BOTANDAKİ İLİM VE FETVA SEMBOLÜ ZIVINGA ŞIKAKA

Coğrafyamızın önemli bir özelliği dört mevsimin zamanında yaşanmasıdır. İklimin bu cömertliği memlekete bereket getirir. Ovasına, dağına, her mevsim ayrı bir zenginlik katar.

Coğrafyamızın önemli bir özelliği dört mevsimin zamanında yaşanmasıdır. İklimin bu cömertliği memlekete bereket getirir. Ovasına, dağına, her mevsim ayrı bir zenginlik katar.

İşte bu bereketten fazlası ile nasibini alan bir köy var Botan’da. Memleketin bu mıntıkasının orta yerinde bir yerleşim yeri. Bu yer Zıvınga Şıkaka; yeni adıyla Ağaçyurdu. 1990 yılından önce Siirt ilinin Eruh ilçesine bağlı olan bu köy daha sonra Şırnak ili Güçlükonak ilçesine bağlandı. Düzlük, tepe ve dağların bir arada olduğu şirin bir yer. 1876’da bu bereket yağan köyde bir erkek çocuk dünyaya gelir. Anne ve babası adını Muhammed koyar. Muhammed 8 yaşına kadar anne ve babasının terbiyesi altında büyür. Lakin babası vefat eder ve Muhammed yetim kalır. Bu yaşına kadar babasının yanında Arapça tedrisat gören çocuk yaştaki faka Muhammed hem yetim hem de hocasız kalır. Babasının yanında fakalık yapan ve daha sonra adı Şeyh Hasan Fındıki olarak devam edecek olan bu zat Muhammed’i himayesine alır. Belli bir aralıktan sonra Muhammed Cizre’de tedrisatına devam eder. Bilahere Hizan’a Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin amcası olan Molla Muhammed’din yanına giderek bu büyük alimden ders alır. Zeka ve çalışkanlığı Hizan’da o kadar nam salar ki adı Muhammedé Boti olarak anılır. Memleketin değişik medreselerinde tedrisatına devam eder ve nihayetinde Sinan köyü medresesinde müderrislik yapan Usamuddin-i Sani’den icazetini alır ve doğup büyüdüğü Zıvınga Şıkaka köyüne tekrar döner.

Köyündeki caminin medrese bölümünde müderrisliğe başlar. Ders verdiği talebelerine şu talimatı verir. ‘Ben hiç kimseden zekat ve sadaka almadığım ve alamayacağım gibi benim yanımda okuyan talebelerde kat’i surette kimseden sadaka, zekat ve ratip alamaz. Dersiniz ki Seyda nafakamızı nasıl tedarik ederiz, ne yeriz ne içeriz. Ben yarım gün sizlere ders vereceğim. Diğer yarım gün çift sürerim. Zamanı geldiğinde ekinimizi biçer harmanımızı kaldırırız. Bağ ve bahçeleri işleriz, meyve ve sebzelerini kaldırırız. Fakalarım merak buyurmayın medrese eğitimi için bir yıllık tedarikimiz bulunmaktadır. Önceden hazırlığını yapmıştım’ der.

İlim tedrisatını başlatan ve daha sonra meşhur Molla Muhammedé Zıvınga Şıkaka olarak bölgede nam salan Müderris 60 yıl aralıksız bu şekilde fakalarına aynı köyde ders verir. Bu 60 yıl boyunca yarım gün medrese eğitimi, yarım günde tarlada çalışırdı. Bu büyük alim ve müderris bünyesinde memleketin ender alimlerini yetiştirir. Aynı zamanda fetva makamı olur. Memlekette zamanın büyük problemleri yanında çözüm bulur. Bir taraftan ders verir, diğer taraftan aşiret sulhlarıyla uğraşır ve nihayetlendirirdi. Memleketin her bir tarafında duyulan özelliği fetva metodu ve fetva yorum şekli olur. Zamanının en büyük alimlerinin üstesinden gelemedikleri fetvaları yanında çözülürdü. Tabi ki her iki tarafın ikna ve tatmin olacağı şekilde.

Bir gün eşini boşayan birinin akrabaları Seyda’ya gelir derler ki efendim bizim bu oğlumuz eşini boşamış çok pişmandır, bizlerde çok üzgünüz bir fetvası yok mu? Seyda eşini boşamış adama bakar hareketlerinde noksanlıklar olduğunu sezer ve derki evladım sen gelirken yolda su içtin mi evet der, suyu nereden içtin, yol üzerinde ki akan çaydan içtim, peki nasıl içtin, ellerimi yere koydum uzandım ve ağzımı suya koyarak içtim. Seyda derki evladım bu tür su içme hayvanlara mahsustur, insanların adap ve terbiyesi ile bağdaşmaz. Bundan dolayı sen eşini boşayacak kabiliyette değilsin, eve git senin eşin senden boşanmamıştır.

Yine evlenip çocukları olan bir çiftin bebek iken birbirlerinin annelerinin sütlerini içtiklerini dolayısı ile kardeş oldukları ve evliliklerinin haram olduğu inancı gereği çift ve akrabaları memlekette gitmedikleri alim bırakmaz lakin hiçbir alim fetva vermez. Birbirlerinin sütlerini içtiklerini gören şahit vardır diye. Araştırmalarına devam ederlerken Zıvınga Şıkaka’da bir alim olduğunu öğrenirler ve molla Muhammed’in yanına gelirler. Durumlarını anlatırlar. Seyda Molla Muhammed konuşmalarını dinledikten sonra der ki gidin o şahidi getirin. Şahidi getirip Seyda’nın huzuruna çıkarırlar. Seyda: ‘Sen bu iki evli insanın çocukluklarında bir birlerinin annelerinin sütlerini içtiklerini gördün mü?’ ‘Evet Seyda ben defalarca bu iki insanın annelerinin göğüslerini çıkarıp bu çocukların ağızlarına koyduklarını gördüm dediğinde Molla Muhammed adama derki bir kere o kadınların göğüslerine nazar etmen haramdır. Bundan dolayı sen fasık bir adamsın. Fasıkların şahadeti kabul olmaz. Evli karı kocaya eve gidebilirsiniz evliliğinizde bir sakınca bulunmamaktadır der.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Yazar Yazıları Haberleri