“Yüce Allah (cc), insanın ve bütün kâinatın yaratıcısıdır. Anne babalarımız ise dünyaya gelişimizin sebebidirler. İnsana en çok yakın olan ve insan üzerinde en çok hakkı bulunan, anne ve babadır” dedi.
Şırnak İl Müftüsü Ahmet Dilek Ramazan ayını geride bırakırken bizlerle İslam dininde anne ve baba hakkıyla ilgili konuştu. Dilek,” İnsanın var olması için sebep kılmıştır. Bunun içindir ki, Allah Teâlâ kendisine ibadetten sonra ikinci derecede anne ve babaya iyilik yapılmasını emrettiğini belirterek “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine "öf!" bile deme; onları azarlama, ikisine de güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: "Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!" diyerek dua et” diye ifade etti.
Allah'ın, ana-baba ve çocuklar arasında yarattığı sevgi ve saygıdan kaynaklanan hak-görev ilişkisi ve sağlam bir şekilde devam edebilmesinin çocuklar üzerinde belli hakları olduğunu dile getiren Müftü Dilek, Ana-babanın çocuklar üzerindeki haklarını şöyle sıraladı:
"1. İtaat, saygı: Çocukların ana-babalarına karşı en önemli görevleri onlara itaat etmek, iyilik etmek, yapılması haram olmayan isteklerini yerine getirmektir.
2. Ana-babaya iyi davranmak: Bir adam Peygamberimize gelerek: Ey Allah’ın Rasulü, insanlar arasında iyi davranmama en çok layık olan kimdir? dedi. Peygamberimiz: “Annendir.” buyurdu. Adam: “Sonra kim? dedi. Peygamberimiz: “Annendir.” buyurdu. Adam: “Sonra kimdir? dedi. Peygamberimiz yine: “Annendir.” buyurdu. Adam: “Sonra kimdir? diye sordu. Peygamberimiz: “Sonra babandır.” buyurdu.
3. Maddî ihtiyaçlarını gidermek: Yaşlanıp kendi ihtiyaçlarını temin edemez hâle gelince ana-babaların bütün ihtiyaçlarını temin etmek, çocukların görevidir.
4-Saygısızlık etmemek: İslâm ümmetinin prensibi, büyüklere saygı, küçüklere sevgidir. Saygıya en lâyık olanlar, ana-babalarımızdır. Bir gün Peygamberimiz (s.a.s.) ashabına;-"Size, büyük günahların en büyüğünü bildireyim mi?" diye sordu. Üç defasında da "evet bildir, Ey Allah'ın Rasulü" diyen ashab-ı kirâma bunların sırasıyla; "Allah'a ortak koşmak, ana-babaya karşı gelmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan söylemek" olduğunu belirtmiştir.
5. Rızalarını almak: İnsanın dünyadaki en büyük görevi şüphesiz ki, Allah'ın rızasını kazanmaktır. Peygamberimiz de (s.a.s.): “Allah’ın rızası, ana-babanın rızasında; Allah’ın gazabı da ana-babanın gazabındadır. Buyurmuştur.
6. Kötü söz söylememek: Onları incitecek her tür kötü söz ve davranıştan kaçınmak gerekir.
7. Öldüklerinde hayırla anmak, dua etmek: Ana-babanın ölmesiyle onlara karşı olan sorumluluklar bitmez. Onların temiz hatıralarını devam ettirmek gerekir. İnsanları insan yapan da bir bakıma, nesilden nesile miras olarak intikal eden bu güzel duygu ve hatıralardır.
Hayatta ve öldükten sonra ebeveynine karşı görevlerini yerine getiren, onları memnun edip hayır dualarını alan kimse, dünya ve ahiretin en büyük mutluluklarından birini kazanmış olur.
Üzerimizde bu kadar çok emek ve hakları olan anne ve babamızı sevmek ve onların sevgisini başka şeylerle değişmemek en önemli ahlaki görevlerimiz arasındadır. Bu görev, hayatta iken onlara karşı hürmet, şefkat ve merhamet göstermekle, kendilerini hoşnut etmeye çalışmakla yerine getirilir” Şeklinde oldu.
Anne ve babaya her türlü ikram ve ihsanda bulunmak, onların ihtiyacı olduğu takdirde bütün maddî ihtiyaçlarını gidermek, onlara "öf" bile dememek, onlara karşı daima tatlı dilli olmak gerektiğini vurgulayan İl Müftüsü, "en güzel tavır ve davranışlarla karşılık verip en ufak bir şekilde onları üzmemek, bıkkınlığı ifade edebilecek bir tavır takınmamak gerekir ”dedi.