Şırnak'ta Cuma çıkışı Filistin’e destek, İsrail’e tepki yağdı!

İsrail’in Filistin’in Gazze Şeridine yönelik saldırılarının 115’inci gününde Peygamber Sevdalıları Vakfı öncülüğünde Şırnak Merkez Fatih Camii’nde Cuma Namazı çıkışı basın açıklaması düzenlendi.

Şırnak'ta Peygamber Sevdalıları Vakfı il temsilciliği öncülüğünde toplanan kalabalık İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının 115’inci gününde Cuma Namazı çıkışı düzenlenen basın açıklaması ile tepki gösterdi.

Basın açıklamasını toplanan vatandaşlar adına Vakıf üyesi Hüseyin Çimen Okudu.

“Mazlum Filistinli kardeşlerimizin sesine ses, direnişine destek olmak ve Siyonist zulmü telin için yine bir araya gelmiş bulunmaktayız.

Gerek yerel seçimlerle gerekse de başka gelişme ve olaylar nedeniyle farklı gündemler oluşsa da Gazze ve Kudüs, gündemimizde ilk sırada yer almalıdır. Kudüs davası inanç temelli ümmetin ortak davasıdır. Bu bilinçle her hafta toplanmamız, bu davayla dertlenmemiz, sorumluluğumuzun gereği olduğu gibi Aksa’nın kurtuluşu yolunda daha etkili sonuçlar doğuracak faaliyetlere de vesile olacaktır inşallah. İhlas, samimiyet ve kararlılıkla Kudüs bilincini sürekli hale getiren siz değerli kardeşlerimizi ve aynı bilinçle hareket eden dünyanın diğer yerlerindeki hak aşığı vicdan sahiplerini, Kudüs ve Aksa sevdalılarını selamlıyoruz.

Sergilenen vahşet tablosu, katliam ve soykırım uygulaması neredeyse canlı yayınlarla tüm dünyanın, hepimizin gözü önünde icra edilmektedir. Dört ayı aşkın süredir bu zulmü durdurmaya yönelik ciddi bir adım atılmamış, yapılan çağrılar ve kınamalar ise Siyonistlerce dikkate bile alınmamıştır. Dünya kamuoyunda vicdan ve insaf sahibi çevrelerce gösterilen sivil tepkiler ile Yemen ve diğer İslami yapı ve örgütlerce fiili olarak verilen değerli karşılıklar da katliam ve soykırımı durdurmaya yetmemiştir. Siyonist zalimler, işgal ve soykırım planlarında yeni bir aşamaya geçmiş bulunmaktadırlar. Soykırım ve katliamlarla birlikte sistematik şekilde zorla göç ettirme, tehcir politikası uygulayan terör şebekesi, zorla Gazze’nin güneyine sürülüp hapsedilen sivil halka karşı saldırıya geçmeye başlamıştır. Küçücük bir toprak parçasında, Refah’ta sıkışıp kalan sivillere yönelik yıldırma, katliam uygulamalarıyla Gazze’nin insansızlaştırılması ve sonrasında da kalıcı Siyonist işgali hedeflenmektedir. Daha önce işgal edilen Gazze’nin kuzeyi ve diğer bölgelerindeki halkın topluca katledilmesi, göçe zorlanması ile yetinilmeyerek altyapısıyla birlikte neredeyse tüm şehrin işgalciler tarafından yerle bir edilerek buldozerlerle dümdüz edilip yıkılması da bu planın bir parçasıdır. Gazze’ye müdahalenin başlangıcından beri terör rejimi tarafından dillendirilen, adım adım hayata geçirilen bu habis Siyonist emelin gerçekleştirilmesi sadece Gazze’nin düşmesini netice vermeyecek; Filistin, Aksa ve Kudüs davası da onulmaz yara alacaktır. Gazze’nin düşmesi tüm ümmetin ve Müslümanların Siyonistlere karşı mücadelesinde çok önemli bir mevzinin kaybedilmesi demektir. Bunu netice verecek her türlü fiili müdahalelere, diplomatik ayak oyunlarına, kandırmaca ve komplolara karşı tüm Müslümanların, ümmetin uyanık ve bilinçli olması, yekvücut halinde teyakkuza geçmesi gerekmektedir.

