Şırnak’ın Cizre ilçesinde son bir ayda yaşanan boğulma vakalarından sonra AFAD vatandaşları boğulma vakalarına karşı uyardı.
Şırnak`ın Cizre ilçesinde sıcaktan etkilenen vatandaşlar tehlikeye aldırmadan Dicle Nehri`nde serinlemeye çalışıyor.
Sıcakların etkisini devam ettirdiği Cizre ilçesinde bunaltıcı havadan kurtulmak isteyen çocuklar uyarılara rağmen Dicle Nehri`nde yüzerek serinlemeye çaba gösteriyor.
İlçe merkezinde yüzme havuzu yerine yüzmek için Dicle Nehri’ni seçen çocuk boğulma olaylarında artış yaşanıyor.
En son Suriye uyruklu Muhammed el Tamer (22), yüzmek için girdiği Dicle Nehri`nde akıntıya kapılarak, boğulmuştu.
Mardin`de yaşayan Suriyeli Muhammed el Tamer, arkadaşlarını ziyaret etmek amacıyla geldiği Cizre’de Kurtuluş köyü yakınlarında, yüzmek için Dicle Nehri`ne girdi. Suda yüzmeye başlayan Muhammed, bir süre sonra akıntıya kapıldı. Suriyeli gencin çırpındığını gören kıyıdakiler, kurtarmak için suya atladı; ancak Muhammed el Tamer, gözden kayboldu. Bunun üzerine sağlık ve polis ekiplerine haber verildi. İhbarla olay yerine Cizre Belediyesi Su Altı Arama ve Kurtarma ekibi ile gönüllü dalgıçlar, sevk edildi. Polis tarafından kıyıda güvenlik önlemi alınırken, AFAD ekipleri de arama- kurtarma çalışmalarına katılmak üzere geldi. Ekiplerin nehirde yaklaşık 1 saat süren çalışmaları sonucu Suriyeli gencin cansız bedenine ulaşıldı. Sudan çıkarılan Muhammed el Tamer`in cansız bedeni, Cizre Devlet Hastanesi`nin morguna kaldırıldı.
AFAD`DAN BOĞULMA VAKALARINA KARŞI UYARI
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), olası boğulma olaylarına karşı vatandaşları uyardı.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından yapılan açıklamada, boğulmaların trafik kazalarından sonra ölüme yol açan en önemli tehditlerden biri olduğu ve boğulmaya karşı mutlaka tedbir alınması gerektiğini belirtildi.
Can kayıplarının yaşanmaması için vatandaşların dikkatli olması istenilen açıklamada, "Yüzey akıntısı az gibi görünse bile akarsulara girmek tehlikelidir. Sulama kanallarında, barajlarda veya göletlerde yüzmeyin. Yalnızken deniz, göl, gölet, sulama kanalı ve akarsulara girmeyin. Özellikle baraj ve göllerin zeminleri genellikle bataklıktır. Bu gibi yerlerde mümkünse suya girmeyin. Bataklık sizi dibe doğru çekerek, boğulmanıza zemin hazırlar" ifadeleri kullanıldı.
"TOKKEN DENİZE GİRMEYİN"
Boğulmalarda en önemli etkenin paniğe kapılmak olduğuna işaret edilen açıklamada, vatandaşların yüzerken dikkat etmesi gerekenler şöyle sıralandı:
"Paniğe kapılan kişi kontrolünü kaybeder ve boğulma kaçınılmaz olur. Bu nedenle panik yapmayın. Tek başınıza yüzerken sürat motorlarına dikkat edin. Tekne kullanıyorsanız, cankurtaran yeleği giyin. Şaka niyetiyle de olsa hiç kimseyi habersiz suya itmeyin. Yüzerken, küçük çapta da olsa rahatsızlık hissettiğiniz an sudan çıkın. Özellikle yüzme bilmeyenler, derin ve bulanık sulara kesinlikle girmemelidir. Karnınız tok iken suya girmeyin. İster yetişkin isterse çocuk olsun, çok su tutan giysilerle suya girilmemelidir. Ani bir şekilde suya atlamayın. Soğuk olan su sizi paniğe sevk edebildiği gibi kramplara da yol açabilir. Ne kadar derin olduğu hakkında bir fikriniz yoksa suya balıklama dalmayın. 2 metreden düşük derinlikler omurga kırıklarına yol açarak, ölümünüze neden olabilir. En iyi olasılıkla felç olabilirsiniz. Suya girmeden önce ufak ısınma egzersizleri ya da esneme hareketleri yapın. Dalgalı sulara girmeyiniz, girdiyseniz açılmayın. Kurtarma teknikleri bilmeyen kişilerin, boğulan kişilere yardım etmesi tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu durum, her iki kişinin de boğulmasına neden olabilir. Su içinde tehlikeli şakalar yapmaktan kaçının. Rip akıntısı (kıyıya ulaşan dalgaların geri dönüşleri sırasında oluşan güçlü ve tehlikeli akıntı) olan yerlerde denize girilmemeli, akıntıya kapılırsanız da mücadele etmek yerine sahile karşı yüzünüz bakar şekilde kendinizi akıntıya bırakmalısınız. Zaten bir süre sonra açıkta akıntı sona erecektir."
Açıklamada ayrıca boğulma vakalarıyla karşılaşan vatandaşların ilk olarak yapması gerekenin boğulma nedenini ortadan kaldırmak, bilinç kontrolü yapmak, temel yaşam desteği sağlamak, derhal tıbbi yardım istemek ve yaşam bulgularını izlemek olduğu ifade edildi.