Türk Kızılayı Silopi`de Yetim Ve İhtiyaç Sahiplerini Sevindirdi
Şırnak’ın Silopi ilçesinde Türk Kızılayı tarafından yetim ve ihtiyaç sahibi ailelere gıda ve giyim yardımı yapıldı.
Türk Kızılayı genel merkezi tarafından ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere 350 giyim yardımı, 75 koli gıda yardımı ve 180 adet kumanya Silopi Kızılay şubesine gönderildi. Kızılay şubesince ilçe merkezinde dağıtımlara başlandı. İlk etapta kent merkezinde daha önce tespiti yapılan 100 yetim çocuğa giyim teslim edildi. Dağıtımlarda ihtiyaç sahibi 50 aileye de gıda ve kumanya dağıtıldı. Geriye kalan giyim ve gıda yardımları ise köy okullarında yapılacak yetim ve ihtiyaç sahibi öğrencilere dağıtılacak.
Türk Kızılayı Silopi Şube Başkanı Murat Tatar, “Türk Kızılayı Genel Merkezi tarafından şube başkanlığımıza 350 kişilik elbise yardımı, 75 kolilik gıda yardımı ve 180 et kumanyası gönderildi. Daha önceden ilçe merkezimizde tespit etmiş olduğumuz 100 yetim ve muhtaş çocuğumuza elbise yardımlarımızı gerçekleştirdik. Aynı zamanda 50 muhtaç ailemizin gıda ve et kumanyalarının da dağıtımını gerçekleştirdik. Önümüzdeki günlerde köy okularında okuyan yetim ve muhtaç öğrencilerimizi okul idareleri ile tespit edip inşallah onlarında elbise yardımlarını gerçekleştireceğiz” dedi.
Kızılay
Bu kuruluş günümüzde “Türkiye Kızılay Derneği” ismiyle; hem savaş durumunda hem barış zamanında hem de milletlerarası süregelen yardımlaşma süreçlerinde faaliyet gösterebilen oldukça geniş kapsamlı bir yardım kuruluşu statüsündedir.
Kızılay kurumu ilk kez 11 Haziran 1868 yılında “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adı altında İstanbul merkezli olarak kurulmuş, sonrasında 14 Nisan 1877 tarihinde “Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti” adını almıştır. İlerleyen süreçlerde 1925 yılında genel merkez İstanbul’dan Ankara’ya taşınmış ve yine bir süre sonra 1935 yılında isminin “Türkiye Kızılay Cemiyeti” olmasına karar kılınmıştır.
Kurumun ilk başkanı olan isim Marko Paşa isimli Rum asıllı olan Osmanlı hekimidir. Kurucu isimler ise Marko Paşa’nın da aralarına dahil olduğu Dr. Abdullah Bey, Della Suda Faik Paşa, Sedrar-ı Ekrem Ömer Paşa, Edhem Paşa ve Hüseyin Hilmi Paşa’dır. Kurulduğu andan itibaren yaşanan Humus’ta, Bingazi’de, Selanik’te, Trablusgarp’ta, Gelibolu’da ve Üsküp’te Birinci Dünya Savaşı’nın yaşandığı süreçlerde pek çok ilk yardım çadırı ve hastaneler açan Kızılay; burada askerlere hem manevi hem de maddi yardımlarda bulunmuş, hizmetlerini ücretsiz olarak sürdürmüştür.
Bunun dışında sadece savaş durumlarında değil, yurtta meydana gelen diğer felaket durumlarında ve afetlerin gerçekleştiği dönemlerde Kızılay en kısa sürede bölgeye ulaşmış; afetzedelere ve felaketzedelere savaşlarda olduğu gibi aynı şekilde hem maddi hem de manevi yardımlarda bulunmuştur. Bölgede mağdur olan herkes için beslenme imkanları, barınma imkanları ve tedavi imkanları Kızılay’ın güvencesi altına alınmıştır.
Kızılay’ın görevleri nelerdir?
