Covid-19 pandemi süreci gündelik yaşamda büyük değişikliklere neden oldu. Zorunlu olarak yaşanan bu değişiklikler birçok alanda adaptasyon sorunu yaşanmasını da beraberinde getirdi. Yaşanan bu değişimlerin başında beslenme alışkanlıklarının geldiğini belirten İstanbul Esenyurt Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Muhsin Öztürk, bu süreçte hazır gıdaların tüketiminin oldukça azaldığını, ev yemeklerinin tüketiminin ise ciddi oranda arttığını belirtti. Ev yemeklerine dönüşün sevindirici bir nokta olduğunu ifade eden Dr. Öztürk, evde kalınan süreçte dengeli beslenmeye dikkat edilmediği takdirde bu durumun dezavantaja dönüşebileceğini söyleyerek, sağlıklı beslenme üzerine uyarılarda bulundu.
“Yiyeceklerden alınacak enerji, harcanan enerjiyle denk olmalı”
Evde kaldığımız süre içerisinde evde kalmanın verdiği kaygı ve stresin insanları daha çok yemeye ve hatta kontrolsüz yemeye sevk ettiğini belirten Dr. Öztürk, “Bu süreçte beslenmemizde bir dengesizlik söz konusu oldu. Normal yaşantımızdaki metabolizma düzenimizde de bir değişiklik oldu. Bu değişikliğin en önemli nedeni hareketsizliktir. Hareketlerimiz kısıtlı ve yeteri kadar enerji harcayamıyoruz. Beslenmede en önemli kriterlerden biri aldığımız enerjinin harcadığımız enerjiyle denk olmasıdır. Yediğimiz yiyeceklerden aldığımız enerjinin harcadığımız enerjiye göre fazla olması, alınan enerjinin vücudumuzda kalarak yağa dönüşmesine bu da kilo alımı ve obeziteye neden olacaktır” dedi.
“Porsiyonlar küçültülüp, ara öğünler belirlenmeli”
Ramazan ayının pandemi sürecine denk gelmesi nedeniyle sindirim sisteminin daha çok etkilendiğini ifade eden Öztürk, “ Ramazan ayı da beslenmemize çok önemli bir etki yaptı. Yemek öğünlerimiz değişti. Sindirim sistemi de buna göre bir ayarlama yaptı. Bu ayarlamadan dolayı vücudun oruç sonrası adaptasyonu zaman alacaktır. Oruç sonrası pandemi sürecini az yiyerek, ölçülü yiyerek, posalı yiyecekleri (meyve ve sebze) ve sindirimi kolay olan haşlanmış sebzeleri tüketerek geçirmeliyiz. Sindirimi güç kızartma, ağır et yemekleri ve yağlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Porsiyonlarımızı küçültüp, kendimize ara öğünler belirleyelim. Bu ara öğünlerde meyve, kuru meyve ve kuruyemiş tüketilebilir.
Bu geçiş dönemlerinde sindirim sistemimize yüklenmemeliyiz. Öncelikle kontrolsüz yemek yemekten kaçınılmalı. Zaten gün içinde evde olduğumuz için fazla enerji tüketmiyoruz ve yemeye de çok fazla ihtiyacımız olmuyor. Evde kalmaktan kaynaklı strese bağlı fazla yeme isteği olabilir. Bu kaygı durumunu yiyeceklerde değil, kitap okuma, egzersiz yapma ve çeşitli uğraşlarla aşabiliriz” diye konuştu.
“İlkemiz ‘susamadan su içmek` olmalı”