Şırnak Talasemi Dernek Başkanı Nurullah Bartan talesemi hastalarının sürekli ihtiyaç duyduğu kan ihtiyacı için vatandaşları kan bağışı yapmaları için sağlık merkezilerine çağırdı.
Kanın tüm insanlık bir ihtiyaç olduğunu dile getiren Şırnak Talasemi Dernek Başkanı Nurullah Bartan şu açıklamada bulundu:
“Öncelikle şu anki içinde bulunduğumuz durum tüm Dünyayı saran ve milyonları tehdit eden korona virüs nedeni ile hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına baş sağlığı, sonuçları pozitif olan hastalarımıza da acil şifalar diliyorum ayrıca bu zor zamanlarda büyük bir özveri ile gece, gündüz demeden çalışan sağlık çalışanlarımızın Allah yardımcısı olsun.
Şırnak Talasemi Derneğimiz 2016 yılında kurulduğundan itibaren Talasemi, Lösemi hastalarıyla alakadar olup bu hastalara hizmet üreten bir sivil toplum kuruluşudur. Ayrıca bu hastalıkla mücadele etmek, toplumu bilinçlendirmek ve bu hastaların sağlık hizmetlerine yardımcı olabilmek amacıyla sağlık alanında faaliyetlerimizi yürütmekteyiz.
İl genelinde tespit edebildiğimiz toplam 70 hastamız vardır. Bu hastalarımızın maddi, manevi sorunları ile hemhal olarak elimizden gelen desteği sunuyoruz. Yardımcı olmaya çalışıyoruz. Hastalarımıza yönelik gönüllü sponsorlarımızın desteği ile yardım çalışmalarımız var. Onun dışında malumunuz hastalarımız sürekli hastane ortamında oldukları için de onlar için moral-motivasyon etkinlikleri düzenlemekteyiz. Bunların yanı sıra il geneli halkımızı bilinçlendirme çalışmalarımız var. Hem halkımıza yönelik, hem öğrencilere yönelik. 2 yıldır Silopi ilçesinde Lise ve Ortaokullarda Talasemi eğitimi düzenlemekteyiz. Geçen yıl 11 okulumuzu ziyaret ettik, bu yıl ise 9 okulumuzu ziyaret edip sunum gerçekleştirerek eğitimlerimizi verdik. Eğitim sonrası hazırladığımız broşürleri dağıttık. Malumunuz Dünyaya yayılan salgın nedeni ile eğitim başta olmak üzere tüm çalışmalarımızı şu an askıya almış bulunmaktayız.
Talasemi Dünyanın birçok ülkesinde görülen anne ve babadan çocuklara geçen önlenebilir kalıtsal bir kan hastalığıdır. Halk dilinde Akdeniz Anemisi olarak bilinir. Talasemi Doğan çoçuğa anne ve babasının hastalık taşıyan genin, genetik olarak geçmesiyle oluşur. Talaseminin 3 tipi vardır. 1- Taşıyıcı tip dediğimiz (Talasemi Minör ) 2- Hafif hasta tip ( Talasemi İntermedia ) 3- Hasta tip en ağır olan tiptir ( Talasemi Major )
Burda dikkat etmemiz gereken taşıyıcı tip talasemi minördür. Anne veya babadan biri taşıyıcı ise doğan çocuk %50 taşıyıcı, %50 sağlıklı olma ihtimali vardır. Eğer hem anne, hem baba taşıyıcı ise doğan çocuk %50 taşıyıcı, %25 sağlam, ya da %25 hasta olur.
Hasta olması durumunda zor ve meşakatli bir süreç başlıyor. Bu hastalar kendileri için gerekli hemoglabini yeterli miktarda yapamazlar. Kan üretmeyen kemik iliği hemoglabin seviyesinin düşmesine ve kansız bir vücuda yol açar. Sürekli kan gereksinimleri vardır. Yaklaşık 3 haftada bir, 2 ünite kan alarak yaşamlarını idame etmektedirler.
Biraz da kan verme konusuna değinecek olursak;
Kan vermenin önemi nedir? İnsan vücuduna ne gibi faydaları vardır?
Kan; tek kaynağı insan olan ve yaşam için zorunlu bir sıvıdır. Erişkin insanlarda kan yapan organ kemik iliğidir. Tek kaynağının insan olması ve ihtiyaç duyulduğunda yerine konabilecek bir yedeğinin olmaması nedeniyle yaşam kurtarıcı bir sıvıdır. Gelişmiş ülkelerde kan bağışı sosyal bir sorumluluk gibi değerlendirilip, bir gün kendisin de kana ihtiyacının olacağı düşüncesiyle düzenli kan bağışı yapılmaktadır. Ülkemizde kan ve diğer organ bağışı henüz istenen düzey ve istikrarda değildir. Kan bağışlamak; kanı veren kişiye, fiziksel olarak kemik iliğini uyardığı ve genç kan hücrelerinin kemik iliğinde yapılıp dalaşıma karışmasını sağladığı için, bağışıklık sistemini güçlendirir. Kan bağışında bulunan kişi, bu görevi yapmakla bir başka insanın hayatını kurtardığını düşündüğünde, psikolojik bir rahatlama hisseder.
Kimler kan vermelidir?
Kan; kemik iliğinde yapımı sürekli olan bir sıvı olduğu için, kan verme, sağlıklı insanlar için herhangi bir sağlık sorununa neden olmaz.18–65 yaşları arasında herhangi bir sağlık sorunu olmayan, kan ölçümlerinde hemoglobin ve hematokrit değerleri normal olan herkes, yılda ortalama dört kez kan verebilir.
Kimler kan vermemelidir? (Kronik hastalık, çeşitli virüsleri taşıyıcı olmak vb)
Kronik hastalığı bulunan, AIDS, hepatit, sifiliz gibi bulaşıcı hastalıkları, kanser, hipertansiyon, kan hastalıkları ve kalp hastalıkları olanların kan vermesi önerilmez. Ayrıca düzenli ilaç kullanması gereken kişilerin de kan vermesi uygun değildir.
Kan verildikten sonra ne yapılmalıdır?
Kan verme işlemi sıvı kaybına neden olduğundan; kan verme işlemi sonrasında kişinin bol sıvı ve sıvı gıdalar alması, sigara alkol almaması, ağır egzersizlerden sakınması, dikkat ve denge gerektirecek işlerde çalışanların kan bağışı yaptıklarında işlerine bir gün süreyle ara vermeleri uygun olur.
Ne kadarlık periyotlarla kan verilmelidir?
En sık kan verme işlemi iki ay ara ile olmalıdır. Daha sık aralıklarla kan vermek sağlıklı değildir.
Verilen kan ne kadar sürede yeniden üretilir?
Normal kan hücresinin yaşam süresi 120 gündür. Kan verdikten ortalama olarak 2–3 ay sonra normal değerlere tekrar ulaşılır.
Son olarak tüm Dünyayı saran ve milyonları tehdit eden korona virüs nedeniyle yaşadığımız bu sıkıntılı günlerde Talasemili hastalarımız Kızılay’da kan stoklarının tükenebilme durumu konusunda endişe duymaktadırlar. Kan tek kaynağı insan olan ve yaşam için zorunlu bir sıvıdır. Malumunuz Talasemi hastaları 3 haftada bir, 2 ünite kan alarak yaşamlarını idame etmektedir dedik. Yani kan hastalarımız için her şartta ve her koşulda gerekli. Tüm halkımızdan biraz daha duyarlı olmalarını, bu durumda size her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğunu belirtmek istiyorum. Bu sıkıntılı günlerde tabiki evde kalalım, ancak hayat kurtarmak için geçici olarak kan bağışında bulunalım. Türk Kızılayı Kan Bağış Merkezleri, hijyen ve izolasyon gibi gerekli koruyucu güvenlik önlemlerini de alarak kan bağış çalışmalarına ara vermeden devam etmektedir. Bu nedenle tüm halkımızın kan bağışı konusunda duyarlı olmalarını ve Kızılay kan merkezlerine gidip kan bağışında bulunmalarını rica ediyorum. Ayrıca bebek sahibi olmamış aileler ve özellikle gençlerimize seslenmek istiyorum. Lütfen evlenmeden önce mutlaka aile hekiminize danışarak Talasemi testinizi yaptırınız. Bu hastalıkla hep birlikte mücadele edelim ve hasta çocuk doğumunu en aza indirmeye çalışarak bu hastalığın önüne geçelim.”