Antik dönemden günümüze insana özgü ölçütlerde nicelikten niteliğe doğru bir değişimi yaşadığı görülüyor. Eski dönemin kalabalık orduları, rakipleri için bir kabustu adeta. Sayısal üstünlük rakibi bertaraf etmeye yetiyordu. Bu fiziki güç sonucu belirleyen temel etken olma özelliğini yüzyıllar boyunca sürdürdü.
Bir çok alanda olduğu gibi ; yıllar her şeyi değiştiren, dönüştüren özelliği ile nitelik ve nicelik kavramlarının da yer değiştirmesine neden oldu. Aklın yaşama olan etkilerinin artış grafiği yükselmesine paralel şekilde fiziksel güçten düşünsel gücün varlığını daha da avantajlı konuma sürükledi. Aklın rasyonel yöntemleri bulması ile güç kayması aynı zamanda hareketsiz alana doğru eğilim sağladı. Galibiyet, rakibi ekarte etme, ekonomik ve askeri başarılar insani/ fizik gücünün çok ötesinde araçlar ile sağlanmaya başlandı.
Özellikle mekanik güç icatları ile Alman ordusu saldırgan güç olma özelliğini birinci ve ikinci Dünya Savaşı ile tüm dünyaya göstermiştir. Çok kısa bir zaman aralığında mekanik güç icatları ile örneğin paletli tanklar, uzun menzili toplar ile rakipleri Fransa, İngiltere ve Rusya karşısında büyük askeri üstünlük sağladı. Yine hava kuvvetleri gücünün üst boyutlara getirilmesi ile bir askeri tümen gücünün bile yapamadığını, bombardıman uçakları ile yapılabildiğini dünyaya göstermiştir...
Fiziksel güçten akıl veya beyin gücüne olan kayma özellikle ikinci Dünya Savaşı sonrasında büyük bir ivme kazanmıştır. Bu aşama ile birlikte özellikle bilişim ve yapay zeka aşaması ile artık mukayese dahi edilemeyecek bir seviyeye gelmiştir.
Sanayi üretimindeki artış bu gerçeğin diğer bir yansımasının değişik bir tezahürü olduğunu belirtirsek pek de yanılmış sayılmayız. Bu süreçte dünya nüfusunun eş zamanlı geometrik artışını nicel değişim sürecinden ayrı tutmak imkansız. Tarihsel süreçte yaşanan dinamizmin yaşamın her alanına yayılması şeklinde görülmesi ekonomi politiğindeki çarpan etkisine benzetilebilir.
Tabii bu gelişmelerin ışığında emeksiz bir ekonomi ve hatta yaşamın dahi olmayacağı gerçeğini gördük. Ucuz olmaktan uzaklaşan emek gücü, fiyatlama trendi yıllar geçtikçe hızla yukarılara çıkmıştır. Üstelik beyaz önlüklü emek hizmetlerinden çok, güç ve fizik özellikleri daha ön planda olan emek gücü ilginçtir daha yüksek ücretli olma noktasına geldi.
Nitekim bugünkü haberlerde sıvacıların günlük yevmiyelerinin 15 bin lirayı bulduğu bilgisi vardı. Böyle bir günlük kazancı beyaz yakalı grubundaki beyin cerrahları bile kazanamıyorken fizik gücü ile ön plandaki bir sıvacı ustasının kazanmasını da ilginç bir gelişme olarak değerlendirmek lazım.
Yukarıdaki örnek nicel ve nitel kavramlarının değişimi esnasındaki arz ve talep yönlü değişimlerin etkisi penceresinden bakmanın gerekliliğine işaret eder. Yaşam standartlarının gelişmesi ile fizik gücüne dayalı emeğin arz eksikliği belli ki fiyatlarının da tavan yaptığı bir sonuç yaratmış.
Örneğimizdeki emek gücündeki arz eksikliği için çözüm seçenekleri insanlık için elbette vardır. Yapay zeka veya robot teknolojileri soruna çareyi mutlaka bulacaktır. Geldiğimiz 21. yüzyılda bu alanda hedeflenen düzeye aynı zamanda gelinmediği gerçeği de ortaya çıkmıştır.
Nitelikli insan gücü yapay zekanın ilerlemesi karşısında değer yitirmenin ötesinde daha çok değer kazandığı örnekler ile birlikte ortaya çıkmıştır.
Dünya ve evren insani karakteristikli emek ve insan gücüne olan gereksinimi gelecek zaman sürecinde en derin boyutları ile ihtiyaç duymaya devam edecektir. Yapay zeka ve teknolojik gelişmeler insan faktörünü tam anlamı ile gereksiz bir noktaya getirmeye gücü yetmeyecek.