Dr. Murat Arslanhan, bademcik ve geniz etinin vücudun bağışıklık sisteminde önemli görevlere sahip organlar olduğunu söyleyerek, “Bebeklik döneminde, anneden geçen bağışıklık salgıları sayesinde geniz eti ve bademciklere fazla yük düşmüyor. Fakat 2 yaşından itibaren çocuğun kendi bağışıklık sistemi devreye giriyor. Bu yaştan itibaren çocuklarda enfeksiyon riski artmaya başlıyor. Aynı zamanda bağışıklık sisteminin fazla çalışması nedeniyle yine bu yaşlarda bademcik ve geniz eti büyümelerine de sık rastlanıyor” dedi.
Arslanhan, bu sorunların en fazla yaşandığı 3 ile 9 yaş arasında ebeveynleri dikkatli olmaları konusunda uyardı.
Ciddi sorunlara yol açabiliyor
Çocukların geniz eti ve bademciklerinde sık görülen basit büyümeler ve tekrarlayan ateşli enfeksiyonların okula gitmelerini engelleyebildiğini belirten Dr. Arslanhan, “Geniz etindeki büyüm tıkayıcı özelliğinden dolayı ağzı açık şekilde nefes alma, horlama, yatakta sık yer değiştirme, rinosinüzit gibi çocuğun hayatını zorlaştırabilen şikayetlere yol açabiliyor. Bademcik ve geniz eti büyümeleri, üst solunum yolunu daraltacak boyuta ulaştığında uyku apnesi gibi ciddi sorunlar oluşturabilir. Bununla birlikte çocuklarda uyku problemleri, sık sık burun akıntısı, kulakta geçici veya kalıcı sıvı toplanması ve bunun sonucu işitme kaybına kadar varan sorunlar ortaya çıkabilir” diye konuştu.
Solunumu engelliyorsa ameliyat gerekiyor
Sağlıklı ve çalışan dokunun alınmasının doğru olmadığını, geniz eti ve bademcik ameliyatları için belli kriterler olduğunu vurgulayan Dr. Murat Arslanhan, şunları kaydetti:
“Bu problemle karşılaşan ebeveynlerin karar vermek zorunda oldukları seçeneklerden biri de cerrahi tedavi oluyor. Ancak çocukta geniz eti dokusuna bağlı horlama, ağzı açık şekilde nefes alma, uyurken sık yer değiştirme gibi belirtiler yaş sınırına bakılmaksızın cerrahi seçeneği gündeme getiriyor. 3 yaş öncesi ve 7 yaş sonrasında çok nadir görülen geniz eti büyümesi ise yaş ilerledikçe küçülüyor.”
İlaçla olmuyorsa cerrahi tedavi