Cizre İlçe Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ecenur Yağcı, her yıl mayıs ayında “9 Mayıs Dünya Çölyak Günü” etkinlikleri kapsamında farkındalığı artırmak amacıyla vatandaşların Çölyak hastalığı hakkında merak ettiği, sık sorulan sorulara geniş bir şekilde cevap verdi.
Haber sitemizin sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mevlüde Sevim, Çölyak Hastaları ve Hasta yakınları için sordu Cizre İlçe Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ecenur Yağcı cevapladı.
Soru 1. Çölyak hastalığı nedir?
Çölyak hastalığından bahsedebilmek için öncelikle ince bağırsaklarımızı bilmemiz gerekir. İnce bağırsaklarımız, içi “emici tüyler” ile dolu kıvrımlı bir hortuma benzer ve yediğimiz besinler bu hortumun içinde sindirilerek kan yoluyla vücudumuza karışır. Besleyici maddelerin emildiği ve vücudumuza geçtiği organımız ince bağırsağımızdır. Çölyak hastalığında ince bağırsak etkilenir; Emici tüyler hasar görür. Bunun sebebi; buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi tahıl ve tahıl ürünlerinde bulunan “gluten” diye adlandırdığımız bir maddedir. Vücudun bu maddeye karşı hassas olması, başka bir deyişle savaş durumuna geçmesidir. Esas olarak ince bağırsak etkilense de besleyici ve sağlık için gerekli maddelerin emilimi bozulduğu için birçok farklı organ zarar görebilir.
Soru 2. Çölyak hastalığı nasıl bir hastalıktır?
Çölyak hastalığı yaşam boyu süren tek gıda alerjisidir. Yaşam boyu diyete uyulması, hastanın günlük yaşamını verimli ve sağlıklı geçirmesi açısından önemlidir. Emilimi gerçekleşemeyen besleyici maddeler dediğimizde; çeşitli vitamin (B12 vitamini, D vitamini, folik asit) ve mineralleri (demir, çinko, magnezyum, kalsiyum) kastediyoruz. Özellikle çocukların gelişimi için gerekli olan bu maddeler vücuda alınmadığında kemiklerde zayıflık, ergenlik döneminin gecikmesi, karaciğerde hasar ve nadir bazı bağırsak hastalıkları gelişebilir.
Soru 3. Çölyak hastalarında hangi yakınmalar olur?
Çölyak hastalığı genellikle erken yaşlarda tespit edilir. Çoğunlukla çocuklarda uzun süren ishal, tekrarlayıcı, sürekli karın ağrısı, karında şişlik, boy kısalığı, kusma, kabızlık, solukluk ve halsizlik gibi belirtilerle kendini gösterir.
Yetişkin hastalarda ise ara sıra kilo kaybı, yorgunluk ve halsizlik, ishal gibi belli belirsiz sindirim sistemi ile ilgili şikayetler olur, doktora başvurmaya gerek duymayabilirler, fakat glütensiz diyet uygulamasından sonra şikayetlerin tümüyle geçtiği görülür. Geç tanı aldığında veya tedaviye uyulmadığında ise kısırlık, depresyon, tuvalet ihtiyacı artışı, kemik erimesi, kanama, karaciğer sirozu, ağız içinde yaralar ve diş problemleri olarak ortaya çıkabilir.
Soru 4. Çölyak hastalığı ne kadar yaygınlıkta görülür?
Dünyadaki sıklığı ülkeden ülkeye değişmekle birlikte ortalama her 100 kişiden 1’inde görülmektedir. Türkiye’de 6-17 yaş grubu okul çocuklarında yapılan çalışmada hastalığın görülme sıklığı yaklaşık 100 çocukta 2 olarak belirlenmiştir. Dünya genelindeki verilerle benzer şekilde ülkemizde de bölgesel olarak değişmekle birlikte yetişkinlerde görülme sıklığı 100 kişide 1 olarak bildirilmektedir.
Soru 5. Çölyak hastalığı tanısı nasıl konulur?
