YARININ GÜVENLİĞİNİ ŞEKİLLENDİRECEK 5 TEKNOLOJİ TRENDİ
Sensormatic CEO`su İsmail Uzelli güvenlik teknolojilerinde geleceği şekillendirecek etkenleri değerlendirdi. Uzelli, geçmişten bugüne kayıt amaçlı kullanılan görüntüleme sistemlerinde, artık görüntüler üzerinde anlık analizler gerçekleştirildiğine dikkat çekti. Uzelli, parmak izi gibi biyometrik özellikler ile kurulan güvenlik duvarlarının da gelecekte hızla yaygınlaşacağını belirtti.
Elektronik güvenlik entegratörleri, yüksek performanslı görüntüleme sistemlerini, ileri düzey analiz yazılımlarıyla buluşturarak firmaların çok daha verimli süreçlere kavuşmasını sağlıyor. Teknolojik çözüm sunan Sensormatic’in CEO`su İsmail Uzelli yarının dünyasında güvenlik yönetimini kolaylaştıran etkenlerin bununla sınırlı olmadığını belirterek güvenlik teknolojilerinde geleceği şekillendirecek 5 trendi değerlendirdi.
“Kameralar arama motoruna dönüştü”
Geçmişten bugüne kayıt amaçlı kullanılan görüntüleme sistemlerinde, artık görüntüler üzerinde anlık analizler gerçekleştirildiğinin altını çizen Uzelli, Bu sayede algılanan görüntüye anlam katarak, olaylara en hızlı şekilde yanıt vermek mümkün oluyor. Kayıtlı bulunan geçmiş verisini sürekli olarak inceleyip, “öğrenen” yapay zeka, böylelikle her seferinde daha iyi, daha doğru ve daha etkin kararlar alabiliyor. Sensörler ve kameralar tarafından algılanan veri, yüksek performanslı bir sistem üzerinde kullanılabilir bilgiye dönüştürülüyor. Örneğin, AVM’de ailesinin yanından ayrılan bir çocuğun AVM’ye girdiği andan itibaren hangi alanlarda dolaştığını ve nereye gittiğini tespit etmek saniyeler sürüyor. Benzer şekilde makina öğrenimi özelliği sayesinde örneğin bir fabrika ortamını belirli süre izliyor ve akışı öğrenerek ortamda normal şartların dışında bir durum geliştiğinde bunu anında raporluyor” dedi.
“Bu parolayı unutmanız mümkün değil”
Uzelli, parmak izi gibi biyometrik özellikler ile kurulan güvenlik duvarlarının gelecekte hızla yaygınlaşacağını belirterek, “Harf ve rakamlardan oluşan parolaları unutmak ya da ele geçirmek mümkün. Oysa her bireyin, kendisine özgü ve değiştirilemez bir güvenlik mekanizması bulunuyor: biyometrik özellikler. Parmak izi ve iris gibi biyometrik özellikleri esas alan güvenlik sistemleri, bugün 40 farklı biyometriden tanımlama yapabiliyor. Dahası, yeni nesil iris tanıma sistemleri ile göz taramasıyla kimlik doğrulama için durup beklemeye bile gerek kalmıyor. Eskiden filmlere konu olan ve maliyet olarak ulaşılması hayli güç olan bu sistemler artık ekonomik ve yüksek fayda sunan güvenlik çözümleri arasında yerini aldı. Her geçen gün daha verimli hale gelen biyometrik güvenlik sistemlerinin gelecekte hızla yaygınlaşacağı muhakkak” şeklinde konuştu.