Gazze’nin önce insansızlaştırılması, sonrasında da Siyonist işgale terk edilmesi, yeni katliamların yeni sürgünlerin de başlangıcı olacaktır. Sadece Filistinlilerin değil tüm Müslümanların istikbali, istiklali, huzur ve emniyeti, izzet ve şerefi için de hayati öneme sahip olan bu mesele bir hayat memat meselesidir. Başta Gazze’ye komşu olan Mısır olmak üzere tüm bölge devletlerinin işbirliği halinde acilen etkili adımlar atması, tedbirler alması gerekmektedir. Doymak bilmez hırs ve arz-ı mevud safsatasıyla her geçen gün hedef büyüten Siyonist işgalcilere dur demenin zamanı çoktan gelmiştir. Tüm Müslümanlar imkanlarını seferber ederek bunun için çalışmalı, idarecileri ve kamu gücünü harekete geçirmelidir. Temenni ve kınamalar sonuç vermeyecektir. Yapılan ateşkes görüşmelerinde terör şebekesinin takındığı küstah tavır da dikkate alındığında fiili, planlı, etkili tavır ve müdahalelerle hareket edilmezse Siyonistlerin işgal ve katliamlarında yeni bir aşamaya geçeceği açıktır. Gazze halkı tarafından seçilen meşru hükümet olan HAMAS’ın onayının olmadığı hiçbir anlaşmanın geçerliliği yoktur.

Gazze halkına karşı katliam ve soykırımın son bulması ve ateşkesin sağlanması için, HAMAS’ın şartları yerine getirilmelidir. Kalıcı bir ateşkes isteniyorsa başta Türkiye ve Mısır olmak üzere bölge ülkeleri bu soykırımın son bulmasına yönelik somut adımlar atmalı, abluka kaldırılarak sınır kapılarının ve insani koridorun açılması ve yıkılan şehirlerin imarı sağlanmalıdır. Tüm Müslümanlara ve özellikle Müslüman ülkelerin idarecilerine sesleniyoruz; Gazze’nin Refah bölgesine yapılacak saldırı ve kara harekatının daha büyük katliam ve tam soykırıma zemin olacağı bilinciyle işgalcilere karşı işbirliği halinde etkili fiili adımlar atın. Gazze’nin insansızlaştırılması, boşaltılması ile neticelenecek ve aslında Siyonist katliam soykırımın politikasının bir parçası olan girişim ve uygulamalara izin vermeyin. Gazze’ye yönelik insanlık dışı ambargoyu ve insani yardım akışına engel olan Siyonist engellemeleri kaldıracak girişimlerle Gazzeli kardeşlerimize gerekli insani yardımları ve destekleri sürekli şekilde sağlayarak Gazzelilerin kendi vatanlarında ikamet ve barınmalarını sağlayın. Gazzelilerin yurtlarından geçici de olsa çıkarılmalarını, başka yerleşim alanlarına yerleştirilmelerini öngören politik oyunlara aldanmayın. Zulme rıza göstermenin göz yummanın da zulüm olduğunu unutmadan dini, tarihi, vicdani sorumluluğunuzu yerine getirin. Gelinen aşamada her gün onlarca kardeşimiz bebek çocuk kadın ayrımı yapılmadan şehit edilip açlığa, susuzluğa, ilaçsızlığa mahkum edilse de; hastaneler, okullar camiler dahil tüm yerleşim birimleri tahrip edilip yıkılsa da; açık katliam ve soykırıma karşı dünya seyirci kalsa da asla umutsuz değiliz. Sarsılmaz iman ve kararlılıkları ile Aksa ve Kudüs davasını omuzlayan mücahitlerin destansı direnişleri devam etmektedir. Bu direnişin devamı ve başarısı için her türlü desteğin sağlanması hepimiz için vecibedir. Bunun için atılan her adım, harcanan her emek, söylenen her söz kıymetli ve anlamlıdır. Yeter ki Aksa ve Kudüs bilinci devamlı ve diri tutulsun. “Allah bana yeter, O’ndan başka ilah yoktur, ben yalnız O’na güvenip dayanırım; O, büyük arşın”dedi.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Gündem Haberleri