Kentler; küresel ve teknolojik gelişmelerin de etkisi ile dinamik bir yapıya kavuşan özelliklere sahip. Kültür varlığı için tüm insanlık ; durmadan değişen, dönüşen maddi ve manevi yönleri ile kentlerin özgün yapısını korumaya dönük genel çabanın içinde olduğu bir gerçek. Bu anlamda kentler dönüşümü yaşarken aynı zamanda sosyo kültürel kimliğini özgün bir şekilde korumaya alan bilincine dönük çalışmalar yürütmek zorunda. Zira kentlerin sosyo kültürel varlığının desteklenmesi çabaları aynı zamanda kentleri içi boş ve betonla dolu anlamsız blok şekillerden kurtulmasını sağlayacağını söyleyebiliriz.
Kentler özgün kimliklerini geçmişten bugüne tarihsel süreçte getirdikleri toplumsal ve kültürel değerleri aracılığıyla korumaya alırlar. Bu yöndeki çabaların temel amacı kent kültürünü canlandırarak özgün kimlik niteliklerini koruma ve bir sonraki nesillere aktarma arayışlarının bariz bir örneği. Bu yöndeki çabalar ile aynı zamanda kentlerin tarihi dokusu ve doğal güzelliklerinin de dolaylı yollardan korunmasını sağlayacak bir duyarlılık da oluşturulmaya çalışılır.
Her kent içinde barındırdığı tarihsel ve kültürel mirasın ortaya çıkarılması ve bu mirasın korumaya çalışılması farklı çalışmalar ve yöntemler ile olabilmektedir. Kültürel ve tarihi miras şehrin kendine özgü, onu başka şehirlerden ayırt eden özgün nitelikler olması aynı zamanda orada yaşayanların kente olan aidiyet duygularını de güçlendirmektedir. Şırnak şehrimizi bu anlamda özgün kılan ve onu diğer şehirlerden ayıran zenginlikleri dile getirmekte fayda var.
Şırnak’ın somut olmayan ve inanç özellikli kültürel miraslarından öncelikle bir çok dini kaynakta yer alan ve bir evrensel kültürel miras anlamı taşıyan Cudi dağı, Nuh Tufanı kültürel birikimi şehrimizi diğer şehirlerden ayırt eden önemli bir özellik olarak karşımıza çıkar. Her ne kadar diğer bir şehir Ağrı'da ayakları yere basmayan sahiplenme anlamında iddialar olsa bile. Nuh Tufanı kültürel mirası salt geminin Cudi dağına inmesi, beyaz güvercinin Nuh’un gemisine zeytin dalı ile dönmesi, seksen kişinin suların çekilmesi ardından Cudi zirvesinden inerek Heştan Köyünü kurması, çok uzaklardan sırf Cudi dağını görmek için aylarca yürüyen ama tam hedefe varmışken vefat eden Lawké Xerip hikayesi aslında bu mirasın önemli argümanları.
Cudi dağı salt yukarıda saydığımız inançsal özellikleri ile değil aynı zamanda tabiat varlıklarıyla da dikkat çekici. Cudi dağında Asur kralı Sanherip rölyefi, yine Cudi Dağı'nın içlerine saklanmış kadim bir Asur şehri Şah köyü eşsiz doğası ile bir tabiat cenneti. Şah Köyü milattan önce 3500 yıllarından başlayan Antik Mezopotamya'nın Sümer, Akkad, Babil ve Elam gibi güçlü medeniyeti olan Asurluların kuzey sınırını Cudi'nin güney yamaçlarına dayadıkları bir yerleşim yeri. Geçmişte Osmanlı devletine bağlı Botan Emirliğinin de önemli bir alanı. Hatta Roma Devletinin doğudaki son kalelerinden biri.
Yukarıdaki potansiyelin yanı sıra ; Şırnak aynı zamanda birçok antik uygarlığa başkentlik yapmış ören yerleri ile ünlü bir coğrafyaya sahip. Guti imparatorluğunun başkenti olan Bajarkard, Silopinin (Giriçolya) köyünün 5 Km göneydoğusundaydı. Cudi dağındaki heykeller Zaho ve Silopi dolaylarında çıkarılan heykeller hep Şırnak'ta başkentleri bulunan Gutilerin izleri olarak karşımıza çıkar. Yine Cizre ilçesindeki Kebeli Köyü tarihte Babil imparatorluğuna başkentlik yapmıştır. Köy milattan önce 1894 yılında Birinci Babil Devletinin başkentliğini yapmıştır. Çok enteresan bir bilgi daha ; halen köyde Babil ve Hammurabi efsanevi hikâyeleri anlatılmaktadır. Bilindiği üzere tarihte ilk kanunlar Babil Kralı Hammurabi döneminde yazılmıştır.
İşte böylesine güçlü bir kültürel mirasın sahibi Şırnak’ta özgün bir kent kimliğinin açığa çıkması için yapılacak çalışmalar tüm il ve ilçelerin bu kültürel zenginliğin sahibi olmasını sağlayacağı gibi kente has bir kültürel ve tarihsel kimlik oluşumunu beraberinde getirecektir. Birazdan bunun nasıl olacağını ayrıntılı bir şekilde yazacağız. Görüldüğü gibi Şırnak'ta kent kültürü ve kent kimliğinin kaynağı olacak ögeler oldukça zengin bir yelpazeye sahip. Bu öğelerin tamamını aynı zamanda Şırnak için tarihsel kültürel birikim süreci olarak görmek gerekiyor.
Kent kültürünün korunması ve canlandırılması için elbetteki sadece var olan potansiyel ile yetinmek yeterli değil. Kent kültürü ve kimliğine katkı sunmak için özellikle Belediye tarafından gerçekleştirilecek ; eğitim, seminer, etkinlik, tanıtım, tarihi yapıların korunması, kent turizmi çalışmaları ve tabiat varlıklarının korunması çalışmaları oldukça önemli. Özellikle Şırnak Üniversitesi Kampus alanının Şırnak kent merkezinden uzak olması nedeniyle üniversite öğrencilerinin kent kültürüne ve kimliğine yabancı kaldığı bir gerçek. Bu eksikliğin ortadan kaldırılması için özellikle dışarıdan gelen öğrencilere Şırnak Kültürünün tanıtılmasına yönelik gerek belediye gerekse üniversite yönetimi çeşitli etkinlikler dizisi düzenleyebilir. Böyle bir organizasyon öğrenciler ile kent kimliği, kültürü ile bir bağ oluşturacaktır aynı zamanda. Kentin tanıtımı, bu anlamda Şırnak'ta koruma bilincinin yükseltilmesi ile bu etkinliklerin amacına ulaşması kolaylaştıracaktır. Yine kent kimliği ve kültürünün tanıtılmasına youtube, instagram, facebook gibi sosyal ağların kullanılması önem taşımaktadır.
Yukarıda görüldüğü üzere kentimizin önemli kültürel öğelerinin neler olduğu ve bu ögelerin gerek korunması gerek tanıtılmasına hangi çabalar içerisinde olması gerektiğini özet bir şekilde anlatmaya çalıştık. Umarım bu bilince tüm Şırnak katkı sağlama yönünde çabalar içerisinde olur.