1970 ve 1980 lerin Şırnak’ı, köyler ile iç içe yaşamın belirgin olduğu bir zaman dilimini temsil ediyordu. Her köyün kendine has renkleri ve hatta bereketi bulunuyordu.
Bu renk ve bereketin neler olduğunu örnek olacak şekilde köyler bazında tek tek sıralarsak aslında ne demek istediğinizi daha iyi ifade etmiş oluruz.
İşte köyler ve tarımsal üretim özellikleri ;
Şırnakın tarihi yönü ile ünlü Cudi dağı eteklerindeki Spindarok köyünün enfes beyaz soğanları acı olmayan tatlı tadıyla yemeklere tat katardı. Hemen güneyindeki Heştan köyünden gelen satıl içindeki doğal keçi, koyun ve inek sütüyle hazırlanmış yoğurt, sabahları Şırnaklının kahvaltı sofrasının baş köşesinde yerini alırdı.
Derşev mıntıkasındaki Qerne, Biava ve Deştalela köylerinden gelen pirinç, susam ve mercimekler tüm yörenin kışlık ihtiyacını karşılayan bereketi temsil ederdi. Yine bu alandaki doğal yetişen badem ile incir pestillerinin tadına doyum olmazdı. Öte yandan Derşev kuru üzüm ve pekmezi ile de meşhurdu.
Yan yana olan Nevava, Gundremo ve Gılındor köylerinde adeta yerden fışkıran salatalık, domates, biber, fasulye ve kabaklar tüm yörede nam salmıştı. Sabahın serinliğinde köylüler tarafından atlara yüklenen meyve heybeleri, Şırnak çarşısının yolunu tutardı.
Bölüze köyünden tabaklar içerisindeki kaymak enfes tadıyla yine kahvaltıların en güzel yiyeceğiydi. Tereyağını söylemeye bile gerek yok.
Nerduş deresinin su kaynağının geçtiği Cıfane ve Şılerüt köyleri sıcak iklimleri ile incir ve üzümün başkentiydi. Tayfi, kıtılnefs üzüm türleri en favori olanlarıydı.
Yine Şırnak'ın rakımı yüksek ve serin alanlarını oluşturan Avyan ve Navyan köyleri Şehri Nuh’un peynir üretim merkeziydi. Kışın sofralardaki yerini almak üzere yazın bu iki köydeki süt ürünleri ile Şırnaklı analar otlu peynir olan sirik ve yoğurt bulamacı niteliğindeki yerel tatlar olan suri, jaji ve spılık hazırlarlardı. Yoğurt bulamacının içerisine peynir ile birlikte biyık otu konulurdu. Oluşan bulamaç soğuk meze özelliği taşırdı. Bulamaçtan aynı zamanda bir çeşit çökelek olan adına “keşkilok” denilen ve daha sonra kış yemeği serbidev ayranı yapımında tüketildi.
Şılyan ve Bılmat köylerinden gelen salatalıklar içindeki iri çekirdekli özellikleri ile organik bir tadı temsil ediyordu. Enfes turşusu kurulurdu.
Mendikera ve Türkiz‘in domates ile yeşil biberi hem yazın tüketilir hemde kışlık olarak kurutulurdu. Yöreye özgü iri domatesler Şırnak’ın özel bir domates türü olarak dikkat çekiyordu.
Banê Mihenda, Banê Butyan, Spivyan, Mendgê ve Giver köylerinden gelen küçükbaş hayvan eti lezzeti doyumsuz özellikteıdi. Yine Şêxêreş köyündeki siyah üzüm ve erik meyve deposuydu Şırnak için.
Diğer taraftan Dergül ovasının hububatı ile Şırnak bütün bir yıl hububat ihtiyacını karşılardı.
Köylerdeki bu muazzam üretim türleri 70 ve 80’lerde Şırnak çarşısında gelir adeta çarşı coşardı. Köylü kazanır ve esnaf büyük bir coşku yaşardı. Ticaretin zevkini Şırnak o tarihlerde gördü.
Yukarıda özetlediğimiz Şırnak köylerinin geçmişteki gıda ve tarım yönlü üretim özellikleri ile bir Çukurova veya Iğdır ovasını niteleyen özelliklere sahipti. Yazık ki günümüzde üretim deposu olan bu köylerin çoğu boş durumda. Yapılacak olan girişim ve çalışmalar ile köye dönüşler sağlanırsa eski günlerin bereketinin dönmesi için hiçbir engel bulunmuyor. Aynı zamanda Şırnak'ta canlı bir çarşı ve pazar yaratmanın yolu da bir yolu köye dönüşler ile de olabilecektir. Bu proje başarılırsa adeta tarımsal açıdan kendine yeten bir şehir yaratılmış olur.
Geçtiğimiz hafta Şırnak Özel İdaresine köye dönüş için girişimler olmuş. Girişimcileri destekleme hem Şırnak hem de ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır. 39 köyden oluşan ve halen yarısı boş duran bu alanlar ortak bir çaba ile aynı zamanda yeni bir tarım üretim alanı olması işten bile değil.