Yazımızın başından beri anlattığımız hem savaş hallerine, hem barış hallerinde hem de farklı olağanüstü hallerde; hükümetle bağlantılı olarak gereken şekilde hem vatandaşların hem de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yardım etmeye gitmektedir. Manevi yardımın dışında maddi yardımları için kullandıkları araç ve gereçler daime yanlarında eksiksiz bulunmaktadır.
Bu tip durumlarda sadece beslenme, tıbbi yardım ve manevi destek olarak değil; aynı zamanda zor koşullara neden olan sebep ne olursa olsun her türlü haberleşme imkanını ve araştırma imkanını da mağdur tarafa sunmaktadır.
Bu haberleşmelerin ve araştırmalarla birlikte mülteci değişimi, savaş esiri aktarımı, mültecilere para ve eşya yardımı ayrıca mültecilerin yakınlarıyla haberleşebilmesini sağlama gibi pek çok konuda aracı kuruluş konumunda olmaktadır.
Kızılay, arkasına hükümetin de desteğini alarak terslik yaşanılan bölgede hastaneler kurarak bunun yanında rehabilitasyon merkezi, daha ufak çaplı dispanserler ve sağlık merkezleri kurarak idare edebilme durumuna da girmektedir.
En büyük özelliklerinden biri, ihtiyaç anına kan yardımında bulunan ve yılın tüm zamanlarında kan bağışı kabul eden en büyük kurum olmasıdır. Sivil savunma söz konusu olduğunda da gönüllü yapılanmasını kurarak kan yardımı toplayabilmektedir.
Tehlike içeren savaş gibi durumlarda sivillere yardım edebilmesi için ilk yardımcı kişiler ve özel kurtarıcı birimlerin meydana gelmesi için özel eğitimler verir. Bahsedilen tehlikeli durumlar yaşandığında toplu göçler için sivillere yardımda bulunur; kendisine hükümetten gelen talimat varsa eğer sivillerin talimat edilen bölgeye sağ salim ve tam teşkilat varmasını sağlar.
Yani sonuç olarak konunun özetine gelecek olursak, Kızılay’ın ana gayesi hem barış zamanında hem de savaş zamanında milletlerarası yapılacak ve yurt içinde yapılacak yardımlaşmalarda aktif görev almasıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin içerisinde bulunduğu savaş ve barış dönemlerinde, bir de felaketlerin yaşandığı dönemlerde her türlü maddi ve manevi katkıyı yapmaya sürekli olarak hazır bulunmaktadır.
Kızılay dünya genelinde Kızılaslan, Kızılhaç Komitesi ve Güneş Dernekleri Birliği gibi derneklerle ve bu derneklere bağlı olan diğer küçük çaplı derneklerle iş birliği içerisinde olarak çalışmalarını yürütmektedir. Bununla birlikte dört yılda bir gerçekleştirilen Milletlerarası Kızılhaç Konferansı’na da mutlaka katılmaktadır.
Günümüzde Kızılay’a bağlı olarak Türkiye’nin her bölgesinde toplam 649 farklı şubesi bulunmaktadır. Bu şubelerin haricinde 10 farklı kan merkezi, 1 adet hemşirelik koleji, pek çok gençlik kampı, Afyon bölgesinde bulunan maden suyu işletmesi, çok sayıda dispanser, bazı karayollarının üzerinde bulunan yardım amaçlı istasyonlar, pek çok öğrenci yurdu ve pek çok taş ocağı bulunmaktadır.
Bahsedilen kurumlarda yapılan insani yardımlar hiç bir zaman dil, din, ırk, siyasi görüş ya da sosyal statüler gibi şarlarda asla fark gözetmemektedir. İhtiyacı olan herkesin yardımına eşit şartlarda koşabilmeyi hedeflemektedir. Kendisinin yaptığı her türlü yardım hem millet içinde hem de uluslararası pozisyonda hem barışı hem de dostluğu ilk sırada tutmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.