“İnsan için elverişsiz ortamlarda robotlar devreye giriyor”
İnsanların çalışması için uygun olmayan ortamlardaki görevler yada tek düze, basit fonksiyonların gelecekte robotlar ve drone`lar tarafından üstlenileceğini söyleyen Uzelli, “Örneğin, bir fabrikanın ulaşılması zor bir alanında çıkan yangına müdahale etmek için artık tek bir drone yeterli olacak. Güvenlik ve görüntüleme amacıyla kullanılan profesyonel drone cihazları, riskli alanların hiçbir olumsuz duruma sebebiyet vermeden gözlenmesini sağlayarak, olaylara en hızlı müdahaleyi mümkün kılıyor. Securitas drone`ları Amerika`da ve Almanya’da yangın vakalarında kullanmaya başladı bile. Benzer şekilde, Endüstri 4.0 trendiyle birlikte insanların bugüne kadar rutin işleri üstlendiği üretim tesisleri, sağlık tesisleri ve benzeri alanlarda görevi devralmaya başlayan robotlar da güvenlik teknolojilerinin vazgeçilmezi haline geliyor. Securitas`ın otoparklarda kullandığı Rob isimli robot güvenlik görevlisi, genel güvenlik, alan ihlali ve yanlış park tespiti gibi pek çok işlevi etkin biçimde yerine getiriyor” diye konuştu.
“Akıllı cihazlar ile güvenlik mobilleşiyor”
Gelecekte akıllı telefonların güvenlik uygulamalarında birçok görevi üsteleneceğinin altını çizen Uzelli, “Hayatımızdaki her şey giderek mobilleşiyor. Akıllı cihazlarımız ayrılmaz bir parçamız haline geldi. Bu noktada güvenlik uygulamaları da mobilleşerek telefonlarımıza kadar girmeyi başardı. Buna en iyi örneklerden biri akıllı cihazlara yüklenen bir uygulama ile mobil telefonun bir panik butonuna dönüşebilmesi. Uygulamayı yükledikten sonra kullanıcının olay anına ait video ve ses kayıtlarını uzaktan izleme merkezindeki operatörlere iletmesi için sadece cihazı sallaması yeterli oluyor. Böylelikle tehlike anında kolluk kuvvetlerine anlık bilgi akışı sağlanıyor.
Kurumsal ölçekte ise acil durum yönetim sistemleri, doğal afet ya da can güvenliğini tehdit eden durumlarda çalışanların güvende olup olmadığını anında sisteme raporluyor. Bilgi mesajları, merkezi sistem üzerinden tüm kullanıcıların akıllı telefonlarına iletilebiliyor” ifadelerini kullandı.
“RFID ile güvenlik ve verimlilik bir arada”
Uzelli üzerine yerleştirildiği nesnelerin lokasyonlarının takip edilmesini sağlayan RFID teknolojisiyle ilgili olarak şu bilgileri verdi: “RFID teknolojisi farklı senaryolara uyum sağlayan esnekliği ve yüksek hassasiyeti sayesinde perakende zincirlerinden hastanelere, müzelerden Ar-Ge, tasarım ve üretim merkezlerine kadar pek çok kurum için hem güvenlik hem de operasyonel verimlilik sağlıyor. Ürün yada eşyalara adeta birer kimlik kazandıran RFID etiketler üzerine yerleştirildiği nesnelerin lokasyonlarının takip edilmesini sağlıyor. Bu sayede her sektörde farklı bir fayda sağlıyor.
Örneğin, hastanelerde yenidoğan bebeklerin güvenliğini sağlamak için geliştirilen Bebek Takip Sistemi ile, prosedür dışı her türlü eylemi önlemek için, anne ve bebeğin bina içindeki konumları aktif RFID etiketlerine sahip bileklikler aracılığıyla anlık olarak takip ediliyor. Belirlenen kurallar dışında gerçekleşen en ufak aktivitede güvenlik sistemi alarma geçiyor. Müze ve sanat merkezlerinde sergilenen nadide eserlerin güvenliğini sağlamakta kullanılırken perakende sektöründe reyon doğruluğu, hızlı stok sayımı, omichannel stok yönetimi, pperasyonel hız ve bunlara bağlı satış artışı sağlıyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.