Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde yaklaşık 5 ay önce arazi anlaşmazlığı nedeniyle çıkan kavga yüzünden 12 aile, soyadlarının aynı olması nedeniyle tarafı olmadıkları kavganın sürgünü oldu. Ölüm korkusu yaşayan aileler evlerinden ve arazilerinden olurken, çocuklarını okula bile gönderemiyor.
Siverek'e bağlı Aşağı Taşlı kırsal Mahallesi'nde yaklaşık 5 ay önce arazi anlaşmazlığı nedeniyle meydana gelen ve 3 kişinin hayatını kaybettiği, 6 kişinin yaralandığı akraba ailelerin kavgası sonrası, kavgaya karışmayan 12 aile soyadlarının kavga edenlerle aynı olması nedeniyle sürgün durumuna düştü. 12 aileden yaklaşık 160 kişi can güvenliği olmadığı için çeşitli köylere sığınarak kendilerini korumaya çalışıyor. Can güvenlikleri olmadığı için öğrenciler okullarına devam edemezken, üniversite öğrencileri eğitimlerini dondurmak zorunda kaldı.
"Tarafı olmadığımız kavganın sürgünü olduk"
8 kişilik nüfusu ve 2 akraba ailesi ile birlikte bir köye sığınan Ali Demirkıran, kavga ile hiçbir alakalarının olmadığını, kavgada 3 kişinin ölümüne neden olan aile ile aynı soyismi taşıdıklarını kaydetti. Kavganın tarafı olmamalarına rağmen ölüm korkusu yaşadıklarını anlatan Ali Demirkıran, ''Olay gününde ailemle birlikte tarlada çalışıyorduk, o esnada 2 akraba ailelerimiz arasında olay oldu. Her iki taraf da akrabamız, vuran taraf biraz daha bize yakın olduğu için ve birde soy isimlerimiz aynı olduğu için köyümüzden bizi kovdular ve mağdur duruma düştük. Evlerimizi, araçlarımızı yaktılar, evlerimizin içindeki eşyaları yağmaladılar” dedi
3 aile 21 kişi tek göz odada yaşıyor
Sığındıkları köy sakinlerinin kendilerine bir göz oda tahsis ettiklerini ve burada 3 aile 21 kişinin yaşadığını söyleyen Demirkıran, halen daha tehdit aldıklarını anlatarak, ''Devamlı tehdit altında olduğumuz için çocuklarımızı okula göndermekten korkuyoruz, bundan dolayı çocuklarımız okuyamıyor. 2 tane üniversite öğrencim var. Ben çocuklarımın okumasını istiyorum ama can güvenliğimiz olmadığından, çocuklarımı okula gönderemiyorum. Devamlı tehdit mesajları aldığım için çölyak ve diyabet hastası oğlumun tedavisini yapamıyorum, oğlum için Siverek Kaymakamlığına başvurdum, sağ olsun kaymakamımız bizi hastaneye gönderdi ama oğlumun yatırılması gerekiyordu, yine yeterli can güvenliği olmadığı için yatıramadım'' şeklinde konuştu.
12 aile 160 kişi mağdur
Kavga ile hiç alakası olmayan 12 aile ve 160 kişinin çeşitli köylere sığındığını söyleyen Ali Demirkıran, ''Buraya biz 3 aile sığındık, başka köye 5 aile, başka bir köye de 4 ailemiz sığınmış durumda. Çocuklarımın okumasını istiyorum” ifadelerini kullandı.
''300 dönüm tapulu arazim var ama ekemiyorum'
Köyde 300 dönüm müstakil arazisinin olduğunu, köyden sürgün edildikleri için araziyi süremediklerini belirten Demirkıran, ''Evimizden olduk, köyümüzden ayrı kaldık. Köylerimizde arazilerimiz var ama ekemiyoruz. Köyde 300 dönüm müstakil arazim var. Ekim zamanı geldi, tarlalarıma gidip, ekinlerimi ekmek istiyorum ama gidemiyorum” ifadelerine yer verdi.
Korkudan okula gidemiyorlar
Çok zor durumda ve koşulda yaşamaya çalıştıklarını söyleyen Zeynep Demirkıran korkudan okula gidemediklerini belirterek, ''Çok zor bir süreçten geçtik. Olay gününde evimizi, eşyalarımızı yaktılar. Dört tane abim var, hepsi korkudan okula gidemiyor, işe gidemiyoruz. Üstümdeki elbiseler bile milletin bize verdiği kıyafetler. Biz olay günü tarlada çalışıyorduk, hiçbir şeyimizi almadan tarladan kaçtık'' ifadelerini kullandı.
''Abilerime bir şey olacak mı korkusuyla yaşıyorum'
Her zaman bir korku içerisinde yaşadıklarını söyleyen Zeynep Demirkıran, ''Hep bir korku var içimde abilerime, dayıma bir şey olur mu diye. Bizim köyümüzde bir sürü tarlamız var ama o tarlalarımızı ekemiyoruz. Burada 21 kişiyiz, çalışamıyoruz ekemiyoruz nasıl yaşayacağız. Şimdi bize bakıyorlar ama ne zamana kadar bu sürecek" dedi
''Okuyup, bu cahillikten kurtulmak istiyoruz''
Olayla hiçbir alakalarının olmadığı halde sürekli tehdit altında oldukları için kayıtlarını dondurduklarını söyleyen, 2 sınıf üniversite öğrencisi Kahraman Demirkıran, ‘Okuyup bu cahillikten kurtulmak istediklerini' belirtti. Kahraman Demirkıran” Ben ve kardeşim üniversite öğrencisiyiz, bu olay nedeniyle kayıtlarımızı dondurmak zorunda kaldık. Bu dondurma ne zaman kadar sürecek, bir yıl mı, 2 yıl mı bilemiyorum. Biz okumak ve bu cahillikten kurtulmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Tedavi olmak istiyor
Diyabet ve çölyak hastalığı nedeniyle sürekli hastanede kontrol altında olması gerektiğini söyleyen 15 yaşındaki Hüseyin Demirkıran ise tedavi olmak istediğini kaydederek, "Ben hem çölyak ve hem de diyabet hastasıyım, unlu şeyler yiyemiyorum. Rahatsızlığım nedeniyle her ay hastanede yatmam lazım, ailemin bu durumundan dolayı hastaneye de gidemiyorum. Ben lisede okuyordum da bu durumda okula da gidemiyorum. Psikolojim bozulmuş, çok korkuyorum okula gidemiyorum” diye konuştu.