Dr. Güvenç Koçkaya, “Diyabet hastalığının Türkiye ekonomisine yıllık maliyeti 17 milyar TL olduğu düşünüldüğünde ülkemizin diyabetle ilgili önlemleri alması gerektiği aşikardır. Özellikle diyabet tanısının konmasının arttırılması, hastaların tedaviye yönlendirilmesi veya tanı almış hastaların tedavi uyumunun arttırılması çok önemlidir. Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan bir çalışmada mevcut diyabet hastalarının tamamı tedavilerine daha uyumlu olabilse yaklaşık olarak yıllık 9.3 milyar $ ekonomik fayda sağlanabileceği hesaplanmıştır. Benzer çalışmalar Türkiye için de yapıldığı bilinmektedir. Türkiye`de diyabet hastaların tedavi uyumunun tam olmamasının maliyetinin yıllık 1.3 milyar TL olduğu hesaplanmıştır” dedi.
Diyabetin toplumda görülme sıklığını azaltacak bazı önlemler alınması gerektiğini dile getiren Dr. Güvenç Koçkaya, “Bunlar gerek aile hekimliği sistemi gibi koruyucu hekimlik uygulamaları olabilir, gerekse daha farklı çalışmalar. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa`da bazı ülkelerde şekerli içeceklere getirilen ek vergiler veya tüketiciyi bilgilendirici çalışmalar Türkiye`de de yapılmalıdır. Avustralya’da bu tür besleyici değeri olmayan içecek grubuna sigarada olduğu gibi uyarıcı yazılar eklenmeye başlamıştır. Bu çalışmaların ülkemizde de uygulanması durumunda diyabet farkındalığını artırırken diğer taraftan da diyabetle mücadelede önemli adımlar atılmasını sağlayabilir.” diye konuştu.
Yazdığı "Pharmaceutical Market Access in Emerging Markets - Gelişen Pazarlarda İlaçta Pazar Erişimi" kitabı ile Tüm Dünya`da İlk 100`de yer alan Dr. Güvenç Koçkaya sözlerine şöyle devam etti; “Devletimizin sağlığa ayırdığı bütçe yaşlanan toplum, artan kronik hastalıklar ve yenilikçi tedavilerin yüksek maliyetleri nedeniyle her geçen gün artmaktadır. Sağlık gibi bir insanlık hakkından tasarruf olmayacağı için ancak farklı uygulamalar ile toplumda hastalıkların görülme sıklığını azaltacak çalışmalar yapılmalıdır.Bu çalışmalara da ne kadar bütçe ayrılacağı veya stratejik olarak nasıl yapılacağına yönelik sağlık ekonomisi alanında çalışan uzmanlarla çalışmalar yapılmalıdır. Böylece bilimsel ve gerçekçi zemine oturmuş politika kararları alınabilir.
Bunlara ek olarak toplumsal bilincin arttırılması ve bireylerin diyabet riskinin farkında olması için özellikle ailelerinde diyabet olan bireylerin daha yakın takip edilmesinde fayda olabilir. Bu bireylerde diyabetin gözlenmemesi için yaşam tarzı değişiklikleri daha diyabet gelişmeden uygulanabilir.”
Dr. Güvenç Koçkaya, sigara örneğinde olduğu gibi şeker ve özellikle nişasta şurubu içeren ürünlere yönelik toplumu bilinçlendirici ve hatta gerekiyorsa kullanımını kısıtlayıcı önlemler alınmasının gündemde olması gerektiğini kaydederek, “Böylece diyabet gibi bir kronik hastalıkla sadece hastalık oluştuğunda tedavi ile değil, hastalık oluşmadan koruyucu tıp yaklaşımı ile mücadele edilebilir. Bu mücadele sonucunda Türkiye sağlık bütçesine olumlu katkılar olabileceği, 17 milyar TL yi bulan diyabetle ilgili harcamaların en azından ileri de daha da artması önlenebileceği söylenebilir” dedi.