“Ameliyata gerek yok”
Dayanılmaz ağrılara yol açan bel ve boyun fıtığından bıçak altına yatmadan, ameliyatsız bir şekilde kurtulmanın mümkün olduğunu belirten Koca, omurga kaslarının zayıf olması, aşırı kilo, ağır yük kaldırma, hareketsizlik ve duruş bozukluğu gibi nedenlerden kaynaklanan bel ağrılarının tedavisinde çoğunlukla ameliyata gerek olmadığını ifade etti.
Ameliyatın her zaman son seçenek olduğunu ifade eden Doç. Dr. Koca, “Eğer ilerlemiş ve beldeki sinirlere ciddi olarak baskı yapan fıtık yoksa bacaklarda güçsüzlük mevcut değilse, idrar ve büyük abdest kaçırma bulunmuyorsa kesinlikle ameliyat dışı tedavi seçeneklerinden, hastanın mevcut kliniğine uygun bir tedavi ve takip protokolü belirlenmelidir” dedi.
“Her bel ağrısı bel fıtığı değildir”
Bel ağrısı ile bel fıtığının aynı olmadığını da vurgulayan Koca, bel ağrılarının yalnızca yüzde 5’inin bel fıtığı kaynaklı olduğuna dikkat çekti. Bel fıtığının nedenleri ile ilgili açıklamalar yapan Koca, “Omurlar arasındaki diskin etrafındaki zarın yırtılarak taşması sonucu, beldeki sinir ve dokulara baskı yapması ve taşan disk içeriğinin dokuları uyarması sonucu belde ve/veya bacaklarda ağrı ortaya çıkmaktadır. Bel fıtığında ağrı, öne eğilme veya arkaya dönme gibi ters bir hareket sonrası ani olarak başlayabilir; en küçük bir hareketle şiddetlenip, kilitlenme veya bel tutulmasına yol açar; oturmakla, ayakta durmakla, öksürmeyle, ıkınmakla, araba kullanmakla artar” şeklinde konuştu.
Hastanın kliniğine göre tedavi seçeneği
Bel ağrısı olmayan, sağlıklı insanların da çoğunda boyun ve bel fıtığı bulunmaktadır. Öncelikli olarak hastanın şikayetlerinin boyun veya bel fıtığından kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve fıtıktan kaynaklanıyorsa, fıtığın derecesi, eşlik eden ilave problem olup olmadığı; hastanın öykü, muayene ve tetkiklerinin dikkatli olarak değerlendirilmesi ile izlenecek tedavi süreci netleştirilmelidir” şeklinde açıklamada bulundu.
Boyun ve bel fıtıklarında hastaların yüzde 99 gibi neredeyse tamamına yakınının ameliyatsız bir şekilde sağlıklarına kavuşmasının mümkün olduğunu vurgulayan Doç. Dr. İrfan Koca, “Boyun ve bel fıtıklarının tedavisinde genel ve birinci basamak yaklaşım olarak; akut dönemde kısa süreli (3-4 gün) istirahat, ağrının azalması ile birlikte de tedrici olarak süresi ve yoğunluğu artırılan ve ağrı oluşturmayacak düzeyde egzersiz programı önerilir. Ayrıca hastanın, planlanan tedavi sürecinin başarısı ve şikayetlerin nüks etmemesi için, duruş, hareket ve çalışma şekline ilişkin, dikkat etmesi gereken hususlar konusunda eğitim verilir. Boyun ve bel fıtıklarının tedavisinde, soğuğa maruz kalmamak, ergonomiye dikkat etmek ve stres faktörlerinden uzak kalmak önem arz etmektedir. Boyun ve bel fıtıkları için, ağrı kesicilerden ve ameliyattan hastayı kurtaran alternatif tedavi seçenekleri; Manuel terapi, nöralterapi, proloterapi, prp tedavisi, akupunktur, kuru iğne tedavisi, masaj, kinezyobant, derin spinal enjeksiyonlar, fizik tedavi modaliteleri (sıcak-soğuk uygulamalar, derin ısıtıcılar, elektroterapi) ve tıbbi hacamat olarak sıralanabilir” dedi.