Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Devletin valisine, kaymakamına, hakimine, savcısına, subayına, askerine, öğretmenine karşı ‘militan' iftirası atarken, teröristleri ‘arkadaş' diyerek koruma yarışına girdiler. Tüm bunlar apaçık ortadayken parti içi kavgalardan AK Parti'yi mesul tutmak yüzsüzlüktür, pişkinliktir, siyasi arsızlıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Parti içi kavgalardan AK Parti'yi mesul tutmak yüzsüzlüktür, pişkinlik, siyasi arsızlıktır"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Adana, Antalya, Bursa ve Muğla 7. Olağan İl Kongrelerine canlı bağlantı ile katıldı. Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önden gidenlerden devraldıkları ve adına “Türkiye” dedikler bu davayı, gerektiğinde canları pahasına yüceltmeyi sürdürdüklerini belirterek, konuşmasında merhum Erdem Beyazıt'ın “Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair” şiirinden dizeler seslendirdi ve şu ifadeleri kullandı:
"AK Parti, 19 yıldır olduğu gibi bugün de umudun, cesaretin remzidir"
“Müslüman yürekler bilirim daha, kızdı mı cehennem kesilir, sevdi mi cennet. Eller bilirim, haşin, hoyrat, mert. Alınlar görmüşüm ki vatanımın coğrafyasıdır. Her kırışığı sorulacak bir hesabı, her çizgisi tarihten bir yaprağı anlatır. Bütün bunların üstüne hepsinin üstüne sevda sözleri söylemeliyim. Vatanım, milletim, tüm insanlar, kardeşlerim. İnşallah, bizlerde her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış bu güzel vatan için sevda sözleri söylemeye devam edeceğiz. AK Parti olarak, sadece 83 milyon vatandaşımızın değil. Gözünü ve kalbini ülkemize çevirmiş yüz milyonlarca mazlumun da emanetini taşıyoruz. İşte bunun için AK Parti emperyalist niyetler karşısında şanlı biri direnişi adıdır. AK Parti, 19 yıldır olduğu gibi bugün de umudun, cesaretin remzidir. AK Parti, milletimizin maziden atiye kurduğu köprünün kilit taşıdır. AK Parti geleneğin olduğu kadar geleceğinde partisidir. Bizim Yol arkadaşlığımız pazara kadar değil mezara kadardır. Bizler, tesadüflerin, çıkarların, hesapların bir araya getirdiği değil, ortak hayallerin, ortak hedeflerin, ortak ideallerin buluşturduğu insanlarız. Bizler, birlik olmadan dirlik olamayacağına inanan, aynı davaya aynı sevdaya gönül vermiş bir kadroyuz. Bizler, toplu vuran yürekleri sindirecek hiçbir gücün olmadığını, bunu özellikle bilen, böyle bir mücadeleye yaklaşan bir hareketiz. Kongrelerimiz, bu vesileyle sadece kadrolarımızı değil, aynı zamanda kardeşliğimizi de tazeliyor, muhabbetlerimizi de daha da perçinliyoruz. Şu anda, şu kapalı salonlarda, Adana'da, Antalya'da, Bursa'da, Muğla'da bu salgına rağmen tıklım tıklım bu salonları haftanın başında oralarda buluşma ve buluşturmayı sağladığınız için sizlere çok teşekkür ediyorum. Çünkü biz şuna inandık; bir olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız dedik ve bu yola böyle çıktık.“
Gençlerin heyecanı ile emektarların tecrübesini aynı potada eritip, geçmişten aldıkları güç ve ilhamla hep birlikte İstikbal'e yürüdüklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir bilince ve müktesebata sahip olmayanlar AK Parti'nin her biri demokrasi şölenini andıran kongre sürecini anlayamaz. Siyaset sahnesindeki varlıklarını parti içi ayak oyunlarına borçlu olanlar, bizim şu dayanışmamızı, şu muhabbetimizi bir türlü içlerine sindiremiyor. İşte bizim güzelliğimiz burada. Biz gücümüzü şu salonlardaki bu yapıdan alıyoruz. Teşkilatlarını saran taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık furyasının üstünü kapatmak için her gün olmadık yalanlarla bize ve AK Parti'ye saldırıyorlar. Daha önce milletin gündemini haftalarca ‘Külliyeye giden CHP'li' yalanıyla meşgul etmişlerdi. Hatta sahte araç plakaları üzerinden, hem kendilerini hem de vatandaşlarımızı kandırmaya çalışmışlardı. Tabii sonra tüm bu kuyruklu yalanların CHP Genel Merkezinde üretildiği, medyaya da yine buradan servis edildiği ortaya çıktı. Şimdi de partilerinde yaşanan istifalar dolayısıyla bizi hedef alıyorlar. Bölücü örgütün siyasi uzantılarıyla kurdukları ittifakı sorgulamak yerine, aslı astarı olmayan hezeyanlarla AK Parti'yi izam ediyorlar. Oysa bugün kime sorsanız, Atatürk'ün CHP'si ile Kılıçdaroğlu'nun CHP'si arasında isim benzerliği dışında hiçbir bağın hiçbir ilişkinin olmadığını size söyleyecekler” diye konuştu.
