İstanbul’da kadınlar, “Kurtuluşumuz Feminist Mücadele” şiarıyla 22’nci Feminist Gece Yürüyüşü’nü Taksim’de gerçekleştiriyor. Bir araya gelen binlerce kadın, dövizleri, sloganları ve coşkularıyla Taksim’i mora boyadı. Sıraselviler Caddesi’nden Taksim’e yürümeye çalışan binlerce kadının sloganları ve isyanı birçok sokak ve caddede yankılanıyor.
Sabahın erken saatlerinde Taksim’e çıkan tüm yollar polis bariyerleri ile kapatılırken, kadınlar gruplar halinde farklı noktalardan Sıraselviler Caddesi’ne doğru hareket ediyor.
KADINLAR JİN JİYAN AZADİ SLOGANLARI İLE SOKAKTA
Yağmura rağmene binlerce kadının sokağa aktığı eylemde kadınlar sık sık “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Polis defol, bu sokaklar bizim”, “Yüklen yüklen barikata yüklen”, “Tayyip kaç kaç kadınlar geliyor”, “Jin jiyan azadi”, “Gelsin baba, gelsin koca inadına isyan”, “Kadın yaşam özgürlük” sloganlarını attı.
Ellerinde erbane ve farklı müzik aletleri ses çıkaran, zılgıt çeken kadınlar ellerinde, “Jin jiyan azadi”, “Her çığlığın arkasındayız”, “Bize örgütlü delilik lazım” dövizlerini taşıdı.
FİLİSTİN UNUTULMADI
Filistin’i unutmayan kadınlar, “Filistinliler öldürülüyor, insanlık ölüyor” dövizini taşırken aynı zamanda mülteci kadınlara da dikkat çekerek, “Mülteci kadınlar için de 8 Mart” dövizlerini taşıdı.
DEV PANKART İLE YÜRÜDÜLER
Yüzlerce kadın da Tel Sokak’taki Feminist Mekan’da, “Feminist İsyan” yazılı dev pankart ile Sıraselviler Caddesi’ndeki kadınlar ile buluşmak için yürüyüşe geçti. Kadınlar burada sık sık, “Jin jiyan azadî”, “Her yer Taksim her yer direniş”, “Yaşasın feminist mücadelemiz”, “Yaşasın kadın dayanışması” sloganları eşliğinde yürüdü.
DEM PARTİ İBB ADAYI BEŞTAŞ’TA ALANDA
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Eşbaşkan adayı Meral Danış Beştaş’ta birçok DEM Partili kadınla alandaydı. Kadınlarla birlikte fotoğraf çektiren Beştaş, “Jin jiyan azadi” sloganlarını attı.
ONBİNLER OLUP AKTILAR
Binler, on binlere dönüşerek tüm coşku ve isyanlarıyla Karaköy’e doğru zılgıt, slogan ve tefleriyle yürüyüşe geçti. Kadınlar yürüyüş esnasında katledilen kadınların isimlerini sayarak hep bir ağızdan “burada” diye bağırdı.
CİHANGİR'E SLOGANLI YÜRÜYÜŞ
Ardından on binlerce kadın, “Yaşasın feminist mücadelemiz”, “Geceleri de sokakları da terk etmiyoruz”, “Jin jiyan azadî”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Yaşasın 8 Mart” sloganları atarak Cihangir Caddesi’ne yürüdü. Burada, platformun basın metninin Kürtçesini Derya Doğan, Türkçesini de Evrim Gürenin okundu.
‘DİRENMENİN GÜCÜNÜ DAYANIŞMADA BULDUK!’
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bugün 8 Mart 2024. 22’nci Feminist Gece Yürüyüşü’ndeyiz. Sadece 22 yıldır değil, kendimizi bildiğimizden beri, yüzyıllardır mücadele vermiş, erkeklere direnmiş kadınlardan aldığımız güçle mücadele ediyoruz. Bu sene de başta patriyarkayla ve gücünü yine patriyarkadan alan siyasi baskılarla mücadele etmenin yolunu feminizmde, direnmenin gücünü feminist dayanışmada bulduk. Feminist mücadele bize sadece kadın ve lgbti+ düşmanlığıyla başa çıkma azmini değil, aynı zamanda her gün, her yerde dünyayı değiştirebileceğimize dair inancımızı verdi. Yalnızca bizler mücadele ettikçe, direndikçe artan iktidarın siyasi baskılarına karşı değil, hayatımızın her alanını ele geçirmeye, bedenlerimiz üstünde söz söylemeye, emeğimizi gasp etmeye, paramıza, malımıza, mülkümüze el koymaya, sırtımızdan geçinmeye, bizi sindirmeye, şiddetle kontrol edip cezalandırmaya çalışan erkeklere karşı her gün her an mücadele verdik.
