Orucun farz olması için kendisinde üç şartın bulunması gerektiğini Söyleyen Şırnak İl Müftüsü Ahmet Dilek, Bunlar; 1-Müslüman olmak, 2- Akıllı olmak, 3-Ergenlik çağına gelmiş olmak. Bu şartlar kendisinde bulunan her Müslüman, oruç tutmakla mükelleftir, sorumludur” dedi.
İl Müftüsü Dilek Mübarek Ramazan ayının gelmesiyle merak edilenleri şu şekilde aktardı”Mübarek Ramazan ayının gelmesiyle Allah-ü Teala şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, oruç size de farz kılındı.”Bakara, 183.
Rasülullah (sav) Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Kim, faziletine inanarak ve karşılığını yalnızca Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”(Buhârî, Savm, 6)
“Öyle ise içinizden kim bu aya (Ramazana) ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.” Bakara, 185.
Bu ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerde, orucun farz kılındığından bahsedilmektedir. Öyleyse
kimler oruç tutmakla yükümlüdür? Bir kimseye orucun farz olması için kendisinde üç şartın
bulunması gerekir. Bunlar; 1-Müslüman olmak, 2- Akıllı olmak, 3-Ergenlik çağına gelmiş olmak.
Bu şartlar kendisinde bulunan her müslüman, oruç tutmakla mükelleftir, sorumludur.
Oruç tutamayacak derecede hasta olanlar ile yolcu olanlar, o günlerde oruç tutmayabilirler. Hastalar iyileşince, yolcular da memleketlerine dönünce tutamadıkları oruçlarını kaza ederler.
Ergenlik çağına gelmeyen çocukların oruç tutması farz değildir. Ancak bünyelerine zarar vermeyecek şekilde çocukları da yavaş yavaş oruç tutmaya alıştırmak uygun olacaktır”
Hamile,Lohusa veYaşlılar oruç tutabilir mi?
Yeni doğum yapmış ve lohusa olan kadınlarla adet günlerinde olan kadınlar, bu hallerinin devam ettiği günlerde oruç tutamaz, namaz kılamazlar diye ifade eden Dilek şunları söyledi” Bu durumdaki kadınların Ramazan ayında tutamadıkları oruçları, Ramazan’dan sonra uygun bir zamanda kaza ederler. Yani kaç gün tutamamışlarsa, o kadar gün tutarlar. Kılamadıkları namazları ise kaza etmezler.
Oruç Tutmamayı Mübah Kılan Haller: Yüce Dinimiz İslâm, kişileri güçleri nispetinde sorumlu tutmuş, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Buna göre bazı kimseler, oruç tutmakla yükümlü tutulmamış, daha sonra kaza etmeleri veya oruç yerine fidye vermelerine ruhsat tanınmıştır.
Bir kimse Ramazan ayında 90 km veya daha fazla bir uzaklığa, Hanefî mezhebine göre 15 günden, Şâfiî mezhebine göre giriş ve çıkış günleri hariç 4 günden az bir zaman için yolculuğa çıkarsa, Ramazan orucunu tutmayabilir. Yolculuğa çıktıklarında sahabeden bazıları oruç tutmuş, bazıları da tutmamıştır. Bu kimseler, daha sonra tutamadıkları oruçlarını kaza ederler.
Geceden oruca niyetlenip de, gündüz yolculuğa çıkan kimse, dilerse bu orucunu bozar, dilerse orucunu tamamlar. Ancak, ayette de belirtildiği gibi, orucunu tamamlaması daha iyidir. Hz. Peygamber (sav), Mekke’nin fethi için sefere çıktığında oruçlu iken, Kedîd denilen yere varınca orucunu açmıştır.
Hamile ve emzikli kadınlar, oruç tuttuklarında kendilerine veya çocuklarına bir zarar vermesi söz konusu ise, oruç tutmayabilirler. Daha sonra oruçlarını kaza ederler.
Oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimseler, oruç tutmayıp yerine fidye verebilirler”.