"Parti içi kavgalardan AK Parti'yi mesul tutmak yüzsüzlüktür, pişkinlik, siyasi arsızlıktır"
CHP yönetiminin, ayaklarına taş değse AK Parti'yi suçlayan siyasi kurnazlıklarla gerçeklerin üzerini kapatamayacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Siz, gizlemeye çalışsanız da millet sizin kimlerle yol yürüdüğünüzü, hangi kirli pazarlıkları yaptığınızı, kime hangi imkanları peşkeş çektiğinizi görüyor. Menemen'i gizleyebilir misiniz? Siz saklamak için yırtınsanız da, bu millet her hafta bir milletvekilimizi 6 - 8 Ekim olaylarının faillerinin ayağına gönderdiğinizi biliyoruz. Aynı şekilde bu millet 520 gündür evlat nöbeti tutan Diyarbakır annelerini bir kez olsun ziyaret etmediğinizi de biliyor. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda karşımıza çıkan manzara şudur; CHP Genel Başkanı FETÖ'cular için Ankara'dan İstanbul'a kimlerle yürüdü? Terörist uzantılarıyla yürüdü. CHP milletvekilleri, günlerce FETÖ'nün paçavraları önünde nöbet tuttu. CHP'li yöneticiler, marjinal terör örgütlerinin militanlarına sahip çıktı. Gezi olaylarından itibaren, nerede bir provokasyon varsa CHP'liler daima ön saflarda yer aldı. Fakat ne CHP Genel Başkanı, ne de CHP'li üst düzey bir yönetici evlatlarına kavuşma mücadelesi veren Diyarbakır annelerini ziyarete gitmedi. Gazetecilerin ısrarlı soruları karşısında yasak savma kabilinden yaptıkları 1-2 açıklama dışında bu meseleyi hiçbir zaman sahiplenmediler. Teröristler için gösterdikleri empatinin binde birini dahi, o teröristlerin kastettiği ve katlettiği insanlar için göstermediler. Devletin valisine, kaymakamına, hakimine, savcısına, subayına, askerine, öğretmenine karşı ‘militan' iftirası atarken, teröristleri ‘arkadaş' diyerek koruma yarışına girdiler. Tüm bunlar apaçık ortadayken parti içi kavgalardan AK Parti'yi mesul tutmak yüzsüzlüktür, pişkinlik, siyasi arsızlıktır.”
"Türkiye'nin en büyük ikinci partisinin 3-5 marjinalin oyuncağı haline getirilmesine içimiz el vermiyor"
Kendilerinin parti olarak mevcut CHP yönetiminden memnun olduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, her hafta bir pot kıran, bir gün söylediğini ertesi gün inkar eden, gaf ebesi bu CHP Genel Başkanı'ndan da memnunuz. Bizim endişemiz ülkemiz adınadır. Türkiye'nin en büyük ikinci partisinin 3-5 marjinalin oyuncağı haline getirilmesine içimiz el vermiyor. ‘Gazi'nin emaneti diyerek' CHP'ye oy veren vatandaşlarımızın yaşadıkları mahcubiyete üzülüyoruz. Bizim sıkıntımız demokrasimiz adınadır, Türk siyaseti adınadır. Yoksa kendi siyasetimiz adına ‘mumla arasak bulamayacağımız' bir rakiple karşı karşıyayız. Tabii bizim için bunların çapı, kalibresi, tarzı asla ölçü değildir. Varsın onlar siyaseti ikbal kapısı olarak görmeye devam etsinler, varsın onlar kirli senaryolarla koltuklarını koruma mücadelesi versinler. Biz gözümüzü ufuktan bir an olsun ayırmayacağız. Hedeflerimizle aramıza kimsenin girmesine müsaade etmeyeceğiz. Kardeşliğimize halel getirmeden, davamıza leke sürmeden, ‘Halka Hizmet Hakk'a Hizmettir' düsturuyla çalışmaya devam edeceğiz. Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koyana dek, bize durmak, duraklamak, hele vazgeçmek asla yoktur. Bunun için de yapmamız gereken bellidir. AK Parti'nin başarı formülü son 19 yıldır asla değişmemiştir. Biz ilk günden itibaren milletimizin gönül sarayında yer edinmeyi hedefledik. Şimdiye kadar girdiğimiz 15 seçimin tamamını sandıktan önce kalplerde kazandık. Sadece seçim sandığı ufukta belirince değil, günün 24 saati, yılın 365 günü milletimizin kapısını çaldık, halini hatırını sorduk. Meşrebi, mezhebi, siyasi görüşü, hayat tarzı ne olursa olsun, 83 milyonun tamamına mesajlarımızı ulaştırmaya gayret ettik. Vatandaş çarşıda, pazarda, sokakta veya başının dara düştüğü her yerde derdi ile dertlenen, sevincine ortak olan AK Partili kadroları gördü. İnsanımız taleplerini, beklentilerini, endişe ve umutlarını kimi zaman ailesinden önce bizim teşkilatlarımızdaki arkadaşlarımızla paylaştı. Tekebbürü, gururu, böbürlenmeyi, hele hele vatandaşlarımıza tepeden bakmayı kapımıza asla yaklaştırmadık. Çünkü bizim kapımız tevazu kapısıdır, gayret kapısıdır, Hakk'ın rızası için gece gündüz demeden halka hizmet kapısıdır. Bu kapı, 83 milyonun tamamını kuşatan, kucaklayan muhabbet kapısıdır. Bu ülkenin her bir insanı bizim için bir değerdir, bir cevherdir” açıklamasında bulundu.