Çölyak tanısı bazı özel kan tahlilleri ve “endoskopi” dediğimiz ağızdan ilerletilen bir kamera yardımıyla ince bağırsaktan alınan doku örneğinin incelenmesi ile konur. Fakat genellikle hastaya verilen glütensiz diyet ile şikayetlerin azalması ve tamamen geçmesi çölyak hastalığının tanınmasını sağlar. Çocuklarda belirtiler olduğunda çocuk sağlığı ve hastalıkları uzman hekimine başvuru yapılabilir. Eğer yetişkinler bahsettiğimiz şikayetler oluyorsa iç hastalıkları (dahiliye) uzmanına başvurabilirler.
Soru 6. Çölyak hastalığının tedavisi nedir?
Çölyak hastalığının tedavisi yaşam boyu glütensiz diyettir. Yaşam boyu gerçekleştirilmesi gereken her uygulamada olduğu gibi “yaşam boyu glütensiz diyet” sosyal çevre desteği gerektirir. Demek istediğimiz; eğer hasta bir çocuk ise ailesi başta olmak üzere okul arkadaşlarının ve öğretmenlerinin desteğine ihtiyaç duyar. Eğer yetişkin bir çölyak hastası ise benzer şekilde günlük yaşamını sürdürdüğü ortamda yakınlarının, ailesinin, arkadaşlarının desteği diyete uyabilmesi açısından önemlidir. Çünkü yemek yemek sosyal bir aktivitedir ve çölyak hastalarının özel durumu sebebiyle dışlanmamaları, yemekler konusunda baskı ve ısrar ile karşılaşmamaları gerekir.
Soru 7.Gluten, hangi besinlerde bulunur?
Glüten buğday, arpa, çavdar ve yulaf katkılı her türlü besinde bulunur. Örneğin; un, bulgur, irmik, makarna, şehriye, kuskus, ekmek, kek, pasta, kurabiye, bisküvi, börek, çörek, gofret, simit, kraker, dondurma külahı, unlu tatlılar, gluten içeren hazır salça, ketçap, un ilave edilen çorbalar, soslar, tarhana ve yarmayı sayabiliriz. Saydıklarımız dışında; galeta ununa veya una batırılarak kızartılmış tavuk, balık gibi et ürünleri, malt kullanılan içecekler, gluten içeren hazır çorbalar, tuzlu ve soslu kuruyemişler, köfte, pane harçları gibi hazır çeşnilerde de glüten bulunmaktadır.
Soru 8. Çölyak hastalarının hangi besinleri tüketmesinde sakınca yoktur?
Meyve, sebze, et, balık, kümes hayvanı, süt, sade yoğurt, peynir, yumurta, soslu olmayan yağlı tohumlar (ceviz, fındık ve badem…) ve çekirdekler (ay çiçeği ve kabak çekirdeği), kurubaklagiller (mercimek, fasulye, nohut vb.), tereyağı, margarin ve bitkisel sıvı yağlar tüketilmesinde sakınca olmayan besinlerdir.
Soru 9. Glutensiz diyet uygularken günlük yaşamda dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Sirke, çikolata, puding, sakız, ketçap, mayonez, dondurma gibi besinlerin bazılarında gluten bulunabilmektedir. Hastalar gizli gluten kaynaklarına karşı tedbirli olmalıdır, mutlaka etiket okuma alışkanlığı kazanmalı, glutensiz olduğundan emin olmadıkları hiçbir besini tüketmemelidirler; ″glutensiz″ ibaresi ya da logosu olmayan ürünleri kullanmamalıdırlar.
Soru 10. Son olarak, gazetemizin sevgili okuyucularına vermek istediğiniz mesajlar var mı?
Elbette, ilçemizde çölyak hastası çocuğu olan anne, babalar ve diğer bakım verenler, çölyak hastalığına sahip bireyler, ilkokullarda eğitim veren değerli öğretmenler… Vermek istediğim temel mesajlar şunlar:
1. Çölyak ince bağırsakları etkiler.
2. Çölyak bulaşıcı değildir.
3. Çölyak her yaşta ortaya çıkabilmektedir.
4. Çölyak belirtileri kişiden kişiye değişebilir.
5. Çölyak yıllarca belirti vermeden ilerleyebilir.
6. Çölyak’ın tedavisi yaşam boyu “glutensiz diyet”tir.
7. Çölyaklı bireyler glütensiz diyetle sağlıklı bir hayat sürer.
8. Glutensiz diyete uyumsuzluk veya bırakma durumunda belirti ve bulgular tekrarlar.