Yazının başlığını okuyan birçok okur kardeşim muhtemelen şaşırmıştır. Zannımca sizler daha çok anne ve babaların çocukları üzerindeki hakları ile ilgili okumuş ve duymuşsunuzdur. Doğrudur ve sizlerin düşüncelerini güçlendirecek bir veri de ben vereyim bir çok mecra ekseriyetle ebeveyn hakları üzerinde durduğu için hepimizde böyle bir paradigma oluşmuş durumdadır.
Yazıyı yazmada ki gayem anne, babaların haklarını yok saydığımdan değil bilakis daha fazla ön plana çıkarmaktır. Elbette ki anne ve babalarımızın hakları ödenemez. Onları ömrümüzün sonuna kadar başımızın üstünde taşısak bile haklarını veremeyiz. Bir sosyal medya kanalında yapılan bir söyleşi sırasında çok etkilendiğim bir sahneyi sizlerle paylaşıp esas konumuza dönmek istiyorum.Bu programda konuk olan bir din alimine ;
-Anne ve baba ile tartışılabilir mi ?
Diye bir soru soruldu. Âlimin cevabı hepimizi defalarca düşündürecek şekilde olmuştur. Âlim özetle
-Değil anne baba ile tartışmak, onların ayakkabıları ile bile tartışamazsınız… İki tane hadis paylaşıp, bu etkili cevaptan sonra konumuza dönmek isterim.
*Evlat kokusu, cennet kokusudur.
*Evlat dünyada nur, ahirette sürurdur. (Amius Sağir 2-2285)
Birçok âlim yazılı eserlerinde çocukların anne ve babaları üzerindeki haklarını;
Emzirme
Güzel isim
Terbiye şeklinde özetlemişlerdir.
Yazdığım her üç maddeye kesinlikle katıldığımı beyan etmekle birlikte bunlara naçizane ilaveler yapmak istiyorum. Elbette bunlar haktır ama yetersiz olduğunu savunuyorum.
Değişen dünya şartları ve çocuklarımızın içinde bulundukları şartları düşündüğümüzde yukarıdaki hakların daha fazla olması gerektiğine inananlardanım. Bunlara ilaveten
*İyi bir arkadaş çevresi
*Meslek seçimi
*Eş seçimi maddelerinin de eklenmesi lazım.
Çocuklarımız dünya gerçekleri ile yüzleşmeden çevrenin ve medya etkisi ile girdikleri birçok arkadaş çevresinden maalesef büyük zararlar ile çıkıyorlar, Kötü alışkanlıklar ve özellikle son yıllarda bulaşıcı bir hastalık hızında yayılmaya başlanan bahis ve kumar alışkanlıkları bu çevre ile başlamaktadır. Bin bir eziyet ile yetiştirdiğimiz çocuklarımız yine akli selim bir düşünce ile hareket etmediklerinden dolayı yaptıkları eş seçimleri de birçok defa hüsranla sonuçlanmaktadır. Son yıllarda artan boşanma vakaları da bununla alakalıdır demek yanlış olmayacaktır.
Gözlemlerime dayanarak diyebilirim ki ebeveynler çocuklarına kaliteli kıyafetler, son model arabalar ve telefonlar alarak onlara karşı görevlerini yerine getirdiklerine kanaat getirmektedirler. Oysaki yanlış bir harekettir. Çocukların doğduklarında güzel biri isim ile ödüllendirilmesi, bir aile terbiyesi ile donatılması ve akıl yaşları belirli bir olgunluğa ulaşana kadar onlara danışmanlık yapılması asıl görev olmalıdır.
Bazılarınız beni katı olmakla suçlayabilir. Hakkınızdır ama inanın ki ilave ettiğim maddeler yaşanarak öğrenilen gerçeklerdir. Anne babalık beşikten mezara kadar devam eder. Hal bu iken onları üzmeden, kırmadan doğru bir danışmanlık ile yönlendirmek hem onlar hem bizler için çok daha doğru bir tutum olacaktır.