"Teröre, ahlaksızlığa, sapkanlığa ve şiddete bulaşmadığı sürece her görüşe, her fikre saygılıyız"
Üye sayısı 11 buçuk milyona yaklaşan Türkiye'nin en büyük siyasi partisi olan AK Parti'de “önce millet önce memleket” diyen herkese yer olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Kimseyi dışlamıyoruz, kimseyi ötekileştirmiyoruz, kimseyi yargılamıyoruz, kimseye husumet beslemiyoruz. Teröre, ahlaksızlığa, sapkanlığa ve şiddete bulaşmadığı sürece her görüşe, her fikre saygılıyız. Başkaları gibi ‘küçük olsun, benim olsun' zihniyetiyle değil. ‘Büyük olsun, hepimizin olsun' şiarıyla hareket ediyoruz. Birliğimizi, beraberliğimizi, insicamımızı hedef alan onca saldırıya rağmen milletimiz geleceğini hala AK Parti'de ve Cumhur İttifakı'nda görüyor. ‘Gönül seferberliği' anlayışıyla sürdürdüğümüz yeni üye kampanyamızın başarısı bu gerçeği teyit ediyor. Salgın şartlarına rağmen, son 1 yılda partimize hamdolsun bir milyon 300 bini aşkın yeni üye kazandırdık. Üstelik, yeni üyelerimizin yarıdan fazlasını 18-35 yaş grubu gençlerimiz oluşturuyor. Yani, katılımlarla beraber kadın kollarımızın üye sayısı yaklaşık 5 buçuk milyonu, gençlik kollarımızın üye sayısı ise 1 milyon 300 bini buldu. Şimdi bunu hep beraber bir üst aşamaya taşımamız gerekiyor. Büyük kongreye kadar, inşallah bir milyon 300 bin üye daha yapmakta şimdi soruyorum, Adana'ya soruyorum, Antalya'ya soruyorum, Bursa'ya soruyorum, Muğla'ya soruyorum; Hazır mıyız? Öyleyse, durmak yok yola devam. Hem yeni insanlar kazanmalı hem de mevcut arkadaşlarımızla bağımızı daha da güçlendirmeliyiz. Öyle veya böyle, partimizden şu veya bu nedenle uzaklaşmış, ayrılmış olan arkadaşlarımızı tekrar yeniden saflarımıza kazandıralım. Biz, biliyorsunuz; dost edinmeye çalışacağız, kaybetmeyeceğiz yeniden kazanacağız. Buna dikkat edeceğiz. Büyük kongre sürecimizi, bu bakımdan bir fırsat olarak görüyorum. Sizlerden, 19 yılın birikimi ile önümüzdeki dönemde bu doğrultuda çok sıkı bir çalışma ortaya koymanızı bekliyorum. Tüm kardeşlerimin taşındıkları sorumluluğun, bütün bunların bilinciyle hareket edeceklerine yürekten inanıyorum” dedi.
İsimlerin, makamların, mevkilerin gelip geçici olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Esas mesele geride iz bırakmak, eser bırakmak, bu gök kubbede hoş bir seda bırakmaktır. Siyaset, ancak bu niyetlerle yapıldığı zaman harcanan emeğin, verilen mücadelenin, çekilen zahmetin bir karşılığı olur. Bizler bu anlayışla, son 18 yılda 81 vilayetimizin her birine eserlerimizle, projelerimizle, hizmetlerimizle mührümüzü vurduk. Eğitimden sağlığa, ulaştırmadan enerjiye, spordan sosyal devlet uygulamalarına kadar her alanda ülkemize çağ atlattık. Ülkemize cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamının katbekat fazlasını sadece 18 yılda kazandırmış olmakla iftihar ediyoruz. Türkiye'nin sendelemesini, ekonomik krize veya sosyal kaosa sürüklenmesini umanlara inat, ülkemizi aydınlık bir geleceğe hazırlıyoruz. Ardı ardına hizmete açtığımız hastaneler, barajlar, sulama tesisleri, millet bahçeleri, ulaşım ve enerji yatırımları, eser ve hizmet siyasetimizin yeni nişaneleri olarak ülkemizin dört bir köşesinde yükseliyor. Tüm dünyada, yatırımların durma noktasına geldiği bir dönemde yatırım seferberliğimizi kararlılıkla sürdürüyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının sonunda, 300 yataklı olarak planlanan hastanenin yatırım programına alındığının ve yakında inşaatına başlanacağının müjdesini Antalyalılarla paylaştı.