Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Kaya; ileri yaşlarda sık görülen göz sorunlarından biri olan sarı nokta hastalığı hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Sarı Nokta hastalığının, (maküla dejenerasyonu) gözün esas görmeden sorumlu olan kısmının yapısal olarak bozulmasıyla ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Kaya, hastalığın cinsiyet farkı gözetmeden genellikle 55 yaşından sonra daha sık görüldüğüne dikkat çekerek, hastalığın mesleğe bağlı olarak genellikle yüksek ısı ya da toksik maddeye maruz kalmış kişilerde erken yaşlarda da görülebildiğini dile getirdi.
“BU BÖLGEDE SADECE HASTANEMİZDE TANI KONULABİLİYOR”
Yaşlılık hastalığı olarak bilenen sarı nokta hastalığının; kronik, ilerleyici ve sinsi bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Kaya, bölgede sadece Düzce Üniversitesi Hastanesi’nde bulunan OCT (Optik Koherens Tomografi) cihazı ile tanı ve tedavi değerlendirilmelerinin yapılabildiğine dikkat çekti.
Hastalığın; bakılan cisimlerin merkezinde anormallik, çizgilerin kırılarak devam etmesi, bulanıklık, az görme, renkli görmede azalma gibi belirtiler gösterdiğini ifade eden Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, kişinin bir gözünü kapatarak bu rahatsızlıkları rahatlıkla hissedebileceğini dile getirdi. Klinik olarak ‘Kuru’ ve ‘Yaş’ olarak iki tip sarı nokta olduğu bilgisini paylaşan Kaya, ilerleyici olan kuru tip sarı noktalarda tedaviye yanıt almanın zor olduğunu, ödemle beraber olan yaş tip sarı noktaların ise tedavi edilebileceğini belirtti.
“TEDAVİ EDİLMEZSE GÖZDE GÖRME TAMAMEN KAYBOLABİLİYOR”
İlerleyici olan Sarı Nokta hastalığında erken teşhisin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Murat Kaya, “Mesela hastamız bize geldiğinde 10’da 5-6 oranında görüyorsa, tedavi ile en azından bunu yerinde tutup ilerlemesini önleyebiliyoruz. Bazı hastalarımızda erken tedavi ile görme oranını 10’da 10’a çıkabiliyor. Hiç tedavi edilmezse olduğu yerden daha kötü aşamalara geliyor. Yani yıllar içerisinde gözde görme tamamen kaybolabiliyor” ifadelerini kullandı.
Göze çekilen anjiyo ile hastalığın doğrulanmasından sonra hastaya 1 ila 3 yıl arasında süren uzun tedaviler uygulandığını dile getiren Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, göz içi enjeksiyonlarıyla hastalığın ilerlemesinin durdurulup iyileşmeler sağlanabildiğini kaydetti. Maliyeti yüksek bir tedavi olan yaş tip sarı nokta hastalarında, güzel neticeler aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Kaya, “İlk yıllarda 10’a yakın iğne yapılabiliyor. 2’nci yılda 7-8’e, 3’ncü yılda bu 6’ya düşüyor. 2-3 yıl takibi süren, külfetli, uzun süreli tedavi gerektiriyor. Bize çok geç başvurmuş, damarları kurumuş, yapıları bozularak tahribata uğramış ve yabancı madde birikmiş kuru tiplerde ise hastalara ne yaparsak yapalım sonuç alamıyoruz” şeklinde konuştu.
“SIK SIK EVDE KENDİNİZİ TEST EDİN”
Hastalığın beslenme ile genel bir ilişkisinin olmamasına rağmen özel vitamin takviyeleri ile tedaviyi desteklemeye çalıştıklarını dile getiren Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Kaya, “Belli bir yaş aralığı üzerinde olan hastalarımıza sık sık bir gözlerini kapatarak kontrol etmelerini tavsiye ediyorum. Önce evde en basitinden bir hedef belirleyerek gözlerinin birini, daha sonra diğerini kapatarak test etsinler. Hem yakın hem uzak için bunu denesinler. Kırık görme, düz çizgi şeklinde yamulmalar hastalık üzerinde bir teşhis olabilir. Bu durumlarda hemen bir göz hekimine başvursunlar” ifadeleriyle açıklamasını sonlandırdı.