'BAŞKALDIRIDAN GÜÇ ALIYORLAR'
Bu erkekler kimi zaman sokakta tanımadığımız bir erkek, kimi zaman iş arkadaşımız, patronumuz, kimi zaman ve en çok da babamız, sevgilimiz kocamız oldular. Bizi sindirmek için, bizi bu eşitsiz sömürü düzenine mahkum etmek için yalnızca baskı ve şiddeti değil, aynı zamanda sevgi sözcüklerini kullanarak bizim için en iyisi olduğunu iddia ettikleri kendi kararlarına bizi iknaya çabaladılar. Şu yüzyılda, bugün burada bulunan on binlerce kadın, sırf geçtiğimiz 8 Mart’tan bu yana binlerce defa hayatındaki erkeklere eşit olduklarını anlatmaya, kendi kararları ile diledikleri yaşamı sürme hakları olduğunu anlatmaya çalıştı. Bizim mücadelemizden, feminizmden korkuyorlar çünkü feminist dayanışmamız, birlikte ördüğümüz bu mücadele bizlere yalnız olmadığımızı hatırlatıyor. Kendimizi en çaresiz, alternatifsiz hissettiğimiz anlarda, bu hayatı değiştirme gücümüz olduğunu bizlere hatırlatıyor. Erkeklere hayır deme, bu düzene başkaldırma gücü veriyor.
2023'TE 300'ÜN ÜZERİNDE KADIN KATLEDİLDİ
Barınacak bir ev, geçinebilmek için eşitsizliğe razı gelmemiz bekleniyor. Başka türlüsünü yaşamak ise ‘ayıp’ ve ‘yasak’. Bununla beraber mevcut iktidar, esnek ve güvencesiz çalışma vaadiyle kadınları evden ve evin yükünden çıkışsız bırakmak, yılların emeğinin karşılığı olmayan nafaka ve tazminatı bile kısmak üzerine sürekli gündem üretiyor. Özetle, paramız olmadığı için erkeklere mecbur olalım istiyorlar. Yoksulluğu gizlemek için buldukları yöntem patriyarkayı pekiştirmek. Bu sırada o ailelerin içinde kadınlar öldürülüyor veya şiddetten kurtulmak için öldürmek zorunda kalıyor, sonra da hayatta kaldığı için en ağır şekilde cezalandırılıyor. 1980’lerden bu yana feminist hareket o kutsal addedilen ailelerde yaşanan şiddeti ifşa ediyor. Erkeklerin şiddetinin devletin uygulamalarıyla meşrulaştırıldığını anlatıyor. Resmi olmayan verilere göre 2023’te de 300’ün üzerinde kadın erkekler tarafından öldürüldü. Sadece iki gün içinde 9 kadın ya evlilik içinde ya boşanmaya çalışırken ya boşandıktan sonra uzaklaştırma kararına rağmen katledildi.
'SOYKIRIM SÜRÜYOR'
Biz erkek şiddetini, şiddetin engellenmeyişini, erkek egemenliğini bir toplumsal sistem olarak ele alıyoruz. Kolluğun görevini yapmadığını, 6284’ün etkin uygulanmadığını, hakimlerin cinsiyetçi yargılamalarını, devlet sığınaklarının yetersizliğini gündeme getiriyoruz. Mevcut siyaset ise kadınların güçlenmesini, eşitlenmesini ürkütücü buluyor ve aileyi güçlendirmede ortaklaşıyor. Ürksünler zaten, çünkü bize eşitlik, özgürlük yoksa onlara da huzur yok. Bu yıl yine her yanımız savaşla kuşatılmış halde. Gazze'de gözlerimizin önünde açık bir soykırım sürüyor. Bu soykırım Batı dünyasında feminizmle meşrulaştırılmaya çalışıyor. Halbuki işgalle, soykırımla feminizm olmaz. Türkiye bir yandan Filistin'e destek olduğunu söylerken öte yandan İsrail'le ticareti, sürdürüyor. İsrail'e betonu, çeliği, petrolü sağlamaktan geri durmuyor. İsrail'i kınadığını söylerken Rojava'da kadınların çocukların üzerine bombalar atıyor. Bunun üzerine mülteci ve yabancı düşmanlığı sürekli kışkırtılıyor. Göçmen kadınlar her zamankinden güvensiz. Ama tüm bunların karşısında bitiremedikleri feminist dayanışmamız var.
KURTULUŞUMUZ FEMİNİST MÜCADELE
Savaşın, patriyarkanın, transfobinin, homofobinin, kapitalist emek sömürüsünün, ırkçılığın olmadığı bir dünyayı hayal etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bunun için umudumuz, gücümüz, hayatımız ve kurtuluşumuz feminist mücadele.”
Ardından Cihangir Caddesi’ne dev “Feminist İsyan” bayrağı asıldı. Kadınlar alkış, zılgıt ve sloganlarla isyanlarını haykırdı.
Yürüyüş, ne mücadeleden ne de sokaklardan vazgeçilmeyeceği vurgusuyla sona erdi.