İbadet, Allah'a tazim ve saygı göstermek, emirlerine itaat etmek ve O'na kulluk etmek demektir. İnsan, beden ve ruhtan meydana gelen bir varlıktır. Bedenimizin maddi gıdaya ihtiyacı olduğu gibi, ruhumuzun da manevi gıdaya ihtiyacı vardır. Ruhun en önemli gıdası sağlam iman ve ihlasla yapılan ibadettir. İbadet, Allah'a saygı ve itaatin en yüksek derecesidir.
İbadetler, İslam'ın temelini oluşturur. Rasulullah şöyle buyurdu: "İslam beş şey üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilah bulunmadığına ve Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmaktır."
İbadet, şükrün gereğidir ve Allah'ın kulları üzerindeki hakkıdır. İbadet, insanın Allah katındaki değerini artırır. İbadetleri yapmada asıl amaç, Allah'ın rızası olsa da Allah biz kullarına emrettiği ibadetlerde bizlerin faydalanacağı hususları da göz önünde bulundurmuştur. Örneğin, namaz ibadetinin sağladığı faydalar Kur'an-ı Kerim'de şöyle bildirilmiştir: "Ey Muhammed, sana vahyedilen kitabı oku ve namaz kıl. Çünkü namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir." İbadetlerin bu şekilde insan hayatına katkı sağladığı unutulmamalıdır.
İbadetin Aslı şu üç şeydir: 1- Korku 2-Ümit 3- Sevgi. Korkunun alameti, haramları terk etmek; ümidin alameti ibadete karşı arzulu olmak; sevginin alameti de şevk ve yöneliştir Günahın özü de şu üç şeydir: 1-) Kibirlilik 2-) Hırs 3-) Kıskançlık. Kibirlilik ilk defa şeytanda görüldü. Şeytan, secde etmesi emredildiği zaman kibirlenip bu emre uymayarak lanetlik oldu. Hırs, ilk defa Hz Âdem’de görüldü. Hz Âdem, ebedi olarak cennette kalma tutkusuyla yasak meyveden yediği için oradan çıkarıldı. Kıskançlık da ilk defa Hz Âdem’in oğlu Kabil’de görüldü. Kabil, kıskançlık yüzünden kardeşini öldürdü ve bu sebeple cehennemlik oldu. Buna göre herkesin günahlardan kaçınarak ibadete sarılması ve ibadetini de sırf Allah rızası için yapması gerekir.
“Kim ki şu dört ameli işlediği halde kendisinde iyilik yönünde gelişme görmezse bu durum, işlemiş olduğu o amelin Allah tarafından kabul edilmediğinin alametidir:
1-) Kim Allah yolunda savaşa katılır da döndükten sonra kendisinde iyilik yönünde bir gelişme görmezse,
2-) Kim Ramazan ayında oruç tutar da daha sonraki aylarda kendinde iyilik yönünde bir gelişme göremezse,
3-) Kim ki üzerine farz olan hac ibadetini yapar da dönüşünde kendinde iyilik yönünde bir gelişme göremezse.
4-)Kim ki bir hastalık çeker de iyileştikten sonra kendisinde iyilik yönünde bir gelişme göremezse.”
İbadet, insanın şahsiyetini geliştirir, olgunlaştırır. Çünkü kişinin Allah’a kul olması, kulluğunun gereğini yapması; başkalarına karşı eğilmekten, gösterişten, şeref ve haysiyetini rencide etmekten korur. Ayrıca kişi, Allah’a gerektiği gibi kul olabildiği oranda nefsinin arzularına, heva ve hevesine esir olmaktan kurtularak kendine hâkim, şahsiyetli, vakarlı ve itibarlı bir duruma yükselir.
İbadetlerine dikkatli olan dindar kişi, doğru, dürüst, kendine güvenir ve güvenilir, düzenli, disiplinli bir kimsedir. Kimsenin hakkını çiğnemez ve kimseye hakkını çiğnetmez. Sabırlı ve sebatlı, azimli ve gayretlidir. Güçlerinin ve yetkilerinin farkında, ancak sorumluluklarının da şuurundadır. Samimîdir, riyakârlıktan ve gösterişten hoşlanmaz. Sağlığının ve servetinin bir emanet olduğunu bilir, ona göre davranır. Hâsılı o mümin, abide bir şahsiyettir.