Geçen Cuma günü Cizre’de güzel bir gelenek tekrar zihnimizdeki anıları tazelemiş oldu. Asırlarca süre gelen “dani” yapımı yine gündeme geldi. “Dan” Kürtçede buğday demek. Köklü bir medeniyete sahip olan şehrimizin çok gelenek ve görenekleri, âdetleri var. Bunlardan birisi de hiç kuşkusuz “Cizre Danîsi”dir. HZ. Nuh as tarafından kurulan bu kadim şehir, pek çok özelliği tabii olarak Hz. Nuh’a kadar dayanıyor. Pek çok âdetimizde, gelenek ve göreneklerimizde Hz. Nuh aleyhisselamın tesirini görmek mümkündür. Söz gelimi “Heft Taam” (Yedi Yemek) geleneği gibi pek çok şeyde bu tesiri görmek mümkündür.
Zaman içerisinde hayat koşullarının değişmesi, teknolojik gelişmelerin getirdiği yeni imkânlar ve yeni çıkan icatlar gibi pek çok etken bazı âdetlerin bazı geleneklerin unutulmasına ya da bırakılmasına sebeb oluyor. Herkes de kabul eder ki bazı geleneklerin kalkması beraberinde bazı toplumsal duyguları ve duyarlılığı da zayıflattığını görmekteyiz. Paylaşmaya, hal hatır sormaya, yardımlaşmaya muhabbete vesile olan gelenekler kalktığında, bu geleneklerin vesile olduğu güzel hasletler de yavaş yavaş zayıfladığı ve en sonda bu güzel duyguların ortadan kalktığına da şahitlik ediyoruz. Zira paylaşmanın, yardımlaşmanın, ekmeğini başkasıyla paylaşmanın bunu yaparken de beraberinde getirdiği ve büyüttüğü sevgi, dostluk, tanışma kaynaşma gibi güzel hasletlere vesile olan dani yapımı gibi pek çok geleneklerimizi canlandırmak gerekiyor. Bazı şeyler illaki zamanı geçebilir de ama önemli olan o muhabbetin, paylaşımın ve güzelliğin tekrar diri tutulmak bahanesiyle de tekrar bazı gelenekleri ayakta tutmaya çalışmak gerekiyor. Zira sevginin, paylaşmanın, birlik ve beraberliğin, fedakârlığın, dostluğun ve muhabbetin zamanı asla geçmez, her zaman insanlığın muhtaç olduğu değerlerdir. Bu yüzden bu güzelliklere vesile olan güzel her ne varsa onların da yaşatılması gerekmektedir.
Uzun süredir Dağkapı Mahalle Muhtarımız Cahfer Ebret’in aklında dani yapımı vardı. Bu konuda çoğu kez de istişare de etmişizdir. Nasip geçen Cumaya oldu. Ve büyük hazırlıklarla yapımına başlandı. Öncelikle alınmış olan güzel kaliteli buğdaylar ustalar tarafından iyice yıkanıp tortularından arındırıldı, temizlendi. Hz. Nuh as Cami yanındaki parkta sabah saat beşte altı büyük “Qaqip” denen kazan hazırlandı ve ateşler yakıldı. Her bir “Qakip”da dumanlar tütmeye başladı. Öğle vakti gelmeden kazanların çoğu pişmeye başlamıştı bile. Cizre’nin önemli değişik simaları dani yapımına tekrar tanıklık etmek için geldiler. Cizre’mizin renkli siması Aziz Serim amca da eşlik etti. Cizre’mizin basını Edip Ataç ve Cüneyt Özkaya da haber için çalıştılar. Ben de kısa bir belgesel için çekimlerimi yaptım, röportajlarımı aldım. Yapılan bu güzel işlerin de ilerideki nesillere aktarılması için bir belgeselin olması şarttır. Belgesel çalışmasının kalan kısmını ve röportajları da tekrarı bu Cuma yapılacak olan dani yapımında bitirmiş olacağım. Ulusal ve yerel basında büyük yankı uyandıran bu gelenk tekrar ulusal haberlere çıkması için çalışmalar yaptık.
Dani yapımı elbette birçok yerde eskiden beri yapılagelen bir şey. Fakat bizim Cizre’nin dani yapımında diğer yerlerden ayıran en temel en önemli özellik kaynatılmış buğdayın yani dani içine “ceviz” konulmasıdır. Başka bir lezzet özgün bir tat ve kendine has bir yapımla “Cizre Danîsi” diğerlerinden ayrılır. Kaynatılmış sımsıcak ve buhar tüten “Cizre Danîsi”nin içine ve üzerine eklenen “ceviz” kendi yağının etkisiyle ve biraz da tuz, “Cizre Danîsi”enfes bir lezzete ulaşmış oluyor. Eskiden ise daha sonra en çok da çocukların ilgisini çeken dani yapımı, kazanların kaynatıldığı yere doğru gelirken ellerinde kapları, tasları, tabakları birbirine vurarak ritim tutup sıra halinde durup o meşhur tekerlemeyi söylerlerdi:
"Gommid gommine,
Danî çêbîne,
Zarok birçine."
Yine paylaşım, sevgi, yardımlaşma duyguları bu vesile ile canlandı. Pişirmenin yapıldığı yere gelen herkes dani ile ilgili kendisinden bir anısını dile getirdi. Çoğu insanı da çocukluk yıllarına götürdü. Zamanın getirdiği zorluklar, yokluklar, sıkıntılar, fakirlik gibi zahmetler çekilirken sevgi, paylaşım ve yardımlaşmayla bu zorluklara baş etmeyi bildi eski zamanın insanı.
Asırlarca süregelen ve yaşatılan “Cizre Danîsi”bu vesileyle tekrar canlandı ve kimisi hayrına ya da anne babasının hayrına artık dani tekrar yapmak istiyor. Büyük ilgi ve yankı uyandıran dani yapımı bu Cuma yine yapılacağı müjdesini verme isterim. Geçen Cuma dani yapımından haberi olmayan yahut yetişemeyenlerin içinde bir ukde kalmıştı. Yoğun istek üzerine Dağkapı Mahalle Muhtarımız Cahfer Ebret bu Cuma’da tekrar “Cizre Danîsi” pişirilip dağıtılacağını söyledi.
Bu güzel geleneğimize vesile olan olan başta Dağkapı Mahalle Muhtarımız Cahfer Ebret, basınımız Edip Ataç ve Cüneyt Özkaya’ya teşekkür ederim. Ben de kadim Cizre’mizin bu güzelliğini kadrajıma almaktan bu konuyu köşe yazıma taşımaktan ve ayrıca en önemlisi “Cizre Danîsi” için kısa bir belgesel yapımına girmekten mutluluğumu ifade etmek isterim.