HÜDA-PAR öncülüğünde toplanan kalabalık İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının 91’inci gününde Cuma Namazı çıkışı düzenlenen basın açıklaması ile tepki gösterdi.
Basın açıklamasını toplanan vatandaşlar adına HÜDA-Par üyesi Hüseyin Çimen Okudu.
Gazze’deki şehitlerin, çocukların ve annelerin acısı yetmezmiş gibi bu hafta bu acılarımıza yeni acılar eklendi diyen Çimen; “HAMAS Genel Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri ve arkadaşları Beyrut’ta siyonist suikast sonucu şehid edildi, İran’ın Kirman şehrinde sivillere yönelik yapılan bombalı saldırılarılar da 84 masum sivil katledildi ve 284 kişi de yaralandı.
Başta İngiltere, Amerika ve Avrupa’nın gayri meşru üssü ve ileri karakolu Siyonist terör örgütü İsrail Müslüman Milletler nezdinde hiçbir zaman kabul görmedi ve meşruiyet kazanmadı. Şimdi ise dünya kamuoyunda da meşruiyetini kaybetti ve varlığı sorgulanır olmuştur.
Siyonist işgal rejimi dünya kamuoyunun tepkilerine rağmen 91 gündür Gazze’de katliam ve soykırıma devam etmektedir. Bu vahşet ve soykırım dünyaya özgürlük ve medeniyet satan başta Amerika, İngiltere ve Avrupa ülkeleri olmak üzere küresel güçler tarafından her şekilde desteklenmekte ve himaye edilmektedir. Bundan almış olduğu cesaretle her gün saldırganlığını arttırarak bütün bölgeyi ateşe vermeye çalışmaktadır.
2 Ocak Salı günü HAMAS Genel Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri ve arkadaşları Beyrut’ta siyonist çete istihbaratı tarafından yapılan suikast sonucu şehit edildi. Aynı şekilde 3 Ocak Çarşamba günü İran’ın Kirman şehrinde 84 sivilin şehadeti ve 284 kişinin de yaralanması ile sonuçlanan bombalı saldırılarılar da siyonist çeteden bağımsız değildir. Türkiye’de ise Filistinlilere yönelik suikast yapma hazırlığı içerisinde olan onlarca mossad ajanı yakalandı. Siyonist terör örgütü isarilin elebaşları bu saldırılarına devam edeceklerini açıklamalarına rağmen barbar batı tarafından desteklenmeye devam ediliyor.
Lübnan ve İran’da yaşanan bu hadiselerin bir benzerinin başka bir Müslüman ülkesinde yaşanmayacağının teminatı yoktur. Siyonist çete Müslümanların yaşadığı tüm coğrafyayı ateşe vermek isteyen bir canavara dönüşmüştür. Derhal durdurulması gerekmektedir. Tüm İslam Ülkeleri hükümetlerin bu soruna kalıcı bir çözüm getirmesi için iş birliği yapması ve tüm imkanlarını seferber etmesi artık kaçınılmaz olmuştur.
Başta Türkiye olmak üzere İslam Ülkeleri, kendilerine ve insanlığa karşı tehdit unsuru olan siyonist işgalci israil ile diplomatik, ekonomik ve askeri ilişkilerini kesmelidir. Yemen Halkı ordusuyla birlikte Gazzeli kardeşleri için İslam Kardeşliğinin gereğini yapmıştır ve yapmaya devam etmektedir. Yemen’in vefalı ve fedakâr halkı barbar batıya karşı yalnız bırakılmamalı ve desteklenmelidir.
Bakü-Ceyhan ve Kerkük-Yumurtalık boru hatlarından siyonist işgalci çeteye giden petrol kesilmelidir. Gaz ve petrol sevkiyatları durdurulmalı, hava ve deniz limanları siyonist işgalci israil’e kapatmalıdır. İncirlik ve Kürecik üslerinden siyonist işgale sağlanan destek sonlandırılmalıdır. Başta Türkiye olmak üzere İslam Ülkelerinin vatandaşı olup işgal altındaki Filistin’e giden ve oradaki katliam ve vahşete katılan siyonistler tespit edilmeli, haklarında hukuki süreç başlatılmalı, vatandaşlıktan çıkarılıp, mal varlıklarına el konulmalıdır.
Siyonistlerin ve destekçilerinin mallarına süresiz bir şekilde boykot uygulamaya devam edilmelidir. Özellikle tüm esnaflarımız siyonizme destek veren firmaların mallarını almamalıdır, satmamalıdır.
Malezya’nın siyonist işgal rejiminin ticaret gemilerini limanlarına yanaştırmaması kararını ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin siyonist işgalci İsrail’in Filistin topraklarında gerçekleştirdiği soykırım ve savaş suçları nedeniyle yargılanmak üzere Uluslararası Ceza Mahkemesine başvurma cesaret ve gayretlerini takdirle karşılıyoruz” dedi.