Medya İntihar Vakalarına Etki Ediyor mu?

İntihar veya kendine zarar verme karmaşık, çok yönlü, kişisel ve sosyal bir olgudur. Aynı zamanda bir toplumda araştırılması gereken önemli bir konudur. Heleki o toplumda intihar vakaları çoksa daha çok üzerinde durulması gerekir.

İntihar veya kendine zarar verme karmaşık, çok yönlü, kişisel ve sosyal bir olgudur. Aynı zamanda bir toplumda araştırılması gereken önemli bir konudur. Heleki o toplumda intihar vakaları çoksa daha çok üzerinde durulması gerekir. Sosyolojik olarak bakıldığında intiharın birçok sebebi olmakla beraber ülkeler arası farklılık gösterir.

* Ülkemizde intihar nedenlerini sıralarsak başta ekonomik sıkıntı, aile geçimsizliği, toplumsal huzursuzluk ve her şeyden önemlisi genç nüfusun gelecek kaygısı ve yaşama olan umudunun tükenmesidir. Bu problemlerin ötesinde medya, intihar vakalarının artmasına nasıl etki ediyor sorunun üzerinde biraz kafa yormak toplumun faydasınadır.

Medyanın intiharı haberleştirme şekli ve intihar haberlerini duygusal olarak aktarması ne yazık ki medyayı sınıfta bırakıyor. Haber kuruluşları, bazen intiharın araç ve yöntemine ilişkin gereksiz ayrıntılara yer verip aynı zamanda intiharın ardından bırakılan özel intihar notunu da paylaşmaktan geri kalmayıp kamuya açıklıyor.

Muhabirler, hayati sorumluluklar üstlenip haber metinlerine titizlikle yaklaşmalıdır. “İntihar etti” demek yerine halk sağlığı uzmanlarının önerdiği “intihar ederek öldü” veya “kendini öldürdü” denmesini öneriyor. Benzer şekilde, “intihar salgını” gibi ifadelerin kullanılması intiharın yaygınlığını ve savunmasız kişilerin intiharın sıradan veya kabul edilebilir bir şey olduğuna inanmasına neden olabilir.

*Medya, intiharı ele alırken kaçınılması gereken önemli yönü, haberi ayrıntılı olarak sunmaktan kaçınmalıdır. Haberde hikaye dramatik ve belirgin bir şekilde aktarılmadan tasvirlere yer verilmemesi gerekir.

Örneğin intihar eden kişinin fotoğrafları paylaşılmaz veya büyük manşetlerde yer vermeden bir sonraki intiharlara davetiye çıkartmasın diye. Gazeteciliğin kamusal bir sorumluluğu da unutulmadan intihar haberlerinde özendirici dil riskinden kaçınılmalıdır.

*Tarihsel olarak da bakıldığında 1774'te Johann Wolfgang Goethe'nin "Genç Werther'in Acıları" adlı mektup romanının yayımlanmasının ardından Avrupa'nın birçok ülkesinde intihar sayısında artış yaşandı. Bir intihar olayının kitaplarda, gazetelerde, televizyonda ve sosyal medya aracılığı ile tasvir edilerek topluma yansıtılması ve özendirilmesi sonucunda insanların bu davranışı taklit etmesi ve intihara yönelmesine " Werther etkisi " adı verilmiştir.

*İlçemde de küçük bir araştırma yaptığımda, bir ara kendini ipe asıp intihar edenler vardı. Son zamanlarda Dicle Nehri kıyısında bir hafta arayla 3 genç, telefonlarını kıyıya bırakıp intihar ederek öldü. Haber manşeti “İki kız kardeş el ele verip Dicle Nehri'ne atladı” Telefonu bir metafor olarak değerlendirirsek son iki kız kardeşlerin de ihtimaller dahilinde bir önceki intihar haberini okuduğunu ya da duyduğunu varsayabiliriz. Taklit intihar davranışının örnekleri bunlarla sınırlı olmayıp Bursa'nın Kestel ilçesinde de yaşandı.

Haber manşeti “ İki kardeş , İznik Gölü'nde intihar edeceğiz'' diyerek el ele ölüme gitti. ” diye yazılan haberleri de okuduk. Yine 2012’de Sibirya’da 16 yaşındaki bir kızın intihar etmesinin ardından 24 saat içerisinde benzer şekillerde 6 intihar olayı daha meydana gelmiştir. Olayı takip eden bir ay içerisinde ise benzer şekillerde en az 10 intihar olayı daha yaşandı.

İntihar haberlerinin özendirici bir şekilde sunulması, sadece toplumu değil çeşitli meslek gruplarını da etkilemektedir. Son olarak bölgemizde yaşanan olaylara ilişkin bir takım verileri not düşmeden geçmeyeceğim.

*Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) raporuna göre ; 2022 Yılında Şırnak’ta 8’i kadın 22'si erkek olmak üzere toplam 30 intihar vakası yaşandı. Yine Şırnak için konuştuğumuzda 30 kişiden 7’si kendini asarak , 2 kişi kimyevi madde kullanarak, 5’i yüksekten atlayarak, 1’i suya atlayıp 1’i de doğalgaz,tüpgaz kullanarak ve son olarak 14 kişi de ateşli silah kullanarak intihar ederek vefat etti.

Bu korkunç veriler karşısında başta medya olmak üzere herkesin haber diline dikkat etmesi gerekir. İlgili kurum ve kuruluşlar da gerekli önlemleri alması toplumun yüksek yararınadır. Belirli bir anda ölümün hayattan daha iyi bir seçenek olduğunu düşünen insanların yaşamaya hakkı vardır. İntihar bir seçim değildir yaşama seçeneğinde ısrarcı olmalıyız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri