Geçen haftalarda, özellikle başta bölgemizdeki bir çok il olmak üzere ülkemizde kırsal alandaki diğer bazı illerin kentleşme sorunlarını nasıl aşabilecekleri konusunda bir yazı kaleme almıştım. Çözüm babında başta imar, nüfus, ekonomik kalkınma gibi konuların altını çizerek kentleşme hareketi ile aynı zamanda nüfusun göç vermemesinin birçok açıdan yararına değinmiştim.
Kentleşme sürecini kuvvetlendiren faktörlerin önemli bir gücü de; spor veya özellikle günümüzde tüm dünyadaki popüler hale gelmiş futbol sanayisini konuşmalıyız. Futbolu hem kentteki ekonomik gücün sonucu ve diğer yandan ekonomik faaliyetlere katkı sağlayan yönleri ile değerlendirmek mümkün. Öyle ki futbol kentlerde insan kitlelerinin psikolojik ve eğlence yönleri ile etkileyen önemli bir güç. Kent kimliğine aidiyeti güçlendiren, bu anlamda kente birçok açıdan kişiyi katkı yapmaya zorlayan ilginç bir güç. Günümüzde tüm dünyada spora ilgi yaşının 6-7 yaş grubu çocuklara kadar düştüğü kabul edildiğinde bu etkinliğin tüm toplum için ne kadar önemli olduğu gerçeği ortaya çıkar. Dolayısıyla sporu veya futbol sektörünü salt spor ve beden sağlığı anlamında değil aynı zamanda toplum moralitesi, insanların yaşamdan olabildiğince keyif alması, kendini mutlu hissetmesi yönleri ile değerlendirmek gerekir.
Şırnak futbolunun 1970 ve 1980’li yıllarındaki unutulmaz futbolcularının o günlerde yarattığı heyecan, kent yaşamına katkılarını şuanda bile hafızalardan silinmediğini görmekteyiz. Şırnak futbolunun Maradona’sı rahmetli Ali Kılınç, unutulmaz centilmen kaptan; Nihat Birlik, rövaşataları ile Faruk ve yine ilçelerimizden Cizrespor kaptanı Mevlit, Silopisporda Adnan futbolları ile ölümsüzleştiler. Bu isimler hayattan keyif alan, heyecan duyan seyirciler yaratmayı başardılar. İşte bu küçük örnek bile bu gücün boyutlarını bize göstermeye yeter.
Futbolun yukarıda da değindiğimiz; aidiyet duygusu yaratacak yönü, kent ekonomisine katkıyı sağlayacak gücü yaratmak için bölgemizde gerek spor çevrelerinin, yerel yönetimlerin tesisleşme, altyapı ve futbol okulları konusunda adımlar atması gerekir. Bu sayede; kent kimliğinin gelişmesi, kente olan aidiyet bağının güçlenmesi, kentleşme sürecinin desteklenmesi sonuçlarını yaratacaktır. Yakalanan başarı aynı zamanda kenti salt ulusal düzeyde değil dünya düzeyinde bile kenti tanınır hale getirecektir. Bu durumun turizm ve kültürel anlamda etkilerini siz düşünün. Günümüzde Barcelona, Liverpool, Ajax gibi kulüplerin kentlerine olan katkısını değerlendirmek bile bu sektörünün gücünü anlamamıza yeter.
Kulüpleşme süreci ile kentler aynı zamanda çeşitli flama, renkler ve marşlar gibi kültürel öğelere da sahip olurlar. Buna olan bağlılık aynı zamanda daha çok sporcunun yetişmesini sağladığı gibi yine kentsel kimlik ve aidiyeti de daha fazla güçlendirerek kente birçok açıdan gelişmenin önünü açılmasını sağlayacağı gerçeğini tekrar etmekte fayda var.
Daha mutlu ve yaşamdan keyif alan bir toplum için spor ve futbol önemli gündem haline getirilmelidir. Üstelik kentte sadece bir değil birden fazla kulüplerin yaratılması hareketi ile. Tek seçeneğe bağlı kalmaktan öte farklı spor grupları güçlerini ve çabalarını ortaya koymalı.