SİLOPİ`DE KURUM MÜDÜRLERİNE MADDE BAĞIMLILIĞI KONFERANSI

SİLOPİ`DE KURUM MÜDÜRLERİNE MADDE BAĞIMLILIĞI KONFERANSI
Silopi'de kurum müdürlerine yönelik madde bağımlılığı konulu konferans düzenlendi. Silopi Koç İlk ve Ortaokulu konferans salonunda gerçekleştirilen konferansa Silopi Kaymakamı Sezer Işıktaş,...
 

Silopi’de kurum müdürlerine yönelik madde bağımlılığı konulu konferans düzenlendi.

Silopi Koç İlk ve Ortaokulu konferans salonunda gerçekleştirilen konferansa Silopi Kaymakamı Sezer Işıktaş, Silopi ilçe Milli Eğitim Müdürü Bülent Dayanan, Silopi ilçe Emniyet Müdürü Selçuk Erdoğan, kurum çalışanları, okul müdürleri ve öğretmenler katıldı.

Silopi Cudi Ortaokulu Müdürü Sadık Şık tarafından organize edilen konferansa Niğde Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Bayram Ünal konuşmacı olarak katıldı. Uyuşturucunun insana verdiği zararlar ile sosyolojik nedenleri hakkında slayt eşliğinde sunum yapan Ünal, madde bağımlısı gençlerin ilk olarak bu alışkanlıklarına sigara ile başladıklarını belirtti. Soru cevabında yapıldığı konferansta Ünal başından geçen yaşadığı olayları salondakilere anlattı.

Prof.Dr.Bayram Ünal, “Buradaki temel sunuşumuzun temel dertlerinden bir tanesi bir çocuğun etrafındaki ilişkilerde onu yalnızlığa iten onu kendi kendine bırakan çaresiz bırakan etkenleri tartıştık. Onun için ailelerden, Silopi’den, Türkiye’deki her bir evladın annesinden babasından istediğimiz kendi çocuğumuzun tavır ve davranışlarını sürekli kontrol altında tutarak onların hangi süreçlerden geçtiğini, özellikle ergenlik sorunlarında yalnız kalmamaları gerektiğini bilmesini istiyoruz. Kendilerinden ricamız giderek yalnızlaşan bir dünyanın içerisindeyiz. Değer yargılarımız bireyi yalnız bırakmaya başlıyor. O yalnızlığın içerisinde çocuğumuzu görmezden gelmeyip gündelik yaşamın içerisinde farkındalığımızı yitirmeden çocuğumuza kendi bildiklerimizi aktarıp onu hayata hazırlamamız gerekiyor” dedi.

2 oturumda gerçekleşen konferansın sonunda çeşitli ikramlar yapıldı.

MADDE BAĞIMLILIĞI NEDİR ?

Bağımlılığa yol açan maddeler: Alkol, anfetamin, kafein, kokain, hallusinojenler, inhalanlar, nikotin, opiodlar, fensiklidin, sedatif hipnotik ve anksiyolitik ilaçlar, birden fazla maddeyi kullanma diğer veya bilinmeyenler.

Madde bağımlılığı, madde yoksunluğunda insanın hayatına istediği gibi devam edebilmesini engelleyen durumlara yol açan düşkünlüktür. Bir madde bağımlısı, ömrünün sonuna kadar bağımlısı olduğu madde ile mücadele halinde kalır. Tedavi olunarak hasta, madde bağımlılığından kurtulabilir. Ancak düşkünü olan maddenin bir defa dahi tekrar kullanılırsa, kişinin bıraktığı yerde bağımlı olmasına neden olabilir. Bunun için madde bağımlılığından kurtulmaya çalışmak yerine, hiç bir maddeye bağımlı olmamak alınabilecek en mantıklı önlemdir. Tedavi olarak madde bağımlılığından kurtulan kişiler ”potansiyel madde bağımlısı” olarak adlandırılır.

Kişi kulladığı maddenin miktarını sürekli ve düzenli olarak artırıyorsa ve aldığı maddeyi her geçen gün daha da hızlı tüketiyorsa, madde bağımlılığı süreci başlamıştır. Kişi maddeyi kullanırken dahi bir sonraki seferi düşünüp ve nasıl temin edeceğini planlıyorsa bağımlılık seviyesi tehlikeli düzeye gelmiş demektir.

Bağımlı olan insanların tedavisini zorlaştıran ilk ve en zorlayıcı etken, kişinin bağımlı olduğunu kabullenmek istemeyişidir. Kendisine zarar veren bu maddeyi kullanarak mutlu olamayacağını bildiği halde, ısrarla mutsuzluğuna neden olan olan maddeyi kullanmaya devam eder.

Madde bağımlılığından kurtulmak için kişinin karşısında duran engellerden bir diğeri yoksunluktur. Yoksunluk, kişinin kullandığı madde miktarını ve sıklığını azalttığında oluşan, hayatını devam ettiremeyecek kadar şiddetli bir biçimde yaşadığı fiziksel ve ruhsal bozukluklardır. Bağımlı olduğu maddeyi bırakan kişilerde, şiddetli bunalım, intihara meyil ve saldırganlık gibi pek çok davranış biçimi gözlemlenmektedir. Bu nedenle kişinin maddeyi bırakmaya karar vermesi kadar, onun bu durumunu anlayacak kişilere ihtiyacı vardır.

MADDE BAĞIMLILIĞINA GÖTÜREN NEDENLER

Bağımlılık içinde yaşadığımız zamanın insanlık açısında en büyük sosyal, ekonomik ve sağlık sorunudur. Bağımlılık öğrenilen ve bulaştırılan bir durumdur. Ergenlerde kişilik gelişimi 12-22 yaşlar arasında oturur. Çevrenin ve geleneklerin baskısına tepki verme, bağımsız olduğunu gösterme isteği, bazı uyuşturucu maddelerin yaratıcılık verdiği, öğrenmeyi kolaylaştırdığı hakkındaki yalan yanlış inanışlar, sosyal ilişki aracı olarak kullanma düşüncesi, ruhsal inhibisyondan ya da pısırıklıktan kurtulmak için bu maddeleri alma isteğinin olması, veya eğer ergen sevgiden yoksun ve kontrolden uzaksa, ailede sorunlar yaşıyorsa var olduğunu hissetmek adına bazı gruplara katılma ihtiyacı hissedecektir.

Yanlış arkadaşlıklar ve özellikle bu arkadaş grupları alkol ve madde kullanan gruplarsa, bu sonun başlangıcıdır. Maalesef kabul etmeliyiz günümüz dünyasında alkol ve madde kullanımı en önemli sosyal, ekonomik, sağlık ve psikolojik sorun haline gelmiştir. Alkol ve madde kullanımı sonucu gençler kendilerini yanlış zamanda ve yanlış yerlerde bulurlar. Okulda başarısızlık, suça eğilim, ekonomik çöküş gibi sosyal sorunlar, bağışıklık sisteminin zayıflaması, karaciğer ve kalbin zarar görmesi, AİDS hepatit gibi bulaşıcı hastalıklar, kemik ve fiziksel gelişimin aksaması, beyinin hasar görmesi, depresyon, uyku sorunları gibi bedensel ve ruhsal hastalıklar ortaya çıkar. Alkollü araç kullanma sonucu kazalar, yaralanmalar, yasa dışı madde kullanımı ve satışı gibi adli sorunlar çok sık yaşanır.

Kişi içki içmeye ya da madde kullanmaya ne kadar erken başlarsa bağımlı olması o kadar kolay ve hızlı olur. 15 yaşın altında alkol ya da madde kullanmaya başlayan çocuklar, 20 yaşlarından sonra başlayanlara göre beş kat daha fazla bağımlılık riski taşırlar.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.