Bilginin potansiyel olarak sınırsız olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Neredeyse çevremizde yazar olmayan yok. Eli kalem tutan herkes bir şeyler bildiğini düşünerek bilgi üretmeye başlarken teknoloji ile birlikte sınırsız bilgi kapılarının bize açılması aynı zamanda mevcut bazı bilgileri sorgular hale getirdi. Doğru bilgi arada ben buradayım dese bile sahte profesörler, çalıntı tezler ve yanlış çevrilmiş metinler bilginin ne kadar basit ve ucuz olduğunu kanıtlamıştır.
*
Yakın zamanda "Yakışıklı Güvenlik" olarak tanınan Muhammet Sürmeli,bir üniversitede öğrencilerle yaptığı söyleşinin tepki çekmesi de bilginin ne kadar ucuzlaştığının kanıtıdır. Çünkü birer bilim merkezi haline gelmesi gereken üniversiteler ne yazık ki ucuz bilginin yeri olmuştur. Bilgi kurumu olmaktan geri kalan birçok üniversite ucuz bilgiyle yeni nesli mezun etme çabası tamamen onlardan kurtulma sanatından ibarettir. Ucuz bilgi çoğaldıkça ortaya çıkan her eser de kalitesiz oluyor. Oysaki mevcut literatürde doğru bilgi gittikçe pahalı oluyor. Bilgi ucuz olmayıp dağıtımı, kopyalanması veya ulaşımı hiç olmadığı kadar da pahalı oluyor.
*
Ekonomi, sanat ya da gazetecilikle ilgili yazılan bir eser, gerçek bilgi olunca bir bakmışsınız ki yabancı bir dille yazılmıştır. Bunu alıp Türkçeye çevirmek uzun, zahmetli ve pahalıdır. Bu kitabın önümüze gelmesini beklemek ise ucuz bir yoldur. Bu durumda ya dil bileceğiz ya da doğru bilgiye meraklı bir çevirmenin bizim için o kitabı çevirmesini bekleyeceğiz.Böyle bir durumda da alanında uzmanlaşmak isteğimiz ve okuyamadığımız kitaba erişim daha zor ve pahalı hale gelir.
*
Bu zorluğa rağmen doğru bilgi ve kaynak için birileri emek sarf ederken bazıları elinde yarım paket A4 kağıtla yazdıklarını kitaplaştıracak merdiven altı yayınevi arıyor. Hiç zaman kaybetmeden tabeladan ibaret olan yayınevleri bir internet sitesinde ucuz bir reklamla karşınıza çıkıyor. Kitabınızın konusuna uygun göze hoş gelecek bir kapakla merdiven altı yazarlık serüveniniz böylelikle başlıyor.
*
Sonrası o kitap fuarı senin, bu konferans salonu benim diyerek başlarsınız büyük bir yazar gibi davranmaya. Kırıcı olmak istemem, çok kitap yazmak ya da ortaya bir eser koymak bizi gerçek anlamda yazar ya da doğru bilginin temsilcileri yapmıyor.Ortalık yazar kaynarken, kendi kitabının sahafçılığını yapanlar bir kentin nüfusunu geçerek başkent olmaya aday olan bir sistemde herkes yazar. Kişisel çıkarlar için yazanlar mı dersin tribünlere oynamak için üretenler mi...
*
Adeta ucuz bilginin temsilcileri olmak için birbiriyle yarışan koca koca piposuz yazarlar...Bunlar için gerçek ve doğru bilgi önemli değildir. Bunlar kendi yazdıklarına inandıkları kitlelerden alkış alması yeterlidir. Aynı zamanda kendi yazdıkları konuları iyi araştırmadan hatalı ve yanlış olduğunu söylemek ise karşınızda keskin ve asi bir yazar görmek demektir.
*
Hatta geçenlerde bunlardan birine denk geldim böyle kitap mı olur dedim, bu toplum bu seviyedeki metinleri okumaya layıktır dediğinde yaratılan toplumdan daha da endişelenmeye başladım. Uzun lafın kısası, bilgi ucuz olunca anlamı da bize pahalıya patlıyor. Ömrünü gerçek ve pahalı bilgiye adayan tüm yazarlara selam olsun.
Bilgi Pahalı Mı, Ucuz Mu?
Bilginin potansiyel olarak sınırsız olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Neredeyse çevremizde yazar olmayan yok.
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.