Balta, tarihi su sarnıcı eserin Diyarbakır Anıtlar Bölge Müdürlüğü tarafından tescillendiğini ancak sahipsiz bırakıldığını ifade etti.
Şırnak merkez T tipi cezaevi yanında bulunan su sarnıcının korunma altına alınması gerektiğini söyleyen Balta, yetkilileri göreve çağırdı. Bu tarihi eserin sadece Şırnak’ın ve Ülkemizin değil tüm dünyanın bir mirası niteliğinde olduğunu ifade eden Balta, geçmişte bu bölgede yaşayan Karduk Krallığı diye bir devletin var olduğunu ve bu tarihi eserin o dönemden kalmış olabileceğini belirtti.
Tarihi su sarnıcını olduğu bölgede Cizrem Gazetesi muhabiri Rahmet Yürük’e açıklamada bulunan Başkan Balta, “ Bu gördüğünüz eser antik çağ dönemine ait bir eser olup, Şırnak’ın Gazi Paşa ve İsmet Paşa mahallerin kuzeyinde Namaz Dağının eteklerinde bulunmaktadır. Bu eser tamamı ile antik çağ dönemine ait bir eser olduğu için değerli olduğu su götürmez bir gerçek. Bu eseri ne ile karşılaştırabiliriz bu eseri yine antik çağda inşa edilmiş Mısır Piramitlere benzetebiliriz. Yoğun bir el emeği görülen ve işçilik görülen bu eser oldukça tarihi bir önemede sahiptir. Bu eserin öncelikle ne olduğuna açıklık getirmek lazım.”dedi
Halk arasında daha çok tandır şeklinde değerlendirildiğini söyleyen Balta, “Aslında yapılan arkeolojik çalışmalardan bu eserin bir su sarnıcı olduğu tespit edilmiştir. Yani antik dönemde Şırnak’ta yaşayan insanlar bu eseri su depolama yeri olarak kullanılmış ve bu taş, blok şeklinde dizayn edilmiş. Bu eserin binlerce yıllık geçmişe sahip olduğu zaten şeklinden şemailinden belli oluyor.” diye konuştu
Diyarbakır Anıtlar Bölge Müdürlüğü tarafından su sarnıcı eserinin tescillenmiş çalışmalarının olduğunu ifade eden Şırnak Kültür Derneği Başkanı Mesut Balta, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu eser şuan resmi kayıtlarda yerini almış bulunmakta. Ama bu eserin şöyle bir eksikliği bulunmakta eser tüm tescillere rağmen koruma altına alınmamıştır. Bir kere bu eserin çevresinin koruma altına alınıp dizayn edilmesi lazım. Peyzaj çalışması yapması lazım. Neden mi ? Çünkü bu tarihi eserin dışsal saldırılara karşı korunaklı hale getirilmesi gerekir. Bir peyzaj çalışması halinde yapıldığı zaman dünyanın her yerinde turist çekme kapasitesine sahip dolayısıyla dünyada standart eserlere verilen değer bu esere de verilmesi gerekiyor. Nihayetinde bu sadece Şırnak ve Ülkemizin değil tüm dünyanın bir mirası niteliğinde. Geçmişte burada yaşayan bir Karduk krallığı diye bir devletin olduğu tarihi kaynaklarda anlatılıyor. Bu eserin o dönemden kalmış olabileceği de söz konusudur. Tabii buna yönelik ilerde arkeolojik araştırmalar bu eserin tarihini geçmişini rehberlerle ortaya koyabilir. Bizim öncelikle kamuoyunda istediğimiz bu eserin el birliği ile koruma altına alınması ve çevresini yapılandırarak ziyaretçilere turistlere uygun bir hale getirilmesi gerekmektedir. Böyle bir şey yapıldığında Şırnak’ın tanıtılması için en azında güzel bir gelişme olur. Ziyaretçilerle güzel ve doğru bir çalışma olur. Dünyanın her yerinde bu eserler koruma altına alınan eserler olarak karşımıza çıkıyor.”