(Cizrem Gazetesi)- Osmanlı Devleti’nin idari yapısına XIX. yüzyılın ortalarında (1853) dâhil olan Şırnak’ın idari yapısını dört dönemde incelemek gerekmektedir. Bunlar: 1854-1872 Şırnak nahiyesi, 1873-1885 Şırnak kazası, 1886-1913 Şırnak nahiyesi ve 1914-1923 Şırnak kazası dönemleridir. 1854-1872 yılları arasında Şırnak, Diyarbekir Vilayetindeki, Mardin sancağına bağlı Hacı Behram kazasında yer alan bir nahiyedir. Şırnak’ın nahiye statüsü 1873 yılına kadar devam etmiş bu tarihten itibaren Şırnak kazası ve kaymakamlığı kurulması çalışmalarına başlanarak, Siirt Sancağına bağlı Dirgul ve Cizre kazasına bağlı Hacı Behram nahiyeleri bağlı oldukları idari birimlerden ayrılarak, 18 Nisan 1873’te Mardin Sancağına bağlı merkezi Şırnak olmak üzere Şırnak Kazası ve kaymakamlığı kurulmuştur.
Yeni kurulan Şırnak kazasındaki devlet işlerini yürütmek ve devletle halk arasındaki yazışmaları sağlamak için kazaya başta kaymakam olmak üzere, mal müdürü, tahrirat katibi, deavi kitabeti, sandık emini, zabıta memurları ve katipler tayin edilerek, bu görevlilere maaş tahsis edilmiştir. 1886 yılına kadar kendisine bağlı nahiylerle beraber merkez kaza olan Şırnak, bu tarihten itibaren tekrar nahiyeye dönüştürülmüştür. Bu dönemde Şırnak kazasına bağlı olan Dirgul nahiyesi Bitlis vilayetine, Goyan nahiyesi ise Hakkâri vilayetine bağlanmış, Şırnak kazası da Eruh kazasına bağlı bir nahiye olmuştur. Mardin sancağına bağlı iken kaymakamlığının kaldırılmasıyla Bitlis vilayetine bağlı Eruh kazasına ilhak olunan Şırnak nahiyesinin eskisi gibi kaymakamlık haline getirilmesi için bölge halkı tarafından merkezi hükümete ve Diyarbekir Vilayetine telgraflar çekilmiştir. Bunun üzerine sadrazamlık makamı, mahalli idare tarafından gerekli araştırma ve incelemeler yapılmadan Şırnak’ın kaymakamlık haline gelemeyeceğini ve Bitlis vilayetine bağlı, Eruh kazasına bağlılığının devam edeceğini bildirmiştir. Şırnak’ın bu durumu halkın hoşuna gitmemiş olacak ki Mehmed ve Osman Ağalar gibi Şırnak’ın ileri gelenleri, nahiyelerinin Eruh’a bağlanmasına karşı çıkmışlardır.
Şırnak aşiret reisi Mehmed Ağa-yı Sorzade Abdurrahman, Adliye ve Maliye Nezaret-i Celilelerine sürekli telgraflar çekerek, Şırnak’ın mevkiî önemine binaen kaza merkezi haline getirilmesi için isteklerde bulunmuştur. Telgraflarda, Şırnak’ın eskiden kaymakamlık merkezi olduğu ve çevresindeki köylerin toplamıyla on bini aşan haneye sahip olduğunu da belirtmiştir. Bunun üzerine Dâhiliye Nezareti (İçişleri Bakanlığı) tarafından yapılan araştırmalar sonucunda Bitlis vilayetine bağlı Şırnak nahiyesinin üç vilayet (Diyarbekir, Bitlis, Hakkari) hududunda bulunması nedeniyle önemli bir konumda yer aldığı ve bu nedenle birinci sınıf bir kaza idaresi haline getirilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır.
Şırnak’ın kaza statüsüne tekrar kavuşması için konunun Meclis-i Umumi’nin toplantısında kanun teklifi olarak verileceği de beyan edilmiştir. 4 Mayıs 1914 tarihinde Dâhiliye Nezaretinden çıkarılan ve Sadrazam Mehmed Said Paşa ile Dahiliye Nazırı Talât Paşa imzalı kanun tasarısına göre Şırnak’ın kaza olma durumu gündeme gelmiştir. Meclis-i Mahsusa’da Şırnak’ın kaza olması hakkında görüşmeler yapılmış ve bu durum bakanların onayına sunulmuştur. Dönemin Bahriye Nazırı Cemal Paşa, Adliye Nazırı İbrahim Bey, Dâhiliye Nazırı Talât, Harbiye Nazırı Enver, Şeyh’ül İslam ve Efkaf-ı Hümayûn Nazırı Hayri, Sadrazam ve Hariciye Nazırı Mehmed Said, Posta ve Telgraf ve Telefon Nazırı, Osman Efendi, Maârif Nazırı Mehmed Ferid, Ticaret ve Ziraât Nazırı Süleyman, Nafiâ Nazırı Mahmud, Şura-i Devlet Reisi Halil ve Maliye Nazırı Cavid Beyler Şırnak’ın yeniden birinci sınıftan bir kazaya dönüştürülmesine onay vermişlerdir. Bu tarihten üç gün sonra Dâhiliye Nezaretinden Bitlis vilayetine gönderilen belgede Padişahın da Şırnak’ın birinci sınıftan bir kaza olmasına onay verdiği görülmektedir. Yapılan araştırma, inceleme ve görüşmeler neticesinde 23 Temmuz 1914 tarihinde Meclis-i Ayân’da bir kanun tasarısı yayımlanmış ve Şırnak yeniden resmen kaza statüsüne kavuşmuştur.
Şırnak’ta Yeniden Kaza Teşkiline Dair Kanun Lâyihası (23 Temmuz 1914)
Şırnak, 16 Mayıs 1990 tarih ve 3647 sayılı kanunla Siirt ilinden ayrılarak İdil, Cizre, Silopi, Güçlükonak, Uludere ve Beytüşşebap ilçelerinden oluşturularak Türkiye’nin 73. ili olmuştur.