Ramazan'ın başından itibaren her gün farklı camilere ziyaret gerçekleştirerek, teravih namazı öncesinde vaaz-irşatta bulunuyor. Müftü Dilek, Şırnak merkez Geylani camisinde teravih namazı öncesinde ‘Müslümanın merhamet duygusu’ konulu vaaz verdi.
İşte İl Müftüsü Dilek’in cemaate vermiş olduğu o vaaz: “
“Allah Rasulü Hazreti Muhammed (s.a.) rahmet peygamberidir. İlahi mesajda, rahmet hüviyetinin sadece bu dünyayı değil, tüm evreni kapsadığı bildirilen bir rahmet önderidir O.
O (s.a.v) hayatı boyunca, kız çocuklarını diri diri toprağa gömecek ölçüde vahşi bir toplumu almış, yüreklerini merhametle, rahmet duygusuyla yeniden yoğurmuş ve yürekleri merhamet yüklü insanlar topluluğu hâline getirmiştir.
Bütün peygamberler, Allah’ın insanlara bir lûtfu ve rahmetidir. Peygamberimizin son peygamber olması, peygamberliğinin, cinler de dâhil herkesi içine alması ve herkesin bir şekilde O’nun peygamberliğinin rahmetinden istifade etmesindendir ki, O bize Kur’an’da, âlemlere rahmet olarak tanıtılmıştır: “Biz seni bütün insanlar için sırf bir rahmet vesilesi olman için gönderdik.”
“Rahmet”, merhamete muhtaç olana iyilik etmeyi gerektiren şefkat duygusu olarak tarif edilmiştir. Yani rahmette hem şefkat, hem de iyilik etmek manaları vardır.
Sevgili Peygamberimizin âlemlere rahmet olması, insanlara iyiliğin, doğruluğun, güzelliğin ve hakikatin bilgisini tebliğ etmesi, onları hidayete davet etmesi ve olgunluk kazanmalarını sağlamak için eğitip yetiştirmesi dolayısıyladır.
Varlığın kendisine emanet edildiği insanın yetiştirilmesi, bütün varlıklar için bir rahmettir. Müslüman, bütün inananları ve hatta bütün varlıkları sevgiyle kucaklayan bir rahmet insanıdır. Çünkü İslam ahlakı Yaratıcıya saygı ve bütün varlıklara karşı şefkat temeline dayanır.
Sevgi Peygamberi, insanları hidayete çağırırken sevgi ve merhamet tavrını her zaman ön planda tutmuştur. Onun izlediği yöntemi Kur’an şöyle açıklıyor:
“Andolsun size içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O size çok düşkündür. Müminlere karşı çok şefkatli ve merhametlidir.” Tevbe,128
Rahmet, Allah’ın sıfatlarından olup, Kur’an’ın farklı ayetlerinde üzerinde durulmaktadır:
“Senin mağfireti bol Rabbin, merhametlidir.” Kehf,58.
Şefkat hissi, özelde eğitimle ilgilenenler, anne-babalar, yönetici olanlar, genelde de tüm insanlar için bulunması gerekli olan bir vasıftır. Kalbi katı olan birisinin gerçek bir eğitimci, terbiyeci olması düşünülemez. Zira rahmet, kalbî bir kıpırdanış, rûhî bir teessür ve insanı, terbiye ettiği kimseleri hafife almaktan engelleyen bir duygudur. Hz. Muhammed (s.a.s), bütün insanlığın, hatta âlemlerin muallimi olduğuna göre, rahmet duygusunun en fazla onda bulunması gerekir.
O’nun rahmeti sadece inanan insanları değil, aynı zamanda bütün insanlığı içine alan bir rahmettir. Bu rahmet, hem dînî hem de dünyevî yöndendir. Dînî yönden rahmet olması: Hz. Peygamber (s.a.s.), insanlar cahiliye dediğimiz karanlık bir devrede, dalâlet içerisindeyken ve aynı zamanda ehl-i kitabın da, kendi kitaplarında ihtilafa düştükleri bir dönemde gönderilmiştir. Böylece Allah onu, gerçeği aramaya ve kurtuluş ile mükâfatı kazanmaya hiçbir yolun bulunmadığı bir zamanda göndermiş, onunla insanlara, hidayete giden yolları göstermiştir. Dünyevî bakımdan rahmet olması: İnsanlık onun sayesinde pek çok zilletten, harpten, kargaşadan kurtulmuş, gerçek sulha ve huzura kavuşmuştur.
Rasûlullahın rahmeti, Müslümanları, gayr-ı Müslimleri, dostları, düşmanları, hürleri, köleleri, büyükleri, küçükleri, hatta insanların yanında hayvanları da içine alacak kadar geniş bir rahmettir. O’nun rahmeti, mü’ mine hidayet, münafığın hayatı için bir âmân, kâfire de ilâhî azabın tehiri şeklinde tecelli etmiş, münafıklar, bu rahmet sayesinde dünyada azap görmemişler, Müslümanlarla içli dışlı yaşamışlar, onların istifade ettikleri haklardan istifade etmişler ve onların bu durumları yüzlerine vurulmamıştır.”