Madin Müze Müdürü Nihat Erdoğan`ın açılışını yaptığı resim sergisine sanatseverler yoğun ilgi gösterdi. Müze Müdürü Nihat Erdoğan, Mardin`in tarihi ve kültürel değerleriyle bir sanat şehri olduğunu belirterek “Uygarlıkların anası Mezopotamya`nın kadim şehri sanat ve sanatçıya kapılarını açık tutmaya devam edecektir. Müzemiz sanat galerisinde, yine bir sergiye ev sahipliği yapıyoruz. “Göçebe tuvaller” göçebe kültüründen yerleşik hayata geçtiğimiz bir coğrafyada, göçerek yerleşik üretimler, yaptılar burada yerleşip bir süre içerisinde ürettikleri atölye ürünlerini sergileyecekler. Her sergide biz söylüyoruz bu coğrafyada, sanat geldikçe bu coğrafyadan savaş gidecek, sanatla haşir neşir olan bir toplum küçük yaştan itibaren sanatla büyüyen ve farklılıklara saygı demokrasi bilincinde yetişmiş bir nesille biz bu coğrafyada barışı mümkün kılabiliriz. Onun için de müzeler aslında kentlerin bellek merkezi hafıza merkezi. Bu belleğin farkında olan bir toplum geçmişe bakıp bugünün sorunlarını çözebilir. Geçmişe açılan pencereden herkese hoş geldiniz diyorum” dedi.
Bağımsız Ressamlar Topluluğu adına konuşan Muhip Süeltürk, Türkiye`nin her bölgesinde göçün ressamlara tanıklığı olduğunu söyledi. Süeltürk ”Çok doğru bir kavram var hafızanın göçü, yitimi yani yaprak düşer göç edebilir, insan düşer göç edebilir ama hafıza düşüp göç olduğu an yok oluruz. Bu hafızanın yok olabilmemesi, onu tekrar hayata dönüşümle sağlaya bilmemiz için bir göç furyası var. İnsanlar göç ediyor, yaşam göç ediyor, atıl olan şey geriye dönmüyor, toprak geriye dönmüyor, bitki, börtü böcek geriye dönmüyor ve biz bunların iadesiyle meşgulüz. Telekomünikasyonun çok uzaklardaki insanlara bir merhabanızın yanı başınızdaki insana, sevgide, saygıda bir merhaba demeyişimizin kaosunu yaşıyoruz. Uygarlıkların 10 bin yıl geriye gittiği bu topraklar yarına çok güzel şeyler bırakacak ve biz bu göçerliği sizlere iade etmeye geldik. Sizlere tekrar geri sunmaya geldik. Boyamızla, organik çatımızla, çalıştay dediğimiz mantıkla dünyada ilk defa taş dokuyu ben floransa da gördüm. Davut heykelinin altında da gördüm. Ama buradaki taş dokudaki bir çeşme başında o amcamızın, dayımızın, o kadınımızın bize olan telekomünikasyonunda, davranışında çok büyük farklılıklar var. Biz bunu tanıtmaya çalışıyoruz boya kültürümüzle sizlere merhaba diyoruz. Sanatçılar olarak vatandaş ile iletişimimiz, telekomünikasyon iletişiminin kat kat ilerisindedir. Sokakta karşılaştığımız insanlar, varlıklar, değerlerle öylesine güçlü bir iletişim kuruyoruz ki, bu da içimizdeki göçü, kaybettiklerimizi tekrar kazanmamızı sağlıyor. Sanatçılar olarak aykırılıklarımız sevgimizin dışa yansımasıdır. Mardin`de güzel ve dolu dolu 5 gün geçirdik. Gördüklerimizi, izlediklerimizi tuvallerimize yansıttık ve “Göçebe Tuvaller” adı altında sergiledik. Destek veren herkese teşekkür ediyorum“ diye konuştu.