dilsiz tarafından yapılan basın açıklamasında; “Aslında bu yeni bir süreç değil. Son iki yıldır bölgemizde sadece yaşanan ağaç katliamına ilişkin değil, sistematik bir şekilde yaşana doğa talanına ilişkin baro ve diğer sivil toplum örgütlerimiz ile birlikte tüm yasal prosedürleri ve yasal başvurularımızı yaptık. Yapmış olduğumuz bu başvurulardan maalesef hiçbir sonuç alamadık ve bu süreçler olduğu gibi devam ediyor. Biz şunu dile getiriyoruz. Sizin yapmış olduğunuz bu doğ katliamını eğer sistematik bir şekilde olduğu gibi devam ederse ciddi anlamda bölgemizde ekolojik çevreye zararları olacaktır. Biz burada çeşitli sivil toplum örgütlerinden ve siyasi parti temsilcilerinden ve halkımızdan oluşan bu insanlarımız bunu kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz.
Şırnak ilimizde bulunan orman alanlarında son iki yıldır kamuoyunu rahatsız edecek şekilde ve hukuka aykırı bir biçimde ağaç kesimi yapılmaktadır.
Bu durum karşısında bölgemizdeki sivil toplum örgütleri tarafından daha önce defalarca basın açıklamaları yapılmış, suç duyurularında bulunulmuş ve tüm yasal prosedürler uygulanarak yapılan bu kesimlerin yasa ve usullere aykırı olduğu, buna derhal son verilmesi gerektiği dile getirilmiştir.
Bununla beraber baromuz tarafından hazırlanmış idari başvurular yapılmış, çevre alanında faaliyet gösteren gerek ulusal gerekse uluslar arası kurum ve kuruluşlara çağrıda bulunulmuş ve en son kamu denetçiliği kurumuna da başvuru yapılmıştır. Son 1 yıl içerisinde yapmış olduğumuz tüm bu başvurular maalesef sonuçsuz kalmıştır.
Daha önce de sıklıkla dile getirdiğimiz gibi Orman Genel Müdürlüğü Şanlıurfa Orman Bölge Müdürlüğünün paylaştığı resmi verelere göre 2021 yılı yalnızca Şubat-Eylül ayları arasındaki 7 aylık kısa sürede Şırnak'taki orman varlığında %8'lik bir azalma olduğu görülmektedir.
Bu tespitten sonra bir yıllık bir süre geçmiş, bu bir yıllık süre de orman kesiminde hiçbir azalma olmadığı gibi ağaç talanı tüm hızıyla devam etmektedir. Ağaç kesimlerinin aynı hızda devam etmesi durumunda yakın zamanda orman alanlarınında yapılan bu tahribatın sonucunda ayrıca endemik bitki çeşitliliği yok olmakta ve bu alanlarda yaşayan hayvanların yaşam alanları kaybolmaktadır.
Anayasanın 56. Maddesinde “ Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir” der.
Aynı şekilde Anayasamızın 169. Maddesinde “ Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir” der.
6831 sayılı Orman Kanunun 27. Maddesinde “Devlet ormanlarında kesilecek veya herhangi bir sebeple devrilmiş veya kesilmiş ağaçlardan, hangilerinin diplerinin ve hangi ürün çeşidinin kimler tarafından numaralanıp damgalanacağına ilişkin şekil ve esaslar Orman Genel Müdürlüğünce tayin ve tespit olunur” der.
Gerek Anayasa'nın amir hükmü gerekse de ilgili kanun maddeleri uyarınca Anayasa ve yasalara aykırı bu durum devam ederse korkarız ki son dönemlerde yaşanan doğa katliamı bırakın sağlıklı bir çevrede yaşaya bilmememizi, bölgemizde asgari bir insanın yaşamını devam ettirebileceği bir ortamın kalmayacağını gözlemlemekteyiz.
Yapılan orman tahribatının bir an önce sonlandırılması için sorumlulukları bulunan kurum ve kuruluşlara soruşturma açılmalı ve soruşturma sonucunda kusurlu bulunan kurum ve kuruluşların caydırıcı şekilde cezalandırılmaları gerekmektedir. Nitekim son günlerde artarak devam eden ağaç kesimleri, günlük ortalama 20-25 kamyona ulaşmaktadır. Kabaca hesaplandığında günde yüzlerce ton asırlık endemik ve anıt ağaçlar keyfi ve plansız bir şekilde yok edilmektedir. Daha önce yapılan tüm resmi başvurulara rağmen sorumlu kurumlar tarafından orman tahribatının durdurulması yönünde şimdiye kadar hiçbir somut adım atılmamıştır.
Bununla beraber bölgede ekolojik yaşama yönelik politikalar ciddi vir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Gerek termik santralin çevreye ve insan sağlığına etkisi, gerekse de bilinçsizce acılan maden sahalarının çevrede yaşayanların sağlığı üzerine etkileri düşünüldüğünde bir bütün olarak halkımızın ekolojik ve sağlıklı yaşam hakkının ihlal edildiğini görmekteyiz.
İklim krizinin bu denli dünyada tartışmalara yol açtığı ve dünya halklarının bu krizden bşr çıkış yolu aradığı bu süreçte doğamızın bu denli tahrip edimlisini kabul etmiyoruz. Ranta dönüştürülen halkımızın temel yaşam kaynaklarının korunması ve duyarlılık oluşturulması biz sivil toplum örgütlerinin topluma karşı öncelikli sorumluluğudur. Bizler doğanın yok oluşunu hedefleyen bu politika ve uygulamaları kınıyor bu mücadelemizi devam ettireceğimizi belirtmek istiyoruz.
Biz imzası bulunan Şırnak İli STK'ları olarak açık bir şekilde ilimizde yaşanan orman tahribatında müdahil olması gerek Şırnak Valiliği ve Şırnak Orman İşletme Müdürlüğü ile Orman Genel Müdürlüğü Şanlıurfa Orman Bölge Müdürlüğüne çok açık bir çağrı yapıyoruz. Ormanlarımızdaki bu katliamı durdurun! Sorumluların hukuka uygun bir şekilde tespit edilmesi yönünde adım atıp kesilen ve tahrip edilen ormanlık alanlarımızın yeniden rehabilite edilmesi için adım atın.
Bu kapsamda her gün gözümüzün önünde onlarca araç dolusu ağaçlarımızın kesilerek satılması amacıyla başka şehirlere gönderilmesini kabul etmeyeceğimi duyuruyoruz. Bu süreçte hukuki ve toplumsal sorumluluğumuzu dikkatli ve vicdanlı bir şekilde sürdüreceğimizi, bu hukuksuzluğun takipçisi olacağımızı, ileriki süreçte ağaç kesiminin durmaması halinde bu mücadelemizi sonuna kadar yürüteceğimizi ve tüm kanuni başvuru yollarına başvuracağımızı saygılarımızla tüm Türkiye kamuoyuna duyururuz” dedi.