Bugün ne giysem, acaba düğünde ne giysem? Bu elbiseyi dün giymiştim. Her insan hayatında bir defa da olsa böyle bir cümle kurmuştur. Dolaplarımız ağzına kadar doluyken yeni kıyafet, moda çılgınlığı derken hepimiz ne yazık ki kıyafetlerin esiri olduk.
Belki hatırlayanınız vardır.
*
Asmalı Konak dizisinde Sümbül’ün kafasına taktığı Eşarp, Sıla’nın tokası ve Deli Yürek yüzüğü gibi ürünler, insanlar için moda olmuştu. Bu gözler, vakti zamanında Cizre kapalı çarşıda son kalan bir Asmalı Konak eşarbı için tartışan insanlar bile gördü. O dönem bize satılan kıyafetlerin şimdikinden bir farkı yok.
*
Moda her zamankinden daha hızlı hareket ederek her gün yeni teklifler sunuyor. Özellikle TV’lerde sahne arası değişen kıyafetler, bizim için yeni kıyafet aldırmayı hedefliyor. Dijital dünya da buna ön ayak olup bize sürekli değişen bir moda dizisine erişim sağlayarak yeni giysilere olan arzumuzu her geçen gün artırıyor. Bizler modaya ayak uydurmak için yarışıyoruz.
*
Bu yarışın kaybedenleri yine bizleriz, modaya ayak uydurma mücadelemiz külliyen zarardır. Asgari düzeyde bir yaşam ile hayata tutunmak hepimizin kârınadır.
*
Dolaplarımızı kıyafetlerle dolduracağımıza beyinlerimizi ilimle dolduralım. Her gün farklı bir elbiseyle atacağınız hava, ancak sizin gibi insanları serinletir. Üşüyen milyonlarca yoksul için tribünlere oynamanın manası yok. Yazıyı Hz.Mevlânâ’nın sözüyle bitirmek herhalde yanlış olmaz.
"Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok; nice elbiseler gördüm, içinde insan yok."
*
Bu yazı bir yığın giysinin çöpe atılmasından esinlenerek yazılmıştır. Özellikle son zamanlarda istenmeyen giysiler bir poşette çöp kutusunun yanında bekliyor.
Gardırobunuzu açın ve dürüst olun. Bu kıyafetlerden bazılarını en son ne zaman giymiştim diye sorun kendinize. İhtiyacınız olmayan kullanışlı kıyafetlerinizi birileriyle paylaşma zamanı geldi.