Viranşehir’de yaşayan 14 yıllık evli 35 yaşındaki Nesrin-Mehmet Sinan Karacam çifti, doğal yoldan çocuk sahibi olmak istedi. Doğal yoldan ve birçok ilde ve tedavi merkezinde sonuç alamayan genç çift, komşularının tavsiyesi üzerine Diyarbakır’a gelerek Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Hakan Çoksüer tarafından muayene edildi. Yapılan muayene sonucu hastada açıklanmayan infetilite bağlı olarak yumurtaların rahim duvarına tutunamaması teşhisi konuldu. Prof. Dr. Çoksüer ve ekibi çifte, PRP, akupunktur ve fitoterapi tedavileri uygulamasıyla çocuk hasreti gebelik kesesinin görülmesiyle son buldu.
“Hastaya özgü mümkün olduğu kadar çok yüksek olmayacak şekilde doz protokolü uygulamak gerekiyor”
Prof. Dr. Çoksüer hastasının 14 yıllık evli, 14 yıldan sonra hastanın başarısız iki tane tüp bebek denemesi olduğunu belirtti. Hastanın birçok sayıda aşılama tedavisi geçirdiğini ifade eden Prof. Dr. Çoksüer, “Ve çok sayıda normal yollardan tedaviler denenmiş. Fakat bir tülü çocuk sahibi olamadığını söylüyor. Tabi kliniğimize geldiğinde psikolojik olarak da ciddi anlamda bir stres yükü olduğunu gördük. İkincisi de hastamızda açıklanmayan infetilite bağlı olarak yumurtaların rahim duvarına tutunamaması. Yani sebebi belli değil. Hastanın hormonları çekilmiş, hastanın detaylı sperm tahlili yapılmış, detaylı rahim filmi yapılmış fakat bir türlü sebep bulunamamış. Ve birçok tedavi yapılmış hastada sonuç alınamamış. Bizde bu hastayı değerlendirdiğimizde ilk önce hastaya fitoterapi verdik. Hem kadına, hem erkeğe. Çünkü baktığımızda spermin morfolojisi zayıf, spermin ileri hareketi zayıftı. Sonrada kadına tüp bebek tedavisi için akupunktur tedavisi planladık. Biz burada akupunktur tedavisinden yararlanırken dört tane etki mekanizmasından yararlanıyoruz. Birincisi stresi azaltmak, ikincisi hormon düzenini sağlayıp özellikle yumurtaların sağlam ve kaliteli hale getirmeyi istiyoruz. Üçüncüsü rahim duvarının kalınlaşmasını, dördüncüsü de bağışıklık sistemini güçlendirerek etkisini artırmak için uğraşıyoruz. Tüp bebeğe başlarken rahim duvarını güçlendirmek için PRP tedavisi uyguladık. PRP tedavisiyle embriyonun rahme daha iyi tutunması için yaptığımız bir tedavi biçimi. Özellikle tüp bebeğe başlarken hastaya özgü mümkün olduğu kadar çok yüksek olmayacak şekilde doz protokolü uygulamak gerekiyor. Bizde bu hastaya normal doz iğne protokolü uyguladık. Ve sonrasında yumurta topladık” dedi.
“En iyi olan 5’inci gün embriyo, embriyonun 5’inci güne gitmesi çok çok önemli”
Hastanın umutsuz olduğunu, çocuk sahibi olmayacağını kaydeden Prof. Dr. Çoksüer, “Çünkü 14 yıl, dile kolay, hem psikolojik olarak bir stres hali vardı. Hem de çocuğu olmayacağını zannediyordu. Ta ki transfer edilinceye kadar. Transferi yaparken blast embriyo transferi yaptık. En iyi olan 5’inci gün embriyo. Burada embriyonun 5’inci güne gitmesi çok çok önemli. Biz buna dikkat ettik ve 5’inci gün transferimizi gerçekleştirdik. Sonrada test günü yapmaya karar verdik. Gebelik sonucu pozitif oldu. Hasta gözlerine inanamadı. Ta ki artık gebelik kesesini görünceye kadar. Bu üç nokta çok çok önemli. Hem doğru klinik, doğru tedavi, hem de doğru hekim olması çok çok önemli. Bunlara dikkat edilince başarıya ulaşmak biraz daha kolaylaşıyor. Çünkü önemli olan altta yatan sebebi bulup, hastaya özgü tedavi protokolü uygulamak” şeklinde konuştu.