YAŞLILARLA YAŞLANAN CİZRE

80 öncesini Cizre’de yaşayan ve otuz kırk yıllık değişime tanıklık etmiş birisi olarak sevgili Cizre’mizin günden güne batılılaştığını, gelenek ve göreneklerden uzaklaştığını ve ruhunu kaybettiğini bariz bir şekilde görüyor ve yaşıyorum.

Ebediyete intikal etmiş olan dedelerimiz, ninelerimiz ve daha sonra anne babamızdan duyduğumuz Cizre ile bizim yaşadığımız Cizre arasında çok büyük farklar olduğunu maalesef yaşayarak öğreniyoruz. Eminim ki bizim çocuklarımız ve daha sonra çocuklarımızın çocuklarının da yaşayacağı Cizre çok daha değişik olacaktır.

Cizre’de yaşamış olmaktan, Cizre’nin bir nebze eski kültürünün bir parçası olmaktan hep gurur duymuşumdur.Yaşam mücadelemiz sırasında gezdiğim bir çok yerde Cizreli olmanın avantajlarını hep gördüm ve görüyorum.Özellikle doğu illerinde bulunduğum zamanlarda yaşlı insanlar benim Cizre’den olduğumu öğrendiklerinde bir başka saygı duydular ve bu gururu hep yaşattılar bana.Çünkü eski Cizre ve eski Cizreliler bambaşkaymış.Anlattıkları ve Cizre’ye duydukları saygı anlatılacak gibi değil.

80 öncesini Cizre’de yaşayan ve otuz kırk yıllık değişime tanıklık etmiş birisi olarak sevgili Cizre’mizin günden güne batılılaştığını, gelenek ve göreneklerden uzaklaştığını ve ruhunu kaybettiğini bariz bir şekilde görüyor ve yaşıyorum.

Dini yaşam konusunda hep örnek olmuş, bu alanda bir çok alime ev sahipliği yaşamış olan şehrimizin vefat eden her yaşlısı maalesef bizim geleneklerimizden bir tanesini yanında götürüyor.Eski mahalli yemekler, çocuk ve yetişkin oyunları,dengbejlik,sanat,kültür kısacası her şeyimiz kayboluyor.

Binlerce yıla dayanan ve yaşanmışlıklarla ortaya çıkan o güzel renklerimiz unutulurken bizler sözde aydın insanlar seyirci kalmakla kalmıyor, yıkılıp unutulmasına da sessiz kalıyoruz.

Önceleri birisi ailesinin lakabını söylediğinde her kes onun yedi derinliğe kadar sülalesini bilirdi.Şimdi bırakın komşuların birbirlerini tanımasını artık akraba çocuklarının dahi birbirlerini tanıyamadıklarını yüreğimiz acıya acıya görüyor ve yaşıyoruz.

Yemeklerimiz. Tekerlemelerimiz,kıyafetlerimiz,oyunlarımız kısacası benliğimiz elden gidiyor.Buna dur demek hepimizin asli görevi olmalıdır. Dernekler ve kurumlar kurarak eskiye dair unutulmaya yüz tutmuş meslekleri ,oyunları,yemekleri,kıyafetleri yaşatmak bizlere ve bizlerden sonra gelecek nesillere de değer katacaktır.

Yaşlılarla yaşlanan ve kaybolmaya yüz tutan benliğimizi hep beraber yaşatalım…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Yazar Yazıları